Bölüm şarkımız; Sezen Aksu - Aşk
Keyifli okumalar dilerim...•••
Ömrüm boyunca daha mutlu olduğum bir an yaşamamıştım. Dudaklarıma dokunuşu öylesine farklı şeyler hissettirmişti ki... Hayat veren, sabırsızca beklenen ama usul usul yaşanan bir dokunuştu. Ondan ayrılmak için büyük bir çaba sarf etmiştim. Nefessiz kalmak bile umurumda değildi.
Öyle ya, Sevda zaten benim yaşam kaynağımdı. Hayata tutunmak için başka bir şeye ihtiyacım yoktu. Yıllardır süregelen acım sonunda bitmişti. Bu bekleyiş, umutsuzluk, kalp sızısıyla dolu geceler... Hepsi bitip gitmişti.
Artık bizi bekleyen tek gelecek mutluluktu.
Geri çekildiğimde belinden kavradım. Sanki bedeninin tüm hâkimiyetini ellerime bırakmış gibiydi. Gözlerini hâlâ açmamıştı. Dakikalar süren öpüşmemizden dolayı dudakları kızarmıştı.
Usulca eğilip dudaklarına naif bir öpücük daha bıraktım. "Aç gözlerini."
Başını iki yana salladı. "Ya hepsi bir rüyaysa ve gözümü açınca yok olursan?"
Gülmeden edemedim. "Merak etme. Rüya falan görmüyorsun."
Sözümü dinleyip yavaşça açtı gözlerini. Belini kavramaya devam ederken elimin tersiyle yanağını okşadım. "O bal gözlerini görmeden tek saniyem geçsin istemiyorum."
Gözleri yine dolmaya başladığında başımı iki yana salladım. "Sakın. Mutluluktan da olsa o gözlerde yaş görmek beni mahvediyor."
Onaylarcasına başını salladığında gözlerindeki buğu hızla kayboldu. "Ben seninle olayım da mutluluktan ağlamaya razıyım."
Yüzünü avuçlarımın içine alıp alnını alnıma yasladım. "Seni ağlattığım için neredeyse teşekkür edeceksin."
Sessiz kalıp beni onayladığında geri çekilmeden burnumu burnuna sürttüm. "Onu ağlattığım için bana âşık olan bir kadın var."
Kollarını belime sarıp başını göğsüme yasladı. Hani bazı anlar vardır. Hayat boyunca hatırlayıp o ana geri dönmek ister insan. İşte ben tam olarak o bahsettiğim andayım ve elimde olsaydı sonsuza kadar böyle kalmak isterdim.
Sevda birkaç dakika sonra geri çekilip rüzgârın dağıttığı saçlarını düzeltti. "Aslında sana kızgın olmam gerekiyor."
"Ne yaptım ki ben?"
"Farkında mısın bilmiyorum ama seni unutmak için neredeyse bir başkasıyla evleniyordum."
Bu konuyu hatırlatmış olması sinirlenmeme neden oldu. O herif aklıma gelince bedenimdeki kasların öfkeyle gerilmesine engel olamadım.
"Eğer bilseydim..." Cümlemi tamamlayamadım. Öfkeden kasılan çenem konuşmama izin vermiyordu. Eğer Murat kapıma o adamları göndermeseydi ne mal olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyecektim. Belki de şimdiye kadar çoktan evlenmiş olacaklardı.
"Sen hiç belli etmedin ki Ali. Bana hep abi gibi davrandın. Koruyan, kollayan her daim sorgusuz sualsiz yanımda olan... Bilsem hiç başkasına gider miydim?"
Söyledikleriyle bedenimi ele geçiren öfkeyi yerle bir etti. Gözlerime ulaşan gülümsememi saklayamazken, "Bence Ayça'ya bir teşekkür borçlusun." dedim.
Şimdi öfkelenme sırası Sevda'daydı. "Sana asıldığı için mi? Hem dün akşam neydi o hâliniz öyle?"
Gülümsemeye devam ettim. Kıskanmak ona öylesine yakışıyordu ki... Gözlerinin içine bakarken başımı iki yana salladım. "Bana asılmıyordu. Tek amacı seni kıskandırıp duygularını fark etmeni sağlamaktı. Hatta beni, sana açılmam konusunda bitmez tükenmez bir inatla telkin edip durdu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çözülmeye Hasret Düğümün || Berna Aslıhan
General Fiction"Doğan gün herkese umut olurken bana ıstırap oluyordu. Sevda ve ben aynı gökyüzüne bakan iki ayrı şehir gibiydik. Bir o kadar uzak, bir o kadar tanıdık... Ama asla kavuşamayan iki farklı şehir..." *** Kızın gülüşüne ömrünü emanet edebilecek kadar âş...