Jongin onu yavaşça yatağa attı.
"Çok hoş."
Kyungsoo çarşafların lüks ve konfor içinde tenine değişiyle güzel bir iç geçirdi, bir başmelekle göz gözeydi. Jongin'in bakışları o kadar ateşliydi ki, o kadar efendiydi ki, Kyungsoo kısacık bir an durup bir hata mı yaptım, diye merak etti. Ya Kyungsoo ile kalıcı bir ilişki isterse?
"Hiç kölen oldu mu?" diye sordu Jongin'e.
Jongin hafifçe ağzını yamulttu ama gülmekten çok, cinsel istekleriyle lekelenmiş bir keyif ifadesiydi. "Çok." Kyungsoo'yu ayak bileklerinden yakaladı, bacaklarını açtı. "Hepsi de, tahmin edebileceğin her açıdan hizmet etmeye dünden razıydı."
Kyungsoo tekme atmak istedi ama Jongin onu daha da yakına çekti, suratı içsel bir cinsel ifade kaplıydı.
"Bazıları bir meleği zevkin doruğuna çıkarmayı öğrenmek için yıllarca uğraştı. Vampirler yüzyılların deneyimine sahipti."
"Piç." Kyungsoo sert bir laf etmişti ama sırada neler olacağını beklerken midesi kasılıyordu.
"Ancak," Jongin, Kyungsoo'yu yukarı kaldırıp güçlü bir vuruşla en dibine kadar gömüldü, "hiçbirisini başka âşıklar edinmekten men etmedim."
Kyungsoo, vücudunu Jongin'in kalçalarının içine girmesinin etkisine alıştırmaya
çalışırken belini yay gibi gerdi. Sonunda nefes alabildiğinde Jongin'i de aynı pozisyonda gördü, sanki başmelek de kontrolünü sağlamak için savaş veriyordu."Bana hiç paylaşımcı bir tip gibi gelmedin." Kyungsoo'nun sesi çatlaktı.
"Hayır. Eğer bir başka birisine giderlerse," diye anlatırken, bilerek çok yavaşça dışarı çıkmaya başladı, "yerini almayı bekleyen onlarcası olurdu. Hiç önemsemezdim."
Kyungsoo artık düşünme yetisini kaybetmiş sayılırdı, tüm varlığı vücutlarının birleştiği noktaya odaklanmıştı. Geriye kalan mantığı da, Jongin'in ağır, baştan çıkarıcı sözlerinin gücü altında ezilip gitti.
"Bir başka âşığın olursa, Kyungsoo," vampir avcısının nefesini keserek bir kez daha sertçe içine girdi, "ona yapacaklarım insanlığın hafızasına kazınan bir kâbus olur."
Arkasından başka söz konuşulmadı, sadece hareket oldu; ten tene kayganlaşan hareketler, melek ve avcının itiş ve çekişi, zengin ve erotik, müthiş heyecan patlamaları oldu.
Kyungsoo'nun en son hatırladığı şey, belki de ikisinin açlığının birleşiminin gücünü fazla hafife aldığıydı.
Sıcacık, yumuşacık ve ipeksi bir şeyin üstünde uyuduğunu fark ederek uyandı. Parmaklarını ayırınca kendini okşarken buldu, "Ah!"
Yatakta dimdik kalktı. Ağır bir kol onu tekrar aşağı çekti.
"Kanatların," diye fısıldadı, bir kanadın görkeminin üstünde elini gezdirerek.
"Güçlüler." Tembel bir cümle, bir şeyle... doluydu.
Kyungsoo tam dönüp ona bakacaktı ki, vücudunun içinde bulunduğu durumu gördü.
"Ah, yo, şaka yapıyor olmalısın!" Kyungsoo tepeden tırnağa sim içindeydi, kirpikleri, ağzının içi melek tozuyla dolmuştu.
Özel karışım.
Jongin elini Kyungsoo'nun kalçasına koydu."Bilerek... yapmadım."
Kyungsoo başmeleğin sesinde bir utanma sıkılma mı duymuştu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel's Blood||KaiSoo
FanficTehlikeli bir yakışıklılığa sahip Seul başmeleği Jongin, vampir avcısı Kyungsoo'ya bir iş teklifi etmişti.