-17-

4.9K 329 178
                                    

En uzun bölümle erkencikten geldim :)
Bölüm şarkımız;
On İkiye On Kala - Koptu İpim Düşüyorum
Keyifli okumalar.

•••

Gün ışığı odama dolduğunda rahatsızca diğer tarafa döndüm. Beynimin içi pazaryeri gibiydi. Öylesine bir kalabalık, öylesine bir keşmekeş...

Dün gece ne olmuştu eve nasıl gelmiştim hiçbir şey hatırlamıyordum. Başım ağrıdan çatlamak üzereydi ve ağzımda garip metalimsi bir tat vardı.

Ben hayatımda hiç bu kadar sarhoş olduğumu hatırlamıyorum. Dün gece meyhaneden çıktıktan sonrası hayal meyal zihnime dolmaya başladı. Soluğu Sevda'nın kapısında alışım, deli danalar gibi aşkımı haykırışım ve son olarak Fuat amcanın sesi; Ali! Sapıtma çocuğum! Git evine, uyu!

O an gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Bunu gerçekten yapmış mıydım? Bir de üstüne yetmemiş Fuat amcaya mı yakalanmıştım?

Yattığım yerden hızla doğrulup ayağa kalktım. Tabii yatağa geri oturmam da aynı hızla olmuştu. Ağzımın içindeki leş gibi tat bir yana başım sanki çatlayacak gibi olmuştu.

Yine de kendime gelmeye çalıştım. Hatırladıklarım bir rüyadan mı ibaretti yoksa zihnimin saçma bir oyunu muydu?

Ben kendime gelmeye çalışırken içeriden babamın sesi yükseldi.

"Söyle o haytaya koparırım kafasını!"

Sesi gittikçe yaklaşıyordu. Belli ki bir yandan bağırıyor bir yandan odama doğru ilerliyordu. Annemin sesi daha da yakından geldi.

"Tamam Hüseyin Bey, ben derim ona. Sen git artık işe."

Babamdan cevap gelmedi. Saniyeler sonra evin kapısı şiddetle kapandı. Kısa bir süre sonra da annem odama girdi. Gözümün yarısı açık yarısı kapalı onu görmeye çalıştım.

"Anne?"

Hızla odanın içine ilerleyip perdeyi sonuna kadar açtıktan sonra yetmezmiş gibi birde pencereyi açtı. "Kalk hadi kendine gel artık."

Ne olduğunu anlayamadan yüzüne baktım. "Babam neden bağırıyordu?"

Yataktan kalkmama müsaade etmeden kenardaki sandalyeyi çekip önüme oturdu. Hiçbir şey söylemiyor sadece gözlerimin içine bakıyordu.

Tam telaşlanacağım sırada elini beline koyup onaylamaz bir ifadeyle kafasını iki yana salladı.

"Oğlum kızın kapısına dayanıp mahalleyi ayağa kaldırmışsın. Bir de soruyorsun ne oldu diye."

Elimi alnıma vurmamak için üstün bir çaba sarf etmem gerekti. Zaten yeteri kadar ağrıyordu bir de benden alacağı darbeyle iki gün kendine gelemezdi.

"O rüya değil miydi ya?"

"Ne rüyası şaşkın çocuk! Fuat aradı az önce babanı."

Bu defa oturduğum yerden zorla da olsa kalktım.

"Nereye gidiyorsun?"

Kenardan elime ilk geçeni giymeye çalıştım. "Fuat amcadan özür dilemem lazım."

Ben bulduğumu üstüme geçirmeye çalışırken annem garip bir ifadeyle beni izliyordu.

"Bir şey mi diyeceksin?"

Sanki gülmemeye çalışır gibi bir hâli vardı. "Ceketini bacağına geçiremezsin çocuğum. Bak, arkada pantolonun var. Bence onu giysen daha uygun olur."

Çözülmeye Hasret Düğümün  ||  Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin