"Bitti mi?"
Başımı sallayarak onu onayladım. Zaten beni anlayabilmesini hiçbir zaman beklemiyordum.
Dışarı bakmaya devam ettim. Sasuke-kun'un iki kelimesi bana yetmişti. Duygularım silinmişti.
Her zamanki gibi.
"Ben anlattıktan sonra kendi düşüncemi söyleyeceğim."
Onu belli belirsiz onayladım. Yaşadıklarım onunkilerin yanında hiçbir şeydi.
Ben onu onaylayınca anlatmaya başladı.
"Abim benim için bu dünyadaki en değerli şeydi. Çocukken onunla geçirdiğim zamanı hala bile birçok şeye değişmiyorum."
Hafifçe iç çektim.İtachi kadar bile olamamıştım.
"O zamana kadar hayatım güzel ilerliyordu. Herkesin imrendiği bir abiye, mükemmeliyetçi babaya ve şevkatli bir anneye sahiptim. Bir gün shurinken atma çalışmasından sonra eve doğru koşarak gidiyordum. Galiba yemek saatini çoktan geçmişti. Eve gelip anneme ve babama seslendiğimde cevap gelmedi."
İstemsizce nefesimi tuttum. Sasuke-kun ise bana bakmadan anlatmaya devam etti.
"Tüm odaları tek tek dolaştım. Paniklemiştim. En sonunda oturma odasına geldiğimde tüm kilimlerin etrafa saçılmış olduğunu gördüm. Ortada büyük bir alan çıkmıştı. İlerisi karanlık olduğu için ne olduğunu göremiyordum.Sonrasında ayaklarıma doğru bir sıvının geldiğini fark ettim. Dikkatli bir şekilde bakınca bunun kan olduğunu anladım."
Sasuke-kun'un sesi titriyordu. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.
"Devam edebilecek misin?"
Bana bakmayıp sorumu görmezden geldi.
"Annem ve babamı yerde kanlar içinde yatarken gördüğümde dünya benim için durmuş gibiydi. Başta yaralandıklarını düşünüp onları sarstım. Ama bir tepki gelmediğini fark ettiğimde istemsizce ağlamaya başlamıştım. O sırada ileride bir karartı belirdi. Başta kim olduğunu anlamasamda sonrasında abim olduğunu fark ettim."
"Ona birisinin annemize ve babamıza bir şeyler yaptığını onu bulmamız gerektiğini o şokla anlatmada çalıştım. Abim bana boş gözlerle bakıyordu. Sanki öldürülen onun ailesi değilmiş gibiydi.En sonunda bel çantasında bir kunai çıkarıp bana doğru fırlattı. Kolumu ıskalayıp tahta kapıya saplanan kunai ile olduğum yerde çivilenmiş gibiydim."
"Şimdi düşünüyorum da abim o mesafeden asla o atışı kaçırmazdı. Kolumun acısı ile yere doğru çöktüğümde bana en başından beri olmamı istediği abi rolünde oynadığını, aptal olduğumu, bir rüyanın içinde yaşadığımı söyledi. Söylediklerine inanamıyordum. Ona doğru yaklaşmaya çalıştığımda annemizi ve babamızı ayrıca tüm klanı kendisinin öldürdüğünü söyledi."
"Dehşete düşmüş bir şekilde ona baktığımı hatırlıyorum. Böyle bir şeyin nasıl mümkün olabildiğini o zaman aklım almıyordu. Nasıl bir insan aynı kanı paylaştığı klanını, aynı evde yaşadığı ailesini öldürebilirdi ki. Sonrasında etraf karardı O an ki boşluğumdan yararlanıp pencereden dışarı çıktı. Uchiha mahallesinin caddelerinden birine girdi. Onu hemen takip etmeye başladım. Etrafım ceset ve kanla doluydu."
"Etrafa bakmayıp ona odaklanmaya çalıştım. En sonunda açıklık bir alanda durdu. Gözleri mangeoku sharingana bürünmüştü. O zamanlar bunun önemini anlayamamıştım tabii. Sonrasında hayatımda duyduğum en duygusuz sözle konuşmuştu.'Benim aptal kardeşim... Beni öldürmek istiyorsan benden nefret et! Bana kin besle! Ve gurursuz bir şekilde yaşamaya devam et kaç kaç, sadece canını kurtarmak için yaşa. Bir gün benimle aynı gözlere sahip olduğunda beni bul.' Sonrasında sharinganı açtığımı hatırlıyorum. Ardından bana genjutsu yaptığını."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Other Story 🍁/Sasusaku Fanfiction [TAMAMLANDI]
Fanfiction4. ninja savaşından sonra her şeyin bittiği düşünülüyordu. Fakat, bazı şeyler en beklenmedik anda ortaya çıkar öyle değil mi?