Oya; başıma giren büyük ağrıyla açtım gözlerimi. Egemen uyuyordu yanımda derin derin.
Odadan çıkıp mutfağa doğru ilerlerken saatin sekiz olduğunu gördüm.
Bardağa doldurduğum suyu içerken bahçede beliren kişiye baktım. Uygardı.
Gülümsedim. Elinde büyük bir kese kağıdıyla geliyordu.
Sürgülü cami açıp bahçeye adımladım ve artık aramizda üç dört adım kaldığında ayağımın taşa çarpmasıyla, yere kapaklanıyordumki beni tuttu ve dünya durdu.
Bu koku o koku
Beni uykumdan uyandıran ve bana gel diyen.
Çok tanıdık bir koku
Kimim ben ve kimin bu koku
Prangalara takıldı ellerim,ayaklarım,zihnim.
Bana gel diyor ve Ben sıkı sıkı tutuyor.
Daha da derine çektim şimdi bu kokuyu. Gittikçe derinleşiyor ve gözlerimin önüne seriliyor
Geri çekilerek ona baktim. O neden kokuyordu? Bu neden oldu? bu koku neden tanıdık?
"Bu koku?"
"Ne kokusu?"
Omuzlarında duran ellerimi çekip saçlarımdan geçirdim. Etrafa inanamayarak bakarken kendi etrafında döndüm göz yaşlarım toprağı kabul ederken.
"Beni çağırdı bu koku çok değişik çok garip ben ben bişi hissettim."
Uygar inanamayarak bana bakarken arkama bankasıyla bende oraya döndüm.
Egemen buraya doğru geliyordu ve arkasında onurla iskender vardı.
Egemen daha da yaklaşırken durdurdum onu
"Gelme lütfen gelme beni yalnız bırakın."
Ormana doğru yürümeye başlarken onca soru işareti silindi kafamda ve Ben kendimi toprağa teslim ettim gözyaşlarımla gerisi ise boşluk ...
#############
Yazar;Egemen oyanın bayılmasının ardından oyayı içeri taşıyıp doktor çağırmış şimdi ise başında bekliyordu.
"Nesi var doktor bey?"
"Egemen bey dediğim gibi hafıza kaybı insanın hiç unmadığı bir anda bir nesne bir müzik bir koku başka bir insanı hatırlatabiliyor ve bu beyine sinyal veriyor. Aklında kalmasa bile ruh ve ten onu kabul ediyor ve vücud tepki veriyor. Uygar beyin kokusu onu babasına annesine yada bir başkasına götürmüş olabilir. "
İskender doktoru geçirirken egemen uygara hala o keskin bakışlarını atıyordu.
Herkes odadan çıkarken egemen uygarın kolundan tutup bahçeye sürükledi.
"Ne yaptın lan kıza?"
"Neden bah-
Egemen uygara yumruk atıp arkasını döndü ve işaret parmağıyla onur ve iskenderi durdurdu.
Uygar iyiyim der gibi başını sallarken egemenin karşısına geçip konuşmaya başladı.
" benim bişi yaptığım yok. Ayağı şu taşa takıldı ve düşmek üzereyken tuttum. Sonra burnu boynuna denk geldi ve geri çekilmedi sonra daha da kokladı bişiyler mırıldandı ve bana sarıl-
Uygar yeniden yediği yumrukla yere düşerken.
"Senin boynunu keserim lan!"
" onun hayatini mahvediğin için fimi bu öyle? Ölmüş bile olsa onu sevdiğinden ayırdın üzülmesine bile izin vermedin. Sen onun hayatını ellerinden alıp başka bir hayat sundun ona."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜĞÜM...
RomanceDEVAM EDIYOR... Tesadüf diye bir şey yoktur. Herşeyin ve hayatına giren herkesin bırakacağı dersler ve izler vardır. +18 içerir