Bölüme eşlik eden şarkımız;
Ömer Başçı - Ah Be Kadın
Herkese keyifli okumalar.•••
Kimseye bir şey belli etmeden iyi akşamlar dileyip vedalaştım. Sevda beni geçirmek için kapıya çıktığında araba evin önüne yanaşmıştı.
Öfkeme yenik düşerken dişlerimi sıkarak, "Bunun ne işi var burada?" diye sordum.
"Bilmiyorum."
Montumu giyip ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Sevda korkuyla kolumdan tuttu. "Ali, kurban olayım bir delilik yapma."
Bakışlarımı biraz olsun yumuşatmaya çalıştım. Onu korkutmak şu an isteyeceğim son şey bile değildi. Kolumdaki elini tutup gözlerine baktım. "Sakin ol. Sadece konuşacağım."
Gözlerindeki endişe öylesine barizdi ki onu rahatlatmak için gülümsemeye çalıştım. "Sorun yok dedim. Hadi gir içeri."
Sanki beni orada yalnız bırakmak istemiyor gibi bir hâli vardı. Ben onu ikna etmeye çalışırken Murat çoktan araban inip yanımıza ulaşmıştı. Ayakta duramayışından sarhoş olduğu belliydi.
İkimize bakıp alkışlamaya başladı. Sevda, evdekiler duymasın diye anahtarı alıp hızla kapıyı kapatarak benimle birlikte dışarı çıktı.
"Mutlu aile tablosu! Sonunda kavuştunuz demek!"
Tehditkâr bir ifadeyle üstüne yürüdüm. "Ne saçmalıyorsun lan sen!"
Gözleriyle Sevda'yı işaret etti. "Âşıksın ona, yalan mı?"
Sessiz kalırken arkama doğru kaçamak bir bakış attım. "Sarhoşsun sen. Siktir git benim başımı belaya sokma!"
Sevda araya girmeye çalıştığında Murat bu kez onu hedef almıştı. "Bu herif için beni reddettiğine değdi mi?"
Bir an bile tereddüt etmeden cevap verdi. "Onun için her şeye değer!"
Verdiği cevap benim bile kısa bir an için duraksamama neden oldu.
Sevda hızını alamamış Murat'ın üstüne yürüyordu. "Cevabını aldıysan git buradan."
"Gideceğim. Sadece merak ediyorum. Bu korkak herif sana olan aşkını itiraf etti mi?"
"Lan!"
Üzerine atılacağım sırada Sevda elini göğsüme yaslayıp durmamı sağladı. Bakışlarımız birbirini bulduğunda nedenini anlamadığım büyük bir yumru gelip boğazıma oturdu.
Sevda sanki ona inanıyormuş gibi bakıyordu yüzüme. Kısa bir süre cevap arayan bakışları gözlerimde oyalandıktan sonra Murat'a doğru birkaç adım attı.
Başını dikleştirmiş tehdit edercesine bakıyordu. "Git artık!"
"Peki, sen âşık mısın ona?"
Nefesimi tutmuş vereceği cevabı bekliyordum. Sevda bilerek bana bakmadı. Sanki çekiniyor gibiydi. "Evet, âşığım. Hayatımdaki her şeyden, herkesten çok seviyorum onu."
Beynim uyuşmuş dizlerimin bağı çözülmüştü. Ağzımdan tek kelime çıkmazken Sevda eliyle sokağın başını işaret etti. "Def ol git! Bir daha da rahatsız etme bizi."
Murat tiksinir gibi bakıp Sevda'yı kolundan kavradı. Sabrımın raf ömrü burada bitmişti işte! Yüzündeki acı dolu ifadeyi gördüğümde kendimi kaybetmiştim.
İkisinin arasına girip Sevda'yı arkama çektikten sonra Murat'ın yakasına yapışıp kafa attım. Acıyla yere yığıldığında içim hâlâ soğumamıştı. Bir kez daha yakalarından kavrayıp ayağa kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çözülmeye Hasret Düğümün || Berna Aslıhan
General Fiction"Doğan gün herkese umut olurken bana ıstırap oluyordu. Sevda ve ben aynı gökyüzüne bakan iki ayrı şehir gibiydik. Bir o kadar uzak, bir o kadar tanıdık... Ama asla kavuşamayan iki farklı şehir..." *** Kızın gülüşüne ömrünü emanet edebilecek kadar âş...