"Hagrid, ne yapıyorsun?!"
Hermione temkinli bir şekilde Hagrid'e bu soruyu yöneltmişti çünkü neler olduğu hakkında kesinlikle hiçbir fikri yoktu. Hagrid'i daha önce böyle sinirli ve tehditkar bir şekilde görmemiş olmasının -üstelik elinde tuttuğu pembe şemsiyeyi onlara doğrultmuşken- yanı sıra, Harry'ye büyü yapıldığı belliydi ve Hermione'nin bildiği kadarıyla Hagrid'in bir asası yoktu.
"Benimle geliyorsunuz," diye tekrarladı Hagrid.
"Tamam, ama bunu o şeyi yüzümüze doğrultmadan da söyleyebilirsin değil mi?" dedi Ron sinirli bir şekilde. "Ve belli ki Harry'ye bir şey olmuş-"
"Ah, Harry!" Hagrid yüzünde endişeli bir ifadeyle haşa hareketsiz durmakta olan Harry'ye döndü. Bir saniye sonra pembe şemsiyesinden çıkan bir ışıkla Harry'nin üzerinden lanet kalktı ve Harry ayağa kalkmaya çalışırken Hermione şaşkınlıkla "O şey bir asa mı?" diyebildi.
"Onda kırılan bir asanın parçaları var ve bizim üzerimizde kullanılabilecek kadar çalışıyor!" diye sinirle bağırdı Harry. Bir an sonra o da asasını çekip Hagrid'e doğrultmuştu. Hermione ve Ron ikisinin arasına girmeye çalışırken Hagrid tekrar konuştu: "Arkadaşlarının asaları bende ve en fazla birini koruyabilirsin, o yüzden o asayı indir çocuk."
İşte bu bir şeylerin anlaşıldığı andı. Hermione kendinden emin bir şekilde "Sen Hagrid değilsin." diyince Hagrid ifadesini bozmadan "Benimle geliyorsunuz." diye tekrarladı.
•
"Buna inanamıyorum!" dedi Harry sesini olabildiğince alçak tutmaya çalışarak. "Resmen onun bizi bir yere götürmesine izin veriyoruz! Hagrid kılığına girmiş birinin!"
"Gerçek Hagrid nerede peki?" diye sordu Ron sesinde belirgin bir endişeyle.
"Bize zarar vermeyecek," diye yanıtladı Hermione aslında olaya ikisinden de farklı bir açıdan baktığını fark etmeyerek. "Bunu çoktan yapardı yapacak olsa. Sadece bizi her nereye götürüyorsa oraya gideceğimizden emin olmak istiyor."
"Konuşmayı kesin ve olduğunuz yerde durun."
Üçü de birbirlerinden uzaklaşıp etraflarına baktılar. Hermione daha önce Yasak Orman'ın bu kısımlarında hiç bulunmamıştı. Burasının orman olduğundan bile emin değildi. Okul arazisinden o kadar uzaklaşmışlardı ki az bir süre yürümelerine rağmen Hermione yorgunluktan öldüğünü düşünüyordu ve tahminlerinde yanılmıyorsa okul arazisinin sınırına gelmiş olma ihtimalleri bile vardı.
Hagrid -ya da her kimse- önlerine geçip durdu. Elini paltosunun devasa ceplerinden birine atarak içinden uzunca bir zincire sahip sarkaçlı bir saat çıkardı. "Bunun Hagrid'e ait olmadığı kesin," diye geçirdi Hermione içinden. Birkaç saniye onun saate bakmasını izlediler, daha sonra Hagrid bu sefer de cebinden bir asa çıkardı. Hermione'nin daha önce hiç gördüğü asalara hiç benzemiyordu bu. Yapıldığı ağacın birkaç yerine kesik atılmış gibi eğri büğrü, kırık, kıvrılmış duran bir asaydı.
"Portus Arastica," diye fısıldadı Hagrid ve ne olduğunu anlamadan karanlığa çekildiğini hissetti.
•
Hermione'nin emin olduğu şeylere bir yenisi daha eklenmişti. Birincisi, bu adam kesinlikle Hagrid kılığına girmiş biriydi. Bir eski ölüm yiyen veya zararsız biri. Şanslarına bakılırsa bunun eski ölüm yiyen dışında bir şey olması olanak dışıydı. İkincisi de, her nereye geldilerse zemini kesinlikle yosunlarla kaplı yumuşak orman toprağından oluşmuyordu.
Hermione düştüğü yerden kalkmaya çalışırken Harry ve Ron'un da aynısını yaptığını gördü. Sonunda bunu yapmayı başardığındaysa gördüğü manzara karşısında şaşkınlıktan geriledi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑶𝑵𝑳𝒀 | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞
Fanfiction•Harry Potter Fan Fiction• Kitap esas olarak bir Dramione hikayesi değil, genel bir fiction hikayesini anlatmaktadır. Kapak ve kitabın adı düzenlenecektir. ~ Karanlık bir sabaha açtı gözlerini genç adam. Ne zamandan beri karanlıktı ki onun günleri...