•13•

324 27 12
                                    

Hermione o sabah gözlerini açtığında hiç uyumamış gibiydi. Başı ağrıyordu, kendini yorgun hissediyordu. Bir bakıma da uyumamıştı zaten. Yatağında geçirdiği sürenin büyük çoğunluğunu, ne yapacağını düşünerek geçirmişti. Yapması gereken şeyin Harry ve Ron'la Hogsmeade'e gitmek olduğunu biliyordu. O zaman neden tüm benliğiyle bunun tersini yapmak istiyordu ki? Burada, Draco Malfoy'la konuşmak için kalmak. Düşüncesi bile saçmaydı ama yaptığı bir seçimin sonunda olacak bir şey olması onu daha da inanılmaz kılıyordu. Üstelik bu sadece onun tarafından gelen bir şey değildi... Draco Malfoy her zamanki gibi onunla konuşmaya bile tenezzül etmeyebilirdi, ona Bulanık diyebilirdi –yine demişti ama olsun- bunların yerine ona burada kalmasını söylemişti. Tahmin edilebilir bir şekilde onunla Veritaserum olayını konuşacaktı. Ama... hep bir ama vardı işte.

Yatakhanede bulunan saate gözünü diktiğinde her zamanki saatinde kalktığını fark etti. Yataklardan birkaçı boştu. O da kalktı, yatağı topladı ve aşağı inmek için üstünü değiştirdi. Asasını yanına aldı, kızlar yatakhanesinden çıkınca ortak salonda Ginny'yi gördü ve onun da kendisini beklediğini anlayınca birlikte konuşarak Gryffindor Binası'ndan çıktılar. Ginny, "George şaka dükkanını satmaktan vazgeçti." Dedi Hermione'ye. "Hatta Hogsmeade'de bir şube açmayı planlıyor."

"Bu güzel," dedi Hermione. "Zonko'nun yerini ve diğer her yeri geçeceği kesin." Fred de hayatı boyunca uğraştığı şeyin onun yüzünden kapatılmasını istemezdi ona göre. O dükkanın açık kalması, onun anısına daha çok değer verildiğini gösterirdi.

"Sen iyi misin?" dedi Ginny. "Düşünceli görünüyorsun."

"Eh, düşünceliyim çünkü. Kafamı meşgul eden birçok şey var."

"Sanırım bunlar dersler değil."

"Evet, dersler dışında..." Hermione bir an tereddüt etti. Bu konuda birinden fikir alması gerektiğini biliyordu, bunun için en uygun kişi de Ginny'ydi. Hem anlatmak bu kadar zor olmamalıydı değil mi? "Sana bir şey söylemem gerekiyor," dedi Hermione. "Kahvaltıya daha zaman var. Ortak salona dönsek olur mu?" Ginny meraklandığı için geldikleri o kadar yolu geri yürümeye bir şey demedi ve açıkçası Hermione söyleyeceklerini herkesin gelip geçtiği bir alanda anlatmaktan çekiniyordu. Onları gören Şişman Hanım kaşlarını çattı ve parolayı duyduktan sonra geçmeleri için öne savruldu.

"Peki..." dedi ve söze nasıl başlayacağını düşündü. Olan biten şey herkesin gözü önünde gerçekleşmiş olsa da bir şekilde bir kısmı sadece ona özel olan gizli bir yerde saklıymış gibi hissediyordu.

"Olanları biliyorsun... Yani Lucius Malfoy ve benim aramdakileri falan. Her neyse, ondan sonra bir sabah Ron'un boynuzları çıkmıştı ve..."

"Ne?" Ginny ani bir gülme nöbetine tutununca Hermione de gülmek istedi ama yüzü stresten donmuştu sanki ve tek yaptığı Ginny'nin gülmesini geçiştirmek oldu.

"Hastane kanadına gittik. Biz oradayken Malfoylar da hastane kanadına geldi. Normalde onları birinin görmemesi gerekiyordu –Madam Pomfrey dışında birinin- ve bize çıkmamız söylendi ama biz gidemeden Malfoy yere yığıldı, bir şey oluyordu,"

"Ve?"

"Ve o birkaç tane iksir içti, sonra orada yatmaya başladı ve Madam Pomfrey beni de orada tuttu, bileklerime ne olduğuna bakmak için-"

"Şimdi nasılsın peki?"

"İyiye gidiyor," dedi Hermione ve devam etti, "Ben de... aptalca bir şey yaptım. Black'in stoğundan Veritaserum çalıp onu Malfoy'un iksirine karıştırdım ve o da uyanınca benimle konuştu..."

 𝑶𝑵𝑳𝒀  | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin