Gitmeli miyim ? Kalmalı mıyım ?

562 20 9
                                    

''Yolunu kendin yürüyebilmek için, yönünü kendin koymak zorundasın. ''
Gittiğim bu yolda kendim yürüyordum ve yönüm Burağın olmadığı bir yerdi.Yarın Öğlen uçağa binip gidiyorduk Poyrazla. Amerikaya hep küçüklüğümden beri gitmek istiyordum şimdi bu fırsat ayağıma gelmişti. Bavullarım, herşey hazırdı. Peki ya kalbim , kalbim gitmeye hazır mıydı ? Korkuyordum gitmeye de , kalmaya da . Korku benimle bütünleşmişti. Ne tuhaf ? Hayallerimde Burakla gitmek vardı. Ve ben şimdi Poyrazla gidiyordum . Cidden herşey hızlı gelişmişti. Uçağa ilk kez binecektim bu yüzden heyecanlıydım. Telefonum çalıyordu. Poyrazın aradığına emindim. Elime aldığımda Burak yazdığını görünce kalbimin ritimleri de dengesizleşmişti. Her yanım ne kadar açmak istesede ,zor da olsa açmamıştım. Telefonu kapamıştım. Söyledikleri aklımdan da kalbimden de çıkmıyordu. Annem odamın kapısını aralayarak :

- İçeri girebilir miyim? dedi şefkat dolu sesiyle.

- Gel dedim sonra yanıma oturdu ve saçlarımı okşamaya başladı.

- Gerçekten gitmek istiyor musun kızım ?

- Herşeyden uzaklaşmak istiyorum Anne. Bu yüzden gitmek bana iyi gelicek tek şey.

- Sadece mutlu olmanı istiyorum. Baban ve benim yüzünden yeterince üzüldün . Mutlu olmayı hakediyorsun.

- Emin ol orada mutlu olacağım. Burda canım daha çok yanıyor.Seni seviyorum anne her ne yaşamak olursak olalım artık geçmişi arkamızda bırakalım. Çünkü ben geçmişe ait herşeyi hafızımdan sildim. dedikten sonra bana sarıldı ve alnımdan öptü.

- Kendine iyi bak Kızım.Şunu unutma kalbin senin senin pusulan olsun aklın değil. Ona sıcak bir gülümseyle karşılık verdim. Poyrazla gideceğim için üzülmüyordum o gerçekten iyi biriydi. Bana iyi geliyordu.Burağı unutturuyordu.

Aşağı annem ve babamın yanına indim onlarla vakit geçirmek istiyordum.Karşılarına oturdum. Klasik bir sabahtı ama yarın gidiyordum. Onları her ne kadar çok sevindirsede bir tarafı üzüyordu. Babamın oturduğu tekli koltuğun kıyısına oturdum. Ve sarıldım.

- Defne kızım Poyrazla gittiğin için içim çok rahat.En doğrusunu yapıyorsun.

- Teşekkür ederim baba.İzninizle. diyerek odadan çıktım. İkisi de''Nereye ''diye bağırınca ''Biraz hava alacağım '' diye bağırıp evdden çıkmıştı. Hava bugün çok güzeldi. Deniz kenarında yürüyordum. Yürürken tam bileğimden bir el tuttu.Arkamı döndüğümde Buraktı. Lanet olsun ! Neden hayatımdan çıkmıyor ? Oyun bitti ama o hala oyun bitmemiş gibi davranıyor.

- Ne yapıyorsun Burak ? Bırak beni. desemde cevap vermeyerek elimden tutup bankta oturttu.

-Defne Armağan,Amerika 'ya gidiyormuşsunuz. Sanane bundan ya. Hem nerden öğrenmişti ki ? Çıkıyordum mutlu olması gereken yerde bana emir verir gibi hesap soruyordu. Gitme dese gitmeyecekmişim gibi sanki.

- Evet gidiyorum. Küçüklüğümden beri Amerikaya gitmek istiyordum bende şimdi gitmenin zamanı geldiğini düşünüyorum.Diyeceklerin bu kadarsa deyi tam ayağa kalkmışken yine tutup beni oturttu.

-Gidemezsin. Gitmenen izin veremem.Sen benim buradaki oyuncağımsın. Benden izin almadan gidebileceğini mi sanıyordun ?? Hala oyuncak diyordu. Oyun bitti ve oyunun bittiği gibi onun oyuncağı , kuklası değildim.

- Yazık gerçekten yazık.Biliyor musun Burak seven sen kalpsiz birisin ve bu yüzden hayatında hep yalnız olucaksın. Ben senden daha iyilerini hakediyorum.Sözler nasıl ağzımdan çıkmıştı öyle ? Beni sinirlendirmemeliydi.Ama bu dediklerim koca bir yalandı ben deli gibi onu istiyordum.

Aşka Giden YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin