8

1.3K 92 24
                                    

Handaki odama yerleştikten sonra odanın camdan yapılma duvarından iskeleye baktım.

Çok güzel bir görüntüydü.

Fakat, kişisel zevklerimi görevin önünde tutamayacağımdan odadan çıkıp, handan ayrıldım.

Meydana geldiğimde saat 1 olmuştu. Sasuke-kun ile buluşmamıza 2 saat vardı. Belki bu süreçte bende biraz araştırma yapabilirdim.

Meydanda gözlerimi gezdirirken ilerideki bir dükkanda sanki birileri bana bakıyor gibi hissettim.

Dükkana bakarken bana bakan hiç kimseyi göremedim, belki de benim kuruntumdu.

**********

Meydana yönelirken, orada bulunan büyük saatin 3'e vurduğunu görmüştüm.

2 saat boyunca etrafta dolaşmış, insanların davranışlarını incelemiştim ama herkes fazla normaldi.

Belki Sasuke-kun bir şeyler bulmuştur.

Gözlerim meydandaki o dükkana baktığında, orası da normal işleyişine devam ediyordu.

İstihbarat yanlış olabilir miydi acaba?

Sasuke-kun'un ileride göründüğünü fark edince, beni fark edene kadar saate baktım. Ardından Han'ın yolunu göstermek için yürümeye başladım.

Arkamda olduğunu bilmeme rağmen durmadım ve hanın giriş yoluna girip, kapıyı açtım.

Girişteki masada yine o teyzeyi görünce selam verdim.

"Arkadaşım birazdan gelir herhalde ben odama çıkacağım. Onu da yönlendirirsiniz değil mi?"

Başını salladıktan sonra odaya geçip Sasuke-kun'u beklemeye başladım.

Ayakkabılarımı çıkardım ve çantamda yanıma aldığım şifalı otları inceledim. Ne olur ne olmaz diye yanıma almıştım. Her an her şey olabilirdi.

O sırada kapı açıldı ve Sasuke-kun göründü. Bana kısa bir bakış atıp, ayakkabılarını çıkarıp üstündeki pelerini ve çantasını çıkardı.

Gözleri normal görünüyordu. Büyük ihtimalle dikkat çekmemek için rinnegan bulunan gözünü gizleyecek bir genjutsu yapmıştı.

"Tek bir oda mı tuttun?"

Soruyu öyle bir sormuştu ki kendimi sapık gibi hissetmiştim.

"Ha-hayır. Bu handa odalarda paravan var. Senin odan yan tarafta."

Beni onaylayıp yere oturdu.

Acaba bir şeyler bulabilmiş miydi?

Sasuke-kun derin bir nefes aldı.

"Öncelikle, bu gruba dair hiçbir iz bulamadım. Fakat, satıcıların bulunduğu ara sokaklardan birinde bir şeyler duydum. Genellikle toplandıkları bir yer varmış. Bunları konuşan adamlardan birini takip ettim. Yine burası gibi bir hana girdi. Orayı araştırmayı düşünüyorum. Eğer oraya sızarsam yılanın başı da ortaya çıkar."

Elimi çeneme koyarak düşündüm. Şu an anbu da görevli olan Sai'nin sayesinde bu tür yerlerde gizli odalar olabileceğini öğrenmiştim.

"Adamın girdiği han belki de grubun merkezi olabilir. Gizli bir odaları bile olabilir."

"Aynen, olabilir. Bu arada"

Kolunu saran kumaşı yavaşça geriye doğru itince derin bir kesik göründü.

Panikledim.

"Ne oldu?!"

"Sakin ol. Bir şey yok, bilerek kunai ile kestim. Sen medikal ninjutsun ile iyileştirirken mangeoku sharingan ile kopyalayacağım. Böylece senin olmadığın zamanlarda yaralanırsam kendimi iyileştirebilirim"

Onu onaylarken, sakinleşmeye çalışıp ona doğru yaklaştım.

Ellerimi kolunun üzerine koyup, odaklandım. O sırada Sasuke-kun da mangeoku sharinganı aktifleştirmişti.

Açık yeşil renkli çakra ellerimde dalgalanırken, kesiğin derin kısmına yoğunlaştım.

Sasuke-kun beni dikkatli bir şekilde izlerken, kesik yavaş yavaş kapanmaya başladı.

Tamamen kapanınca ellerimi çekip geri çekildim.

"Teşekkürler"

"Önemli değil"

********

Akşamüstü olunca yemeğimizi yiyip, yarınki yapacaklarımız hakkında konuştuk.

Sasuke-kun yarın o hanı araştırırken bende adamları gördüğü sokakta araştırma yapacaktım.

Geceliğimi giyinip yatağa uzandım. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalışsam bile hiç uykum yoktu.

Bu yüzden, üstüme pelerinimi geçirip odanın camla kaplı duvarındaki iskeleye açılan kapıya doğru yürüdüm.

Belki biraz hava almak iyi gelebilirdi.

İskeleye doğru yürüdüm. Hava,tatlı tatlı esiyordu. En sona geldiğimde oturdum ve geriye yaslandım.

En son ne zaman böyle oturup yıldızlara ve aya bakmıştım?

Savaştan önce de sonrada günüm hep koşturmaca içinde geçmişti.

Kaygısızca gökyüzüne bakmayı özlemiştim.

Gökyüzüne bakarken, artık düşüncelerimi aklımdan daha fazla uzaklaştıramayacağımı fark ettim.

Sasuke-kun, anlıma dokunduğunda ilk defa onunla bir geleceğim olabilir mi? diye düşünmüştüm. Fakat, bencillik etmiştim. Sasuke-kun yıllardır çok zor zamanlar atlatıyordu.

Onu asla anlayamazdım. Ben ailem olmadan büyümemiştim çünkü. Ona verebileceğim tek şey sevgiydi. Fakat, onun beni kabul ettiğinden bile emin değildim.

Bu konu benim için ne kadar belirsiz olsada Naruto'yu, İno'yu Temari'yi ve diğerlerini düşündüm.

Tüm arkadaşlarım kendilerini çok seven insanlarla beraber olmayı başarabilmişti. Naruto Hinatayla, İno Sai ile ve diğerleri....

Hepsinin mutluluğuna dışarıdan biri olarak eşlik etmiştim. Ne kadar itiraz etmeye çalışsam da onları çok kıskanmıştım. Hemde deliler gibi.

Sasuke-kun'un güç için Orochimaru'nun peşinden gitmesinden sonra çok çalışırsam, sevgimi bitirebilirsem onu arkadaşı olarak Naruto ile kurtarabileceğimi düşünmüştüm.

3 yıl boyunca deli gibi çalışmış, Tsunade- sama'nın yanından bir an olsun ayrılmamıştım. Fakat, kalbime söz geçirememiştim. Onu 3 yıl sonra ilk kez gördüğümde bile aynı duygulardan hiçbir şey kaybetmemiştim.

Gözlerimden birkaç damla yaş denize düşerken, ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.

"Lanet olsun!"

Önemli bir görevdeyken düşündüğüm şeyler bunlardı işte. Sasuke-kun büyük ihtimalle yarın nasıl yol izleyeceğini düşünürken ben neler düşünüyordum.

Yavaşça iskeleye uzandım. Bacaklarım iskelenin ucundan sarkıyordu.

Yıldızlar üstümde parlarken yutkundum.

"Keşke, derdimi anlatabilseydim. Keşke, Sasuke-kun'u değiştirebilseydim."

Yıldızlar gözlerimdeki yaşlar yüzünden bulanıklaşırken, sesimin kısıldığını hissettim.

"Keşke, Sasuke-kun ile mutlu olabilseydim."



Sasusaku ile kalın.....

Sasusaku ile kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Other Story 🍁/Sasusaku Fanfiction [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin