18.Bölüm

1.4K 71 2
                                    

mediadaki-Gece

ELİF'DEN

 Gece'yi Çağrılar bizden almıştı. Bizde eve geldiğimizde derince nefes almaya çalıştım. Her şeyi yarın Çağrı'ya anlatmam lazımdı. Nasıl anlatacaktım ki? Başka bir insandım ben. Onun tahmin edemeyeceği kadar başka ve tehlikeli. Her an ölümle yapışık ikizler gibi dolanıyordum.  Yalnızlığımız yıllar önce bizi evlatlık alan aile sayesinde yok olmuştu. Ama bize verdikleri bu hediyenin bir bedeli vardı. Babamız olan general' ın dediklerini yapıp ajan olacaktık. Olduk, babamızın dediğini yaptık. Ama iki yıl önce beraber çıktığımız tehlikeli bir görevde babamız ölmüştü. Onun yerine yeni bir general geldi. Şimdi de onun emri altında çalışıyoruz. Hayat herkese bir yerden saldırırmış. Abim odama daldığında gözlerim büyümüştü. Yataktan hızla doğrulup ne diyeceğini bekledim.

''Çabuk hazırlanın. Gidiyorsunuz ...'' deyince ne olduğunu anlamıştım. Sinirle Çağrı'ya bir şey söyleyemediğime yanıyordum.

SELİN

Gidiyorduk. Yine biz ve tehlikeli bir görev... Ama bu kez her zamanki gibi istekli değildim. Ardımda Ozan vardı çünkü. Onu özleyecek olmam ve yeniden görebilecek miyim bunu bilememem beni üzüyordu.  Ozan'ın son kez sesini duymak için acele bir şekilde numarasını tuşladım.

''Canım?'' diyen sesi beni buruk bir şekilde gülümsetmişti.

''Nasılsın?'' dedim. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

''İyiyim de senin sesin niye böyle?'' dediğinde kendimi toparlamaya çalışıyordum.

''Ya ne... Ne varmış sesimde gayet iyiyim ben.'' diye çemkirdim. Ah Ozan ya giderayak yine beni sinir ediyorsun.

''Tamam, canım ne kızıyorsun? '' deyince oflayıp ''Nereden kızmışım ben?'' dedim. Ozan kıkırdıyordu. Bu çocuk cidden manyak... Abim kapıdan seslendi.

''Selin hadi çabuk ol. Helikopter bekliyor. ''deyince gözlerimde biriken yaşlar yanağıma süzülmüştü.

''Ozan'' dediğimde yutkunmaya başladım.

''Ha güzelim?'' deyince derin nefes aldım.

''Seni seviyorum.'' dediğimde gülümsediğini hissetmiştim.

''Ben seni daha çok seviyorum...'' dediğinde bende gülümsedim.

''Biz Elif'le babaanneme gidiyoruz.  Hastaymış acilen çıkmamız lazım.'' dediğimde Ozan'ın neşeli sesi bir anda değişti.

''Ne gidiyor musunuz? Nereye?'' dediğinde abimin yine bağırması ile"Canım sonra konuşuruz. Abim çağırıyor çıkmamız lazım. ''deyip hızla telefonu kapadım. Siyah yeleğime silahlarımı koyup üstüme siyah montumu giydim. Şapkamı takıp sırt çantamı da alıp koşar adım aşağı indim. Bahçeye çıkınca korumanın çektiği işkence kahkaha atmama neden olmuştu. Abim kaşlarını çatmış Elif ile bana bakıyordu.

''Kızlar Allah aşkına bu bavullar ne? İçine ne koydunuz da bu adam götüremiyor? ''deyince Elif başladı konuşmaya.

''Aman abi ya üç beş parça bir şey işte. Senin adamın güçsüz...''deyince abim sabır dilendi.

''Bırakın bunları gerek yok .'' dedi. Ben hemen devreye girdim.

''Ay abi onlarsız olmaz. Saçımızı nasıl düzleştireceğiz?'' derken Elif söze girdi ''Yani dolarlar verdiğimiz makyaj malzemelerimiz var. Vallahi ben makyaj yapmadan saçımı düzleştirmeden çıkmam göreve.'' deyince abim bize siz nesiniz der gibi bakıyordu? Koruma arabanın bagajına bavulları koydu koymasına ama kapak kapanmıyordu bu kez. Adam arkası ile itiyordu olmuyordu, bagaja bile oturdu yine olmadı. Abim ''Ya sabır Allah'ım zaman kaybediyoruz.  Kapama oğlum bırak öyle kalsın. Binin kızlar araca.'' deyince hemen bindik. Abim sırt çantalarına bakıp ''Gereken her şeyi aldınız demi?'' dedi. Elif ''Pasaportlar kaldı. Onları general ayarlar zaten diye gerçeklerini almadık yanımıza.'' dedi. Abim onaylayıp ''Kızlar ben gelemiyorum biliyorsunuz nedenini. Ama aklım sizde çok dikkatli olun. General sizi Amerika'da bekleyecek. Helikopterden inince bir araç alacak sizi. Generale gidince her dediğini dikkatle dinleyin. Bu seferki göreviniz çok ciddi.'' dediğinde Elif ile birbirimize bakıp yeniden abime döndük.

GECE'NİN HÜZNÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin