#30#

953 28 2
                                    

Yukarıdaki müziği dinleyebilirsiniz.

"oya konuşmamız gerek." dedi İskender egemene bakarak.

Egemen bişi demeden yutkunurken İskender terler döküyordu.

"ne konuşacağız?" dedi oya İskenderin yanına giderek.

"burada olmaz." uygar egemene bakarken egemen oya ya bakıyordu.

"tamam." dedi oya sakin bir sesle.

"tamam değil." dedi behsat arkadan.

İskender arkasına dönüp dedesine bakarken dedesi egemene bakıyordu.

"ilk bizim konuşmamız gerek evlat." dedi dedesi sert bir sesle.

Uygar İskendere bakıp başını olumsuz anlamda sallarken İskender dedesine bakıp konuşmaya başladı

"tamam buyur çalışma odasına gidelim."

"uygar sende gel." dedi dedesi ve yürümeye başladı.

Egemen oyanın elini tutup salona girerken onur içeri girmişti.

Onurun yanından geçen İskender ve uygar onura bakmazken onur ne oluyor der gibi başını sallamıştı.

"bilmiyoruz behsat bey alıp gitti."

"konuşmak içindir." dedi onur elini beline koyup.

###########

"kapıyı kapat." dedi behsat uygara.

Uygar kapıyı kapatıp otururken iskenderde tam karşısındaydı.

"tek bir cevap istiyorum. Babanı neden vurdun uygar?"

Uygar dedesine bakıp kaşlarını çatatken dedesi surat ifadesini bozmuyordu.

"birini öldürücekti."

"kimi?"

"tanımıyorum."

"uygarrr!"

"tanımıyorum dedim."

"ne diye kurtardın o zaman lan?"

"babamın katil olmasını istem-"

"babanı tanımıyormuşum gibi konuşma o zaten katil."

"oğlun hakkında böyle konuşman ne kadar doğru dimi dede?"

İskenderin dediğine dedesi hışımla bakarak cevap veririken ayağa kalkmasıyla hiç bir tepki vermediler.

"o ali denen adamın ölmesi gerekiyordu." dedi dedesi

Uygar hışımla ayağa kalkıp dedesine baktı.

"bundan senin haberin varmı?"

"var." dedesi bir uygara bir iskendere bakarken uygar yumruk yaptığı elini duvara geçirdi.

"o adamdan uzak durun eğer durmazsanız bu sefer gerçekten kolunuza sıkmam."

Uygar dışarı çıkıp kapıyı çarparken iskender ayağa kalkıp gidiyordu ki dedesi kolundan tuttu.

"neden koruyor o iti?"

"oyanın babası." behsat beynine mermi yemiş gibi dona kalırken gözleri yerinden fırlayacakmış gibi belirginleşmişti. Yumruk yaptığı ellerinden habersiz geri geri sendelerken İskender dışarı çıkmıştı

Aşşağıya inip kapının açık olduğunu gören İskender kapıya gitti ve uygar bahçeye giderken gördü.

"uygar."

"ne var?"

"dur."

Uygar olduğu yerde durup beklerken İskender yanına gidip kendine çevirdi.

"ne diye sinirleniyorsun lan?"

"nasıl sinirlenmiyim lan? Kızın hayatını berbat ediyoruz günden güne. Ondan herşeyi saklıyoruz."

İskender kaşları çatıp imalı imalı baktı uygara

"seni niye bu kadar ilgilendiriyor?"

"iskender yeter!"

Uygar kolunu çekip yürümeye başladı.

" seni duydum." dedi İskender.

"o gece hastanede oya ya fısıldadıklarını duydum."

Uygar olduğu yerde durup arkasını dönmezken gözlerini kapatmıştı.

"şimdi anlıyorum." dedi İskender

"neden bu konuların merkezinde senin olduğunu."

Uygar önüne dönüp İskenderin yakasına yapışıp onurun arabasına yasladı.

"neden lan neden?"

"çünkü oyayı bahara benzetiyorsun. Ve ne tesadüf oya ve bahar kardeş."

Uygar dişlerini sıkıp yakasını daha fazla sıkarken yere düşen bireyin çıkardığı sesle uygar arkasını döndü

Onurun elindeki anahtar yere düşmüştü ve onur onlara inanamayarak bakıyordu.

" ne dedin ne dedin? "dedi onur iskendere yaklaşıp.

Uygar İskenderin yakasını serbest bırakıp geri geri giderken onur bir iskendere bir uygara bakıyordu.

" ne işin var burada? "dedi İskender.

" bahar ablayla oyanın ne alakası var? "

Dedi onur sert bir dille.

Herkes birbirine bakarken üçüsününde telefonuna gelen bildirimle birbirlerine baktılar ve telefonlarını ceplerinden çıkardılar.

Mesaj: bilinmeyen.

Liderli kardeşler...

Görüşmemizin zamanı gelmedi mi?

Üçüsüde birbirine bakıp kaşlarını çatarken yağızın onları uzaktan izleyip güldüğünün farkında değillerdi.

"kim bu?" dedi onur telefonunu çevirip onlara göstererek.

"yağız." dedi uygar sinirli bir şekilde.

Uygarın telefonunun çalmasıyla hemen açmıştı.

"neredesin lan şerefsiz."

"aleyküm selam kardeşim." dedi yağız sinsi bir tonla.

"ne istiyorsun?" dedi uygar dişlerini sıkarak.

"gönderdiğim adrese sadece siz gelicek siniz eğer birinin daha haberi olursa ali ölür."

"ne diyorsun lan sen piç?"

"adres attım. Tren kalkıyorrr çuf çuf." yağız kahkaha atıp telefonu kapattı.

İzlendiğini bildiği için egemene mesaj attı.

Uygar:biz gidiyoruz adamları al ve peşimizden gel. Soru sorma!

Egemen aldığı mesajla kafasını kaldırıp kapıya bakarken oya yanındaydı.

Oyanın elinden tutup kapıya doğru koşarken ikisinde enselerinde hissettikleri sızıyla yere yığıldılar.

Behsatın adamları egemen ve oyayı bayıltmışlardı ve merdivenlerden yukarı çıkarmaya başlamışlardı.

Behsat yağızın gerçekten aliyi öldürüp ortadan kaldıracağını sanıyordu ama yanılıyordu. Yağız onuda kandırıyordu.

Behsat gülerek kapıyı açtı ve onların olmadığını görerek kapıyı geri kapattı.

Tuzağa düşmüşler diye düşündü ama tuzağa düşen tek onlar değildi kendide düşmüştü.

###########

Kısa bir bölüm oldu fakat heyecanlı bitti.

Oy ve yorum atmayı unutmayın.

Teşekkür ediyorum😘😘

DÜĞÜM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin