Tekrardan uyandığımda ilk öncekine daha da toparlanmış hissediyordum.
Ama hareket etmek acı verici ve zor geliyordu.
Başımı pencereye çevirdiğimde güneşin tepede olduğunu fark edip, gün ortasında olduğumuzu anladım.
Ama...
Oda boştu.
Sasuke-kun burada değildi.
Gözlerimi kısıp aklıma gelen olay kesitlerinden kaçmaya çalıştım.
En son hatırladığım şey kırmızı bir bulanıklıktı ama bunu düşünmek bile istemiyordum.
Sadece Sasuke-kun'un görsem yeterdi, ona sarılmak ona dokunmak tüm sıkıntılarımdan kurtulmama yardımcı olacaktı.
Pencereden mavi gökyüzünü izlemeye devam ederken kapının hafifçe açıldığını duyduğumda başımı bitkince sola çevirdim.
Sasuke-kun ile göz göze geldiğimde, kapının eşiğinde bir anlığına donakaldı.
Tüm heybetiyle orada dururken ona aşık olmamak elde değildi.
Benim için endişelendiğini bilsem de dik duruşundan asla ödün vermemişti, iyileşeceğimi tahmin edebilmişti.
Evet, onu bırakıp asla gitmeyecektim.
Bir şey söylemeden yanıma geldi ve yatağa doğru değilip yüzünü boynuma gömünce gözlerimden birkaç damla yaşın aktığını hissettim.
Tek kolumu zorla kaldırarak boynuna doladım ve onu iyice kendime çektim.
Kendisine has erkeksi kokusu kendime gelmemi daha çok sağlarken boynuma bıraktığı tatlı öpücükle gülümsedim.
"Ben...İyiyim..."
Fısıltıyla çıkan sesim havada asılı kaldı.
Ve biz de sarılmaya devam ettik...
****************
"Sakura...Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum."
Kaşığımı bitirdiğim tabağa bırakıp ilk defa bu kadar kararsız görünen Sasuke-kun'un gözlerine baktım.
O da, Tsunade-sama'da ve diğerleri de benden bir şey saklıyorlardı.
Gerek hareketleriyle gerekse konuşmalarından bir şeyler olduğunu anlıyordum.
Elimi elinin üzerine koydum ve kaseyi diğer elimle yandaki masaya bıraktım.
"Ben iyiyim, Sasuke-kun...Çekinmeden söyleyebilirsin."
Sasuke-kun kararsızca bana bakıp nefes aldı.
"Pekala...Hastanedeyken o kadını kocasından korumaya çalıştığında seni tutup duvara fırlatmıştı..."
Sinirlendiğini hissettiğimde elini hafifçe sıktım.
"O sırada, karnında bir komplikasyon oluşmuş..."
Kaşlarımı çattım ve ne demek istediğini anlamamış gibi ona baktım.
Ama anlamıştım.
Elime gelen kan buydu.
Karnıma bir şey saplanmamıştı ama...
Gözlerim şokla açıldı.
Günlerdir hiseettiğim, tuhaf şeyler... Bazen çok açık iştaha sahip olmam, normalden daha çabuk yorulmam...
Sasuke-kun'un gözlerine baktığımda tek kelime etmeden beni izlediğini gördüm.
Bakışlarım karnıma gittiğinde olası bir olumsuzlukta bana söyleceklerini biliyordum.
"H-hamileyim...Değil mi?"
Cevabın doğru olduğunu bilmeme rağmen Sasuke-kun'a bakmayı sürdürdüm.
Başını salladığında gözlerimden birkaç damla yaş düştü.
Aklıma çiçekler arasında bulduğum bebek gelmişti.
Şimdi düşünüyordum da bebek tıpkı Sasuke-kun'a benziyordu.
Derin bir nefes alıp gülümsedim.
Gözlerimi açıp Sasuke-kun'a baktım, tuttuğum elini karnıma getirdim ve belki de şu anda mercimek kadar olan bebeğimizi hissetmeye çalıştım.
Anlıma konan öpücükle gülümsemem genişledi.
Çiçekler arasında tuttuğum o güzel bebeğin gözlerindeki ışıltıyı bir kez daha gördüğüme yemin edebilirdim.
***************
"Sakura'nın hamile olmasını güzel karşılayacağını biliyordum..?"
Sasuke, Naruto'ya bakıp göz devirdi.
Naruto ise bunu görmezden gelip kendi kendine konuşmaya devam ediyordu.
"Çocuğunuzu düşünemiyorum, dostum...VIP kul olacak..."
"Saçmala..."
Sasuke, Naruto'nun bu iltifatlarına içten içe sevinse de asla bunu belli etmeden yanından geçip sorgu odasına girdi.
Sakura'nın yaralanmasına sebep olan adam gidip geldiği küçük hücresinde Sasukeyle göz göze geldi.
O anda bütün zaman ve mekan durdu.
Adam kendini boşlukta havada dururken buldu, hareket etmeye çalıştı ama görünmez iplerle bağlanmıştı.
Karanlığın içinde Sasuke belirdiğinde o kadar korktu ki titremesini bastıramadan ona bakma zayıflığını gösterdi.
Sasuke'nin mermereden farksız yüzünde tek bir kas bile oynamazken adama yaklaşmaya devam etti.
En sonunda yüzyüze geldiklerinde adam Ucihiha'nın gözlerinde yanan kor ateşi görmüştü.
"Eğer karıma ve çocuğuma bir şey olsaydı, seni öldüreceğimi söylemiştim ama..."
Adam biraz rahatlamaya çalıştı.
Eğer karısı ölmediyse o zaman bu berbat yerden kurtulabilirdi.
Ve bu adam ona hiçbir şey yapamazdı.
"Ancak..."
Buz gibi bir ses irkilmesine neden oldu.
"Şu şansa bak ki seni vatana ihaney suçundan öldürmek zorundayız..."
Adamın gözleri fal taşı gibi açılırken Sasuke onun tepkilerini izleyerek kendini eğlendiriyordu.
Sakurasına böyle bir şeye cesaret eden adamı kolay salmak niyetinde değildi, üstelik geçmişte Kabuto için ajanlıka yaptığını ortaya çıkarmışken...
Adam, sinirle dişlerini gıcırtattı ama ne yaparsa yapsın buradan kurtuluşu yoktu.
"Umarım...Umarım çocuğun ve karın gebe-"
Son sözleri bu oldu.
Kanı tüm hücreyi sararken bedeninin içinden geçen kapkara şimşekler tüm organlarını parçaladı.
"Senin gibi bir iblisin laneti bana sökmez...Çünkü kendi lanetimi yıllar önce yaşadım..."
*****************
Bu yolculuk çok güzeldi...
O zaman neden yeni bir yolculuğa başlamıyoruz?
Trouvaille 🥀
Yakında....
Sasusaku ile kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Other Story 🍁/Sasusaku Fanfiction [TAMAMLANDI]
Fanfiction4. ninja savaşından sonra her şeyin bittiği düşünülüyordu. Fakat, bazı şeyler en beklenmedik anda ortaya çıkar öyle değil mi?