Sai ve Shikamaru, etrafı araştırmaya devam eden Anbu birliğini denetlemek ve aramaya katılmak için gecenin karanlığına karışmışlardı. Aslında Sasuke'de gitmek için niyetlenmişti fakat Kakashi onun yorgunluğunu fark etmiş ve dinlenmesini istemişti. Sasuke konuşmalardan sonra biraz rahatlamıştı fakat yeterli değildi. Şu anda tek isteği Sai ve Shikamaru'nun elleri boş dönmemesiydi.
Herkes düşünceli bir şekilde odalarına çekilmek üzereyken Tsunade hepsini durdurdu.
"Konuşmamız gereken daha önemli bir mesele var."
Kakashi soran gözlerle Tsunade'ye baktı.
"Önemli ise neden Sai ve Shikamaru'nun yanında iken bahsetmedin?"
"Bahsetmek istemedim çünkü, onlar Byakugo hakkında sizin kadar bilgi sahibi değiller. Ayrıca buradaki herkes Sakura ile aynı takımda savaşmış kişiler, yani onun savaş stilini öncelikle siz biliyorsunuz."
Naruto, artık kötü bir şeyler daha duymak istemiyordu. Sakura'ya yeterince üzülmüştü. Şu anda tek istediği onu kaçıranları bulup ağızlarının payını vermekti. Emindi ki Sasuke'de kendisi ile aynı duygular içerisindeydi.Elinde olmayarak Sasuke'ye baktı.
Sasuke'nin yüzü her zamanki gibi ifadesizdi ama Naruto içten içe onun Sakura için endişelendiğinin farkındaydı. Naruto içinden Sakura ile Sasuke'nin birlikte olabilmesi ve Sasuke'nin duygularını Sakura'ya net bir şekilde anlatabilmesini diledi.
Yamato ve Kakashi ise düşüncelerinin sessizliğine bürünmüşlerdi.
Tsunade oturduğu sandalyede biraz öne doğru eğildi. Karşınsındakilere dikkatlice baktı.Ardından derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.
"Byakugo, görünenin aksine oldukça tehlikeli bir teknik."
Onu dinleyen kişilerden gözlerini kaçırarak, kelimelerini toparlamaya çalıştı.
"Ben Byakugo sahibi olmadan uzun zaman önce yaklaşık 9 yaşımda iken dedem Senju Hashirama'dan dolayı bana Konoha'nın gizli arşivlerine erişim izni verilmişti. Dedem bendeki medikal ninjutsu yeteneklerini gördüğü için oradan jutsuların yazılı olduğu parşömenlerden bir akademi hocası eşliğinde çalışmama izin veriyordu."
Tsunade öksürerek boğazını temizledi.
"Sonrasında tesadüfen Byakugo mührünün bulunduğu bir parşömen elime geçti. Başta önemsemedim fakat gördüklerimden biraz farklıydı. Bu yüzden öğretmene fark ettrmeden onu arşivden dışarı çıkardım. İncelediğimde bu jutsunun benim için uygun olacağını düşünüp parşömenden çalışmaya başladım. Fakat başarılı olamıyordum.Ayrıca parşömeni arşiv dışına çıkardığım için de kimseye bu konudan bahsedemiyordum."
"Dedem yeni öldüğü zaman taziyesi için evimize gelen çok kişi olmuştu. O sırada dedemin eşi olan Mito tesadüfen benim sakladığım parşömeni buldu ve beni yanına çağırdı. Sonrasında aslında bu jutsunun yaratıcısının o olduğunu öğrendim. Bana başta öğretmek istemedi. Benim çok ısrar etmem sonucunda öğretmeyi kabul etti."
"O zamanlar ölüm döşeğindeydi. Sadece bana diretif verebiliyordu. Gelişme kaydetmeye başladığım sırada bir gün beni yanına çağırdı. Her jutsuda olduğu gibi bunun da bir zayıf yanı olduğunu söyledi. Dediğine göre vücudun belli bir bölümünde çok fazla çakra birikeceğinden açığa çıkarmanın daha zor olduğu gerçeğiydi. Bu sebepten ötürü ya büyük bir konsatrasyon ile kademeli olarak açığa çıkmalı ya da vücudun istemsizce vereceği tepkilerden dolayı kişiye fiziksel acı çektirilmeliydi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Other Story 🍁/Sasusaku Fanfiction [TAMAMLANDI]
Fanfiction4. ninja savaşından sonra her şeyin bittiği düşünülüyordu. Fakat, bazı şeyler en beklenmedik anda ortaya çıkar öyle değil mi?