•11•

414 40 7
                                    

İksirin renksiz, görünmeyen bir yapıya sahip olması işini kolaylaştırmıştı ama amacı da buydu zaten. Ondan habersiz sorgulayacağınız kişinin bunu fark etmesini istemezdiniz. Malfoy'da da bu gerçekleşti. Gözlerini açar açmaz bu duruma önceden alışıkmış gibi şifacının koyduğu iksirle birlikte Veritaserum'u da içmiş oldu ve Hermione tuttuğu nefesini bıraktı.

Durum böyle olmasa bile Malfoy'un fark edeceğini sanmıyordu. Birazdan öğreneceği sebepten ötürü çektiği acı onu gerçekten etkilemişe benziyordu. Halsizdi ve iksirleri içerken ne içtiğine bakmamıştı bile. Hermione bir şey demeden önce bekledi. Harry'nin anlattığına göre Barty Crouch iksiri içtikten hemen sonra konuşmaya başlamıştı ama Hermione şu durumda bunu riske atmak istemiyordu.

Malfoy iksirleri içtikten sonra boş şişeleri komodine çarparak koydu, ayağa kalkmaya çalıştı. Yüzünden acı çektiği belli oluyordu. Bu gerçekten de arada bir oluyorsa nasıl fark etmemişlerdi ki? Hatırladığı kadarıyla gelmediği bir ortak dersleri yoktu. Her derste birbirleriyle uğraşmaktan vazgeçmemeleri bunu hatırlamasını sağlıyordu.

Malfoy ayağa kalkınca Hermione de ayağa kalktı ve çıkan sesten dolayı fark edildi. Malfoy Hermione'nin karşısında şaşırmışa benzemeyen bir ifadeyle bakarken Hermione ilk olarak onun bir şeyler demesini diledi. Çünkü Veritaserum'un hafıza silmediğini biliyordu, Malfoy Hermione onu direk olarak sorgulamaya çekerse bunu hatırlardı ve bir şeylerden şüphelenebilirdi.

Beklediği gibi oldu. "Burada ne işin var?" dedi Malfoy, ona birkaç günde ikinci kere. "Neden başımda bekliyordun?"

"Başında beklemiyorum." Dedi Hermione anında. Ulaşması gereken bilgiler vardı ama söze nasıl başlayacağını bilemiyordu ve açıkçası bu stresli işe yalnız başına giriştiği için biraz pişmandı. "Hastane kanadının da Malfoy'lara ait olduğunu söylemeyeceksin herhalde."

"Her neyse." Dedi Malfoy. "Benimle uğraşma bulanık."

Herione artık duymaya alıştığı lafı önemsemedi. Sadece Veritaserum'un öylesine anlarda da işe yarayıp yaramadığını merak etmişti ve cevabını almıştı. Malfoy onun hakkındaki gerçek düşüncelerini söylüyordu. Her zamanki gibi.

"Sana bir şey soracağım." Uzatmanın anlamının olmadığını düşünmüştü. Nasıl olsa iksir işe yaramıştı, değil mi?

"Baban bir ölüm yiyenken nasıl Hogwarts müdürü olabildi? Neler çeviriyorsunuz?"

"Sana neden cevap vereyim ki?" Malfoy ona küçümser bir şekilde baktı. "Yapabildiğinin en iyisi bu mu Granger?"

"Evet," diye düşündü Hermione, sinirli bir şekilde. "Bir profesörün stoğundan iksir çalıp sana içirdim." Gür saçları yüzüne yapışmaya başlamıştı. İksir işe yaramıyor muydu? İksire karşı direnç gösterilebiliyor muydu?

"Bana cevap vermen gerekiyor." Dedi gittikçe zayıflayan bir sesle. Doğruluk iksiri içmişti, bunu yapması gerekiyordu.

"Ben..." dedi Draco Malfoy ama sözünün yarısında duraklayınca Hermione indirdiği başını kaldırdı. Yüzündeki ifade giden ve acısını unutmuş gibi görünen Malfoy konuşmaya devam etti. "O benim babam-"

"Baban hakkındaki gerçeği biliyorum zaten. Nasıl müdür olduğunu söyle."

"Kahşin." Dedi Malfoy. "Onun destekleriyle Black seçildi."

"Black?" dedi Hermione. "İksir profesörü olan mı?"

"Hayır." Dedi Malfoy. "Black bir soyadı değil, bir lakap. Kahşin içinde o ismi kullanıyor."

"Gerçek adı ne peki?" dedi Hermione sabırsızca.

"Bilmiyorum." Dedi Malfoy. "Herkes ona öyle seslenir. Gerçek ismini bilen yok."

 𝑶𝑵𝑳𝒀  | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin