ŞİMDİYE KADAR YANIMDA OLUP BANA DESTEK OLDUĞUNUZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. İYİ Kİ SİZLERİ TANIDIM, İYİ Kİ HİKAYE YAZMAYA DEVAM ETTİM. HER BAŞARI YOLUNDA BİR ENGEL VARDIR. AMA ÖNEMLİ OLAN ONLARI AŞMAKTIR...
GECE'NİN HÜZNÜ ARTIK SON BULUYOR. ŞU AN ÇOK DUYGULANDIM İNANIN BANA YAZARKEN DE BÖYLEYDİM. HER ŞEY İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. SİZİNLE DİĞER HİKAYELERİMDE BULUŞMAK ÜZERE HOŞ ÇAKALIN!
İYİ OKUMALAR :D
mediadaki-Gece
bölüm şarkımız mediada.
****
Bir insan kaç kez birine bırakma ellerimi diyebilirdi ki? Kaç kez ağlardı gidenin ardından? Bir daha sevemem diyordu Ayaz. Bahar'ın ardında gözleri yaşlı kaldığı zamanlarda... Ama ona aşkı öğretti gece gözler. Sıcacık elleri ile tuttu ellerini. Üşüyen kalbini ısıttı. Birlikte kalkalım dediklerin de ayağa kalkmışlardı. Şimdi var mıydı böyle bırakıp gitmek? Mutlu ol demek ne kadar da kolaydı. Hiç seven kalp kaybedince mutlu olabilir miydi? Yeniden sevmek ne kadar zordu. Yeniden sevemezdi ki Ayaz.
Omuzları çökmüştü Ayaz'ın. İçini derin bir hüsran sarmıştı. Yine içindeki bütün çiçekler solmuştu. Yorgun kalbi hayata direniyordu. Hıçkırıkları karanlık gökyüzünü doldururken Gece'yi ilk gördüğü anı anımsadı. Okulun uzun koridorunda arkadaşlarıyla yürüyordu. Sert, kendinden emin adımları Ayaz'a her yaklaştığında nefesini kesiyordu. Ayaz, inkâr etse de ilk o an kalbini kaptırmıştı gece gözlere. Defalarca karşı karşıya gelmelerine rağmen gece gözlerinde takılı kalmıştı. Ona zarar verdiği her an en derinlerinde acının şiddetini hissetmişti. O zamanlar anlam veremezdi ama şimdi biliyordu nedenini. Gece onun kaderiydi. O olmazsa başka hayaller zehir olurdu ona. Feryat ederdi kanayan kalbi.
Aşk kırıntıları ile kalmak canını acıtıyordu Sertaç'ın. Her hikâyede olduğu gibi fedakârlık eden mutsuzluğu kabul etmiş oluyordu. O her şey gibi Gece'yi kaybetmişti. Yani mecazi olarak sanıyordu. Ta ki Ege onu arayana kadar...
''Evet, Ege?'' dediğinde evinin terasındaydı. Yağan yağmurda Gece ile yaşadığı bir anıyı hatırladı.
*****
''Sertaç dur!'' diye haykırdı Gece. Sertaç onu kucağına almış kendi etrafında dönüyordu. Yağmur'u çok severdi Sertaç. Bütün kötülüklerden arındığını düşünürdü. O yüzden ne zaman yağmur yağsa mutlulukla gülümserdi. Gece'nin güzel kokusunu içine çekip yağmurun altında hayat bulduğunu hissetti.
''Gün gelecek seninle yağmurun altında evleneceğim.'' Dedi Gece'ye. Gece şaşkınlıkla ona bakarken sol kolu hala Sertaç'ın sıcak boynundaydı. Yağmur bedenleri ıslatmıştı tamamen. Sertaç gülümsedi.
''Evet, sen gelinlikli ben damatlıklı yağmur altında nikâhımızı kıydırtacağız.'' Dediğinde Gece gözlerini daha da irileştirip gülümsedi.
''Sen çok tuhafsın biliyorsun değil mi?'' dedi. Sertaç gülümseyip ''Tuhaflık benim işim hayatım.'' Dedi. Gece bir anda ciddileşip hayran gözleri ile baktı sevdiği gözlere.
''Hiç ayrılmayalım seninle...'' dedi.
*****
Sertaç hatırladığı anı ile burukça gülümsedi. Ama ayrıldık hayatım diye geçirdi içinden. Daldığı düşüncelerden onu uzaklaştıran Ege'nin hüzün dolu sesiydi.
''Gece... Gece'yi kaybettik.'' İşte bu söz Sertaç'ın tamamen karanlığa esir olmasını sağlamıştı. Elinden telefonu düşürdüğün de ayakta zor duran bedenini korkuluklara tutunarak dengeledi. Derin nefes alırken yağmurun sesinde duyduklarını bir daha işitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE'NİN HÜZNÜ
ActionGECENİN KARANLIĞINDA YERE DÜŞEN GÖZ YAŞLARI. KIRILAN UMUTLAR. YAŞANILAN ACI KAYIPLAR. İNTİKAMIN VE DÜŞMANLIKLARIN ESİR ALDIĞI BİR AŞK HİKAYESİ. AYAZ İLE GECE'NİN ACI DOLU SIRLARI. BİRBİRİNE DÜŞMAN OLAN BU İKİLİ NASIL BİRBİRLERİNE AŞIK OLACAKLAR? PE...