𝑶𝑵𝑳𝒀 | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞

•24•

Hermione gözlerini açtığında kendini karanlıkta buldu. Küçük ışık huzmeleri havada dans ediyordu ama bulunduğu yerin aydınlatması için bu yeterli değildi. Gözlerini birkaç kez kırpıştırıp nerede olduğunu anlamaya çalıştı, bunun yerine yerde yattığını fark etti. Yavaşça doğruldu, her tarafı ağrıyordu, bilekleri acıyordu. Etraf kendi kendine aydınlanmaya başlamıştı. Bileklerine baktığında kalın halatlarla bağlı olduklarını gördü ancak birkaç saniye hareketsiz kalınca halatlar Çin kelepçesi gibi çözülerek yere düştüler.

Hermione ayağa kalktı. Kendi etrafında dönerek bakındı. Ne yaptığını, nerede olduğunu anlamaya çalışırken arkasından biri ona ismini seslendi. "Hermione!" Hermione döndüğünde sarışın bir kızın kendisine baktığını gördü. Hufflepuff öğrenciler başkanı Grace'ti bu. Grace hareketsiz bir şekilde ayakta dikildi, onun isminden başka hiçbir şey söylememişti. Hermione birkaç adım atarak Grace'e yaklaştı, ancak yaklaştıkça görüntü bozuluyor gibiydi, sarı saçların rengi biraz daha açıldı, gözler biraz daha koyulaştı ve artık karşısında Draco vardı. Hermione başını iki yana salladı, neler olduğunu anlamıyordu, tekrar baktığında Grace vardı ve şimdi de yine Draco. "Yap!" diye bağırdı Draco'nun sesi, "Yapman gerektiğini biliyorsun!"
Hermione neyi yapması gerektiğini bilmiyordu, elleri hissizdi ve düşünceleri dilsizdi.

Parmaklarının bir şeyi sıkıca kavradığını hissedince başını eğdi ve asasını tuttuğunu gördü. Düşünmek için bir saniye durmadı bile, "Bizi biliyor!" diye bağırıyordu Draco, "Her şey bitecek!"

Görüntü tekrar Grace olunca Hermione ona düşünmeden asasını doğrulttu, "Crucio!"

Grace çığlıklar içinde yere düşerken Hermione de asasını düşürdü ve Grace'in yanına koştu. Ne yaptığını, bunu neden yaptığını bilmiyordu. Elleri titreyerek yüzüstü yere düşmüş Grace'i kendine doğru çevirdi ve Grace dönünce korkuyla bağırarak ayağa kalktı. Az önce acı içinde sarsılan Grace gitmişti, onun yerinde kendisi yatıyordu, hareketsiz ve göğsündeki Draco'nun hediyesi kana bulanmıştı.

Hermione birden gözlerini açarak doğruldu. Nefesleri sıklaşmıştı, titriyordu. Rüyayla gerçeği ayıran o birkaç saniyelik süreçte korkuyla etrafına baktı. Yatakhanesinde, yatağında, güvende olduğunu anlayınca ise parmaklarını geçirip sıktığı yastığı rahat bıraktı.

Bir elini alnına koydu, nemlenen saçlarını alnından geriye doğru attı. Nefesleri hala sakinleşmemişti ama iyiye gidiyordu. "Sadece bir rüyaydı," dedi kendine. "Bir kabus." diye düzeltti sonradan.

Saate baktığında 6.53 olduğunu gördü. Bu saatten sonra uyusa da bir şeye yarayamazdı. Yatakhane arkadaşlarını rahatsız etmemek içi sessizce yatağından ayrıldı, sandığından birkaç parça kıyafet alarak sınıf başkanı banyolarına doğru gitmeye başladı.

•

Hermione işini bitirip yatakhanesine döndüğünde neredeyse herkesin yeni uyanıyor olduğunu gördü. İnsanlar konuşmaya başlamıştı, yatakhanelere ve ortak salona bir uğultu hakimdi. Hermione Parvati'ye "Günaydın," dedikten sonra giysilerini yatağının üstüne koydu ve programa bakarak çantasını kitaplarla doldurmaya başladı. Çekmecesindeki kitaplara baktıkça ne kadar uzun süredir kütüphaneye gitmediğini fark etti. Draco ile cezaya kalma, öğrenciler başkanlığı derken okul hayatı şu sıralar çok yoğundu ve hiçbir zaman derslere zamanından çok önce çalıştığı için kendini bu kadar rahatlamış hissetmemişti. Bu yine de onu biraz tedirgin etti tabii, ama o anda yapacak bir şey yoktu.

Çantasını sırtına aldı ve asasını da ön cebine yerleştirdi, yatakhaneden dışarı çıktı. Ron'u görmek için sabırsızlanıyordu. Kahvaltıdan önce bunun için zamanı olacaktı, yolda belki Harry'ye rastlardı. Tam bunları düşünürken birden karşıdaki alt sınıfların yatakhanesinden aşağıya inmek üzere tamamen hazırlanmış Ginny ile karşı karşıya geldi. Ginny onu görünce gülümseyerek Hermione'nin yanına geldi. "İyi ki doğdun Hermione!" dedikten sonra Ginny ile sarıldılar. "Bekle," dedi Ginny ve koşarak yatakhanesine gidip elinde bir hediye paketiyle geri döndü. "Bunu yatakhanede unutmuştum, iyi ki karşılaştık." Ve hediyeyi Hermione'ye vererek onun açmasını izlemeye koyuldu.