•7•

538 46 17
                                    

Malfoy Hermione'nin yanında oturmaya devam ederken Binns dersi anlatmaya başlamıştı bile. Her zamanki gibi birkaç dakika sonra kimse dersin farkında değildi. Bu sefer Hermione de değildi.

"Yanımdan kalk!" dedi. "Bir sürü boş yer var."

"Bana emir veremezsin. Rahatsızsan sen kalk."

"Tabii ki rahatsızım! Ayrıca sen rahatsız değil misin? Ne de olsa bir bulanıkla oturuyorsun!"

"Birazdan gideceğin için, rahatsız değilim." Malfoy bunu kendinden emin bir tavırla söylemişti. Tüy kalemiyle parşömenini doldurmaya başlarken Hermione'ye buz gibi bir gülümseme gönderdi.

Hermione arkasını dönüp Harry ve Ron'a baktı. "Biriniz benimle yer değişsin."

İkisi de bunu istemediler. Sonuçta yıllardır Sihir Tarihi'ni birbirleriyle Quidditch hakkında konuşup adam asmaca oynayarak geçiriyorlardı. Ama Hermione onlara ateş saçan gözlerle bakmaya devam edince Ron yutkunarak, "Ben geçerim." Dedi.

"Onunla oturmak istediğimi kim söyledi?"

"Senin fikrini sormadım."

"Potter, Weasley, bulanık arkadaşınıza bir profesörün gözü önünde zarar vereceğimi mi düşünüyorsunuz?"

Hermione onların cevaplamasına izin vermeden konuştu. "Senden korkmuyorum. Beni rahatsız ettiğin için kalkmanı istiyorum."

Hermione'nin sözlerini dikkate almayıp yazı yazmaya devam ederken Harry ve Ron konuşmaya geri dönmüşlerdi bile. Draco Malfoy'u görmek, sürekli bulanık demesine duymak gıcık ediciyken şimdi babası müdür olduğu için Hermione iyice ondan nefret ediyordu ve onun yanında oturmak dışında her şeyi yapardı. Malfoy'u haklı çıkarmaktan nefret ederek çantasını ve sıranın üstündeki kitaplarını alıp Harry ve Ron'un arkasına geçti. Onun yer değiştirmesiyle kızıl saçlı kız Malfoy'un yanına oturdu.

Harika, diye düşündü Hermione. Ron gibi birini tanıdıktan sonra kızıl saçlı insanlara karşı kötü duygular besleyebileceğini düşünmezdi. İç çekerek tüy kalemini mürekkebe batırdı ve Binns'in mavi kanatlı orman perileri hakkındaki uzun söylemlerini not almaya koyuldu.

*

Ders bittiğinde sınıftaki herkes bunu bekliyormuş gibi ayaklandı. Gidiş yolunun açılmasını beklerken Hermione Harry ve Ron'un yanından geçti. "Bizi beklemiyor musun?" dedi Ron. Sonra onun yanına geldi. "Malfoy'la ilgiliyse, zaten onunla baş edebileceğini bildiğim için..."

"Malfoy'la ilgili değil. Kütüphaneye gitmem gerekiyor."

"Yemeği bekleyebilirsin, değil mi?"

Hermione düşündü. "Sanırım bekleyebilirim. Ama iksirleri almak ve kitaplarımı bırakmak için yatakhaneye çıkmam gerek."

"Tamam. Biz bekliyoruz."

"Parola ne?"

Harry gülümsedi. "Kılıç."

Hermione yatakhanelere çıkıp kendi odasına girdi. Lavender Brown, Parvati Patil ve Emma Shaley adlı bir kızla kalıyordu. Ginny'le kalmayı her şeyden çok isterdi ama odasını yaşıtlarıyla paylaşabiliyordu.

Kitapları sandığına yerleştirdikten sonra boş bir defter, mürekkep kutusu ve İksir kitabını çıkardı. O kadının bundan sonraki derslerine daha hazırlıklı olmaya kararlıydı. Çantasını kapatıp gidecekken gözü odadaki aynaya takıldı yine. Yüzünün kenarındaki çizikler sonunda geçmeye başlamıştı. Birkaç hafta önce kestiği saçları kısa sürede uzamış, omzunun çok aşağısına dökülüyordu. Onları düzeltmek için başarısız bir hamle yaptı ama saçları elini çekince tekrar kabardı. Aynaya biraz daha yakınlaşıp saçlarının üst kısmıyla ilgilenirken aniden kapı açıldı ve aynadan uzaklaştı. Enerjilerinden hiçbir şey kaybetmemiş görünen Lavender ve Parvati konuşarak içeri girdi, Hermione'ye selam verip konuşmaya devam ettiler.

 𝑶𝑵𝑳𝒀  | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin