Gözlerimi kapatıp perdeden sızan güneş ışığını kendi çabamla yok etmeye çalıştım.
Çabamsa ellerimi gözlerime siper etmekti. Ne çaba ama!
Daha fazla direnemeyip yataktan yavaşça kalktım ve perdeyi çektim. Ardından yatağın yanındaki koltuğa oturdum.
Ellerim kucağımda perdenin kapatamadığı küçük açıklıktan dışarı baktım.
Birkaç gün önce Tsunade-sama ile yaptığım konuşmada onu ilk defa bu kadar pişman görmüştüm. Aslında, hata tamamen bendeydi. O defteri zamanında okumamıştım. Tsunade-sama, kendini bu konu ile ilgili oldukça yıpratmıştı.
Byakugo'nun bu kadar tehlikeli olduğunu düşünmemiştim. Fakat, Naruto ve Sasuke-kun'un aldığı riskler aklıma gelince onlar üstesinden geldiyse bende gelirim diye düşündüm.
Yaklaşık 2 gündür yürümeye başlamıştım. Kendimi zorlamadan ve yaralarımın izin verdiği ölçüde yürüyebiliyordum.Tedavim ise bitmişti.
Naruto, Shizume senpai ve Tsunade-sama dün Konoha'ya dönmek için yola çıkmışlardı. Aslında Tsunade-sama benim yanımda daha çok kalmak istemişti fakat Konoha hastanesinde sadece kendisinin yapabileceği türden ameliyatlar yapması gerekiyordu.
Konoha'da bir heyelan yaşanmıştı. Bu sebepten ötürü Kakashi sensei tüm medikal ninjutsu kullanıcıları ve sağlık personellerini göreve çağırmıştı.
Haberi duyduğumda oldukça paniklemiştim. Öncelikle arkadaşlarım ve klinikteki hastalarım için ardından ailem ve evim için. Kakashi sensei, daha hasarın ne boyutlara ulaştığını tespit edemediklerini fakat köy genelinde oldukça fazla kişinin yaralandığını açıklayan bir mektup göndermişti.
Naruto ise heyelanla düşen kayaları kaldırmak için acilen gitmişti. Kakashi sensei Naruto'nun Kyuubi moduna geçip kayaları taşımasını istemişti.
Bu süreç içinde Sasuke-kun'u birkaç defa görme fırsatı yakalamıştım. Tabii ne o ne de ben konuşmuştuk. Zaten ben onunla konuşabileceğimi de düşünmüyordum.Gitmeden Naruto'ya Sasuke-kun'un durumunu sorduğumda 'Biraz toparlanması gerektiğini' söylemişti.
Sasuke-kun'a zaman vermek benim için sorun değildi. Onu sevdiğimi anladığımdan beri buna alışmıştım.
Yavaşça kalkıp üstümü giyindim. Kendi kıyafetlerim mahfolduğu için İno bana ödünç kıyafetler vermişti. Kısa kollu beyaz bir tişört ile siyah taytı yavaşça üzerime geçirdim.
Ardından yavaşça kapıyı açıp aşağıya indim. Sasuke-kun ortalarda görünmüyordu. Belki de hala uyuyordur.
Umursamayıp kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Kakashi sensei ve Yamato sensei buraya gelmeden önce uzun süre kalma ihtimaline karşı Konoha'dan yemek için bir şeyler getirmişlerdi.
Yaptığım peynirli omleti tabağa koymadan önce Sasuke-kun'u çağırmak için yukarı çıkacaktım ki ilerideki karartıyı gördüm.
Paniklerken aklıma mağarada yaşadıklarım canlanmıştı.
Benim için tekrar mı gelmişlerdi?
Vücudum titremeye başladı. Acele ile üst kata çıkıp eşyalarım arasında kunailerimi buldum. Hemen aşağı inip saldırmak için evin arka tarafında geçtim.
Simsiyah giyinmiş biri eve yaklaşıyordu. Yüzünü göremiyordum. Yaralarımın izin verdiği ölçüde hareketlenip kunai ile saldırdım.
Sanki bunu bekliyormuş gibi bir anda arkasını döndü ve kunai bulunan elimin bileğini tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Other Story 🍁/Sasusaku Fanfiction [TAMAMLANDI]
Fanfiction4. ninja savaşından sonra her şeyin bittiği düşünülüyordu. Fakat, bazı şeyler en beklenmedik anda ortaya çıkar öyle değil mi?