40.Bölüm(2. sezon)

1K 66 8
                                    

mediadaki- Ayaz

mediadaki bölüm şarkımız

**** 

Gece'nin gözleri yaşlarla dolmuştu. İlk defa korkuyordu. İlk defa üşüyordu. Tüm çırpınışlarına rağmen kolları ve ayak bileğindeki yaralardan başka bir şey olmamıştı. Kurtulamamıştı zincirlerinden. Derince, acı ile nefes aldı.

''Neredeyim ben?'' diye fısıldadı. Bağıracak gücü kalmamıştı ki. Gözlerini her kapattığında güzel ailesini görüyordu.  Dayanmak güçtü kalbine. Geçmişte gizlediği anıları hatırlamak en son isteyeceği şeyken şimdi yavaştan anıları geliyordu ona.

****

''Anneeee'' diye bağırıp koşuyordu küçük Hayal(Gece).  Bahçede ondan başka çocuklarda vardı. Hayal koşarken taşa takıldı ayağı. Dizleri üstüne düştüğünde yara ellerini bir birine sürterken ağlamaya başladı. Küçük bir çocuk yanına yaklaşıp elini uzattı ona. Başını kaldırıp mavi gözlere baktı.

''Hadi Hayal tut elimi.'' dedi küçük çocuk. Hayal gülümseyip tuttu küçücük elleri ile ona uzatılan diğer küçük eli. El ele paytakça yürürlerken bahçede ki masaya baktılar. İkisinin ailesi mutlulukla yemek yiyordu. Mavi gözlü gözlerini Hayal'e çevirdi.

''Hayal, hep böyle mutlu olacağız.'' dedi. Sıcacık gülümsemesini gönderdi Hayal ona.

"Hiç ayrılmayacağız değil mi Ayaz?''

****

Gözlerini hızla açan Gece kan ter içinde kalmıştı. Hızlı hızlı nefes alırken hala gördüğü şeye inanamıyordu.

"Ayaz?'' diye mırıldandığında hala küçük mavi gözleri hatırladı. O mavi gözlerin ona verdiği güven duygusunu hatırladı. Gece, çocukluk aşkını ilk kez hatırlamıştı. Buradan çıkacağım diye geçirdi içinden. Ateş, başına kırmızı maskesini taktı. İlk işkenceye hazırlanmıştı. Korkusuz, düşman hali ile merdivenlerden inip bodrum katına geldi. Uzun karanlık koridorda ilerlerken demir kapılardan geçti. Tam üç tane yaptırmıştı. Buradan asla kaçamasın diye. Üç demir kapıyı açıp sonunda gelmişti Gece'nin yanına. Son demir kapıyı da açıp içeri girdi. Gece korku ile titredi. Ama hala bir şey görmüyordu. Ateş elinde ki siyah bezle Gece'nin gözlerini bağladı. Hiçbir şey görmemesi lazımdı. Gece korku ile ''Ne istiyorsun benden?'' dedi. Ama ateş onu umursamıyordu. Onun şu an tek umursadığı Gece'nin acı çekmesiydi. Gülümseyerek küçük tüpü yaktı. Üzerine yerleştirdiği bıçakları ısınmasını beklerken elinde ki diğer bıçakla Gece'ye yaklaştı. Üzerindeki kıyafetleri parçalayarak çıkardı. Gece endişe ile ''Bırak beni! Bırak!'' diye bağırdı. Ama bilmiyordu ki asla kurtulamayacağını. Gece sessizce ağlamaya başladı. Anlamıştı, çırpınışları boşaydı.

''Beni asla yenemeyeceksiniz.'' dedi Gece. Hala kararlıydı, hala yenilmeyeceğim diyordu. Tıpkı Sertaç'ın öğrettikleri gibi...

****

"Gece, yenilmez olmak istiyorsan kararlı olacaksın. Asla pes etmeyeceksin.''dedi Sertaç. Gece ile bahçede antrenman yapıyorlardı. Gece her seferinde, Sertaç'tan yediği darbe ile yere düşüp ''Yeter artık!'' diyordu.  Ama Sertaç her seferinde ona umut veriyordu.

"Gece, bu yolda işkencelere maruz kalacağın zamanlar olacak. Asla pes edemezsin! Sen ölürsen, herkes ölür!'' diye bağırdı Sertaç. Tek dileği Gece'nin güçlü olmasıydı.

****

Ateş, Gece'nin üstünde beyaz şortu ile atleti kalana kadar soymuştu onu. Atletini göğsüne kadar çemredi. Ölümcül gözleri daha da koyulaşmıştı. Gece'nin kulağına yaklaşıp "Bu kadar emin olma.'' dedi. Gece hala kararlıyken Ateş tüpte ısıttığı bıçağı eline aldı. Gece'ye yaklaşıp karnına bıçağı yan yatırarak bastırdı. Gece içinde hissettiği acı ile bağırdı.

GECE'NİN HÜZNÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin