-19-

4K 319 176
                                    

Bölüm şarkımız; Nilüfer - Son Arzum
Keyifli okumalar.

•••

Belediye binasının merdivenlerinden indiğimizde Sevda mutlulukla gülüp elindeki kâğıtları salladı.

"İnanamıyorum! İki ay sonra evleniyoruz!"

Tek kolumu beline sarıp kendime çektim. "Sonunda!"

Dudaklarımı saçlarına bastırıp kokusunu içime çektim. Çok değil birkaç ay önce birisi çıkıp da bana bugünün geleceğini söyleseydi herhalde benimle dalga geçmemesini söylerdim.

Bu olanlar hayal ettiğimden bile daha güzel hissettiriyordu. Sevda parmaklarını parmaklarımın arasından geçirirken caddeye doğru yürümeye devam ettik.

"Daha kuaföre gitmem lazım."

Ona dönüp bal rengi gözlerine baktım. "Bence hiç gerek yok."

Başını iki yana salladı. "Olmaz. Saçlarımın hâline bak. Sabahtan beri koşturuyoruz. Bu hâlde beni istemeye falan gelemezsin."

Abartılı tepkisine gülmeden edemedim. Ben onu her hâliyle severdim. Neden böyle zahmetlere giriyordu ki?

"Dilediğin gibi olsun." Tekrar gözlerine bakıp ekledim. "Ben yine de söyleyeyim; seni her hâlinle beğeniyorum. O bal gözlerinde kaybolurken saçların ne hâlde, makyaj yapmış mısın hiçbiri umurumda olmuyor."

"Ali'm!"

Başını göğsüme bastırıp kokumu içine çektikten sonra geri çekildi. Gözlerinde hükmetmeye hazır bir bakış vardı. "Ben yine de kuaföre gideceğim. Seneler sonra fotoğraflarımıza bakarken ne kadar pasaklı olduğuma üzülmek istemiyorum."

Yorum yapmadım. Ne dersem diyeyim onu ikna edemeyecektim. Durağa ulaştıktan kısa bir süre sonra otobüs gelmişti. Sevda'nın önden binmesine izin verdim. Hemen arkasından bindiğimde içerisinin fazlaca kalabalık olduğunu fark ettim.

"Keşke sonraki otobüse binseydik."

Arkaya doğru yürümeye çalışırken ellerimi Sevda'nın etrafına kalkan yapmıştım. "Daha fazla geç kalamayız. Hem tamirhanede çok iş var demiyor muydun?"

Haklıydı ama yine de içime sinmemişti. Neyse ki orta kapının oradaki boşlukta cama ulaşmayı başarmıştık. Sevda cama yaslanırken ben de tam önünde durmuştum. Demirden sallanan kemerlerden birine elimi geçirdim.

O kadar kalabalıktı ki iğne atsan yere düşmeyecekti. Sevda yorgunlukla başını göğsüme yaslayıp kollarını belime sardı. Kalabalıktan dolayı aramıza kesinlikle mesafe koyma şansım olmamıştı.

Biraz daha kendini bana bastırdığında üzerimdeki monta rağmen göğüslerini hissedebiliyordum.

Siktir!

Ben onu milletten koruyacağım derken bana bu kadar yakın olması karnımdan aşağı bir şeylerin akıp gitmesine neden olmuştu.

Başımı havaya kaldırıp en üstte kalan küçük cam parçasından dışarıyı izlemeye çalıştım. Ancak Sevda farkında olmadan beni sınamaya devam etti. Ceketimin fermuarını açıp kollarını belime tekrar sardığında işim daha da zorlaşmıştı. Az önce arada en azından ceket vardı. Şimdiyse kuru bir kazak!

"Çok soğuk!"

Kalp atışlarım hızlanmaya devam ederken istemsizce nefesimi tuttuğumu fark ettim. Otobüs her fren yaptığında Sevda biraz daha sıkı sarılıyordu. Zaten aramızda olmayan mesafe daha da sıklaştıkça beni daha da zora sokuyordu.

Çözülmeye Hasret Düğümün  ||  Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin