Babam ve Poyrazın babası Amerikada'ki evimizi çoktan ayarlamışlardı bile. Poyraz hemen bir taksi durdurdu ve bavullarımızı arkamıza koyup bindik. Burak'ta bizimle geliyordu. Yapışmıştı kene gibi.Hep yapmayı istediğim şeyi yapıyordum.Taksinin dışından New yorku izlemek. Tıpkı filmlerde olduğu gibi. Evimi merak ediyordum açıkcası.Poyraz evin adresini bildiği için taksiciye adresi tarif ediyordu. Her kafamı çevirişimde Burakla göz göze , burun buruna geliyorduk. İyi hoş gelmişti. Peki o ne yapacaktı nerde kalıcaktı diye merak etmiyor değildim açıkçası. Gerçi o Burak Seven 'di bir yolunu bulmuştur.Amerika'ya da ilk gelişi değildi. Her yeri biliyordu muhtemelen. Uzun yolculuk olsa da sessizlik olduğu için şükretmiştim. Taksi durdu. İndik. Bavulları Poyraz aldı bende ondan kendi bavulumu alacaktım ki Burak benimkini almıştı.
-Ben taşırım dedim güçlü olduğumu vurgular bir biçimde. Tabikide dediklerimi kaale almamıştı.Ah bir kere de sözümü dinlesen şaşardım.Yaramaz çocuk seni.Artık Burakla uğraşmaya o kadar yorulduğum için tepki göstermiyordum. Evimize yaklaşmıştık. İkisinin önüne geçerek hemen evin kapısının önüne geldim. Poyraz Anahtarı cebinden çıkarıp , kapıyı açtı. Hep birlikte içeri girdik. Bavulları bir köşeye koydu ikiside. Poyraz Burağa doğru sinirle bakarken :
- Evet Burak sen artık gidebilirsin. Burak elini yumruk yapmış sıkıyordu. Gerçekten gidecek biri yokmuş gibi hissediyordum. İçimdeki o lanet sesi dinleyip Poyraz 'a Döndüm.
- Bu ev ikimiz için çok büyük, bence 3 kişi kalabiliriz dedim. Aman tanrım şu an hayatımın en aptal kararını vermiştim. Uçakta olduğumuz için kavga çıkmamıştı ama şimdi aynı evi paylaşmak zorundalardı. Biraz da bu yüzden pişman olmuştum. Burağın mavi gözleri bana doğru parlamıştı. Henüz Poyraz onaylamamıştı. Poyraza döndüğümde yine Burağa bakıyordu.
- Defne , Koskoca Burak Sevenin de bence Amerikada kalıcak bir yeri vardır. Burak bir karar almış gibi duruyordu.
- İkinizde boş yere nefesini harcamayınız. Ben Burak sevenim elbette Amerika da kalıcak yerim var demiş ve çıkmıştı. Hızına yetişemeyen sesim ''Burak ''diye arkasından bağırmıştı.Şimdi ne olucaktı ? Boşuna Amerika 'ya gelmişti. Bavulumu alıp üst kattan odamı seçtim. Burada evimde yaptığımda herşey aynı evde Burakla kaldığım günleri hatırlamama sebep oluyordu. Beni üzüyordu. Sonra tekrar bunların bir oyun olduğunu düşünce Buraktan nefret ediyordum. Onu hem seviyordum hem de nefret ediyordum. Kısacası karmakarışığım.Birbirine dolanan kulaklığın çözümü ne kadar zorsa benim de çözülmem o kadar zor.Odam karşıda satılık eve doğru bakıyordu.Evin görünümü çok hoştu. Yarın da kolej günlerim başlayacağı için heyecanlıydım.Tabiki alışamazsam diye bir korku da vardı içimde. Kıyafetlerimi tek tek dolaba yerleştirdim.Yine dışarı bakmak için cama yöneldiğimde ne göreyim satılık evin tabelasını Burak kaldırıyordu. Hemen hızlıca merdivenlerden inip kapıyı açıp Burağın yanına gittim. Poyraz da arkamdan gelmişti.
-Burak ?
- Defne ? dedi gülümseyerek. Sonra Poyraz da araya katılarak :
- Hayırdır Burak ?
- Komşu olduk Poyrazcığm. Dedim Poyraz bensiz yapamaz karşıdaki evi satın alayım. Seni de zahmete sokmayım dedi esprili sesiyle. Lanet olsun yine çok tatlıydı. O bakış karşısında donuyordum resmen.
- Yeter ! diye bağırdıktan sonra eve girdim. Poyraz da peşimde kuyruk gibi dolaşıyordu. Aslında Burağın bana yakın olması hoşuma gitmişti. En azından onu merak etmeyecektim. Poyraz elime bir kutu verdi.
- Bu ne diye sordum
- Açta gör, umarım beğenirsin .Hediye açmayı çok severdim . İçinden ince gümüş bir kolye çıktı. Kolyenin sembolü pink floyd vardı. En sevdiğim gruptu. Ben PoyrazıBurn neyi sevdiğini bile bilmiyordum ama o nasıl biliyordu ??
- Teşekkür ederim gerek yoktu. Peki asıl soru geliyot en sevdiğim grup olduğunu nerden biliyordun ?
- Bunu söyleyemem.Sır :) Poyraz böyle gizemli olmak zorunda mıydı ? Merakta kalmayı sevmiyordum ama o da bunu bildiği halde beni merakta bırakıyordu.
Telefonum Pink floydun Wish you were here şarkısıyla çalıyordu. Annem arıyordu. Saat farkları olmasına rağmen beni aramak için uyanık kalmışlardı. Açıkçası ben yokken ne yaptıklarını merak ediyordum. Hemen açtım .
- Alo Anne
- Kızım nasılsın? Yerleşebildiniz mi ? Herşey yolunda mı ? Burak da orda mı ? Ah annem soru yağmuruna tutmuştu yine. Bir dakika Burak mı ? Annem Burağı nerden öğrenmişti ? Annemin herşeyi jet hızıyla öğrenmesi de ayrı bir konu.
- İyiyim anne, siz nasılsınız ? Yerleştik, yarında koleje gideceğiz birlikte.Burağı nerden biliyorsun ?
-Bizde iyiyiz geçinip gidiyoruz. Kolejde başarılar diliyorum.Aman kızım Buraktan uzak ol. Burçin hanım bugün evimize hır gürle geldi. Baban çok sinirli o çocuğa. O çocuk mu ? Burak adı. Burçin Hanım adının bir olayda geçmesse eğer bir gün yemin ederim saçımı kazayacağım. Bir insan bu kadar yüzsüz olabiliyordu.
-Babamla konuşurum ben. Kendine iyi bak. Kapayalım daha sonra konuşuruz sende uyu anne.
- Hoşcakal dedikten sonra kapadım. Poyraz da elimde olan kolyeyi alıp boynuma taktı.
-Defne dedi sonra iki ellerimi bir araya getirip duvara yasladı. Ne yapıyordu bu ? Korkmaya başlamıştım. Daha sonra aniden dudağıma yapıştı .Çok uzun süreceğini hatta kurtulamayacağımı düşünüyordum.Sonra bir anda bırakıp dışarı çıkmıştı. Hayır anlamıyorum benim önümde öpüşen kız falan diye birşey mi yazıyor ? Bir Burak , Bir Mert şimdide Poyraz mı ? Yeter gerçekten kendimi orospu gibi hissetmeye başladım. Poyrazın ardından zil çaldı kapıyı açtım. Buraktı. Tam kapıyı kapayacaktım eliyle kapıyı tutup içeri girdi.- Çıkar mısın ? diyecektim ama nedense beni dinlemeyeceğini düşünüp bir kenara oturdum.
O da derhal yanıma oturdu.
- Beni özlemişsindir diye düşündüm. Ben mi seni özlemişim? Egoist. Asıl ben seni özledim diyemiyor. Cevap vermedim.
-Defne ? beni affet , herşeyi açıklamama izin ver.
-Neyi açıklayacaksın ? Başka bir oyun daha oynadığını mı ?
-Bizi açıklayacağım.
- Sen bizi o gün öldürdün Burak.Gözyaşlarım her zamanki gibi beni güçsüz gösterme konusunda başarılıydılar. Burak ellerimi tutup kalbimin üstüne koydu ?
- Söyle Defne ? Bu kalp benimle atmıyor mu ? hissettir miyor mu ?
Ona anlamlı anlamlı baktı. Kahretsin adamın ağzından bal damlıyordu.Herşey doğruydu. Bu kalp onu unutmuyordu ve onun sevgisine muhtaçtı.
- Herkes bir şansı hakeder Defne . Lanet olsun ona hayır demek çok zordu.
-O kadar kırdıktan sonra özür dileyip azıcık şebeklip yapınca herşeyin geçeceğini sanıyorsan:Yanılıyorsun ..
Ellerime bir mektup tutuşturmuştu.
-Eğer bu mektupda okuduklarından sonra fikrin değişmezse gideceğim. Seçimini yap Defne. Ben mi Poyraz mı ? dedikten hemen sonra çımıştı. Bende odama gidip mektubu oturduğum yerine bırakmıştım. Mektubu okuyabilecek miydim . Okursam herşeyin değişmesinden korkuyordum. Burağa olan sevgim ne kadar güçlüydü? yada Poyrazla öpüşürken bir şey mi hissetmiştim. Kahretsin aşk neredeydi ve kiminleydi ?? !!.
Not : Vote ve yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim :D <3 Seviliyorsunuz.
![](https://img.wattpad.com/cover/31713159-288-k632732.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Giden Yol
RomanceElimde telefon kulagimda kulakliklar ve karsimda sıkıcı hayatımın görüntüsü.Her elini kaldırdığında anneme vuruşunu seyrediyorum .Ve anneminden ses çıkarmayışını sadece izliyorum.Kaç kere dedim anneme boşa onu ama aşkından gözü körelmiş. Anlayamiyo...