16

1.2K 79 35
                                    

Sasuke, büyük bir  çukurun ortasında duruyordu. Düşündüğünden daha çok çakra harcamıştı fakat hala yeterli enerjisi vardı. Nefesini birkaç solukta kontrol etmeye çalıştı. Ardından arkasındaki harap olmuş bir halde yatan kişiye döndü.

Ölüp ölmediği umrunda bile değildi. Fakat, Shin'in bir daha yoluna çıkması o kadar kolay olmayacaktı.

Aklı Shin ile savaşmaya başadığından beri Sakuradaydı. Nara ormanına varıp varmadığı bilmiyordu ya da arkasındaki 3 adamı nasıl atlattığını.

Örgütün her yerde kolları olduğu belliydi fakat işin içine Shin nasıl girmişti?

Shin'i tek eliyle boğazından tutup yerden kaldırdı.

"Neden?"

Tek bir kelime ile Shin'in gözlerini açmaya yetmişti. Kanlı ağızıyla sırıtmaya çalışıp Sasuke'nin yüzüne kan tükürdü.

"Sa-sana neden sabebini söyleyeyim ki"

Tabi, neden söyleyecekti ki.

Sasuke, yüzünü Shin'in yüzüne daha çok yaklaştırdı. Eğer Sakura'ya bir şey olursa plan falan dinlemeyip tarikatın tüm üyelerini işkence yaparak öldürecekti.

"Bir daha sen ve köpeklerin benim veya Sakura'nın karşısına çıkarsa, seni öldürmekten beter ederim."

Shin kendinden emin ifadesini bir kenara bırakıp dikkatlice ona baktı.

"Her şey için çok geç kalmış olabilirsin."

****************

Adam beni en sonunda sırtından attığında nerede olduğumuzu anlamaya çalışarak etrafa baktım. Mağara gibi bir yapının içinde gibiydik. Ters bir şekilde o kadar çok yol katetmiştim ki başım ağrıdan çatlıyordu. Bu sebepten ötürü nerede olduğumuzu anlayamıyordum.

Gözlerimi kırpıştırıp, kendime gelmeye çalıştım.

"Akio, burasının doğru yer olduğuna emin misin?"

Başımı kaldırıp Akio adlı adama baktım. Düşünceli bir şekilde haritaya bakıyordu.

"Eminim, yer burası. Rokuro sensei buradan kızı teslim alacak."

Ardından beni ayağa kaldırmaya çalıştılar. Fakat, kendimi hala iyi hissetmiyordum. Kalkamadan tekrar yere düştüm.

"Hadi! Kalk!"

İkisi kollarımdan tutup beni kaldırmaya çalıştı tekrardan. En sonunda ayağa kalktığımda ileride bir karartı gördüm. Belki ağrıyan başımın bir oyunudur diye kafamı salladım. Tekrardan baktığımda karartı insan suretine bürünmüştü ve bize doğru geliyordu.

Onlarda en sonunda fark etmiş olmalıydı ki Akio beni kollarının arasına alıp mengene gibi sıkıştırdı.

"Kimsin?"

Üzerine siyah bir pelerin geçirmiş olan kişi yaklaşmaya devam ediyordu.

Akio bel çantasından bir kunai çıkardı.Kunai'yi bana doğru doğrulttu.

"Geri çekil!"

Adam en sonunda durup bize baktı. Yüzünün sadece temel hatları biraz belli oluyordu.

"Emaneti almaya geldim."

Ses tonu bana çok tanıdık gelmişti fakat çıkaramamıştım. Belki de yanılıyor olabilirdim.

Akio kunaiyi benden çeksede kollarını gevşetmemişti.

"Şifre?"

"Gökler sadece en yüksekte uçan kartallara aittir."

Akio'nun kolları bir anda gevşedi. Ardından başı ile yanındaki adamı çağırıp selam verdiler. Ardından mağaradaki taşları eze eze çıkışa yöneldiler.

Beni bıraktığı anda biraz topallamış sonrasında dengemi kurabilmiştim. Karşımdaki kişiye düz bir ifade ile baktım.

Adam yanlız olduğumuza emin olmak istermiş gibi bir süre bekledi ardından başlığını açtı.

Karşımdaki kişiye bakarken yanılmadığımı anladım.

Ama nasıl olabilirdi?

Benim şaşkın ifadem ona haz veriyormuş gibi uzun dilini dudaklarına götürdü.

"Tekrar karşılaştık. Sakura Haruno"

Sesinde ölçülü bir sakinlik vardı. O sakinliğin ardındaki derin öfkeyi hissedebiliyordum. Eğer dehşete düşmüş olmasaydım onunla var gücümle savaşırdım.

Beni manipüle ediyordu.

Sinirle ona bakmaya devam etsem bile şaşkınlığım yavaşça korkuya dönüşmeye başlamıştı bile.

Aklım hala o olmaması için bana inat ediyordu.

"Ka-kabuto"

**********

Sasuke, Shin ile savaştığı ağaçlık yerden ayrılıp ormanın içlerine doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada Sai'nin ona haber vermek amacıyla gönderdiği kartalı fark etti. Kolunda hazır bulundurduğu parşömeni yere atıp ayağı ile açtı. Kartal parşömene yönelip mürekkep şeklinde dağıldı.

'Sasuke, örgütün merkezine vardık. Farelerden aldığım bilgilerin çoğu yanlış çıktı. Nasıl yaptıklarını bilmiyorum, büyük ihtimalle beni yanıltmak için genjutsu yaptılar. Çok fazla düşman vardı fakat makineden de bir iz yoktu. Savaşırken Kakashi sensei, Tsunade-sama, Naruto ve Yamato sensei geldiler.Etkisiz hale getirdiğimiz kişiler onları sorgulayamadan kan kusup öldüler. Elimizde şimdilik bir bilgi yok. Onları Maden köyü yakınlarında  Yamato sensei'nin kurduğu geçici Anbu üssüne götürüyoruz. Dikkatli olun. Sizinle orada buluşuruz.'

Sasuke, kaşlarını çattı. Bu iyi bir haber değildi.

Yerdeki parşömeni hızlıca katlayıp rulo haline getirdi ve ağaçların arasında kayboldu.





Sasusaku ile kalın....

Sasusaku ile kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.










Other Story 🍁/Sasusaku Fanfiction [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin