"Brigitte o iğne oyasını bana uzatır mısın?"
"Elbette majesteleri."
Genç kadın elindeki kumaşı karşısındaki kadına uzattı. Brigitte:
"Acaba artık Fransa'ya dönme zamanım gelmedi mi majesteleri?"
"Dönmek mi? Bunu nereden çıkardın? Arkadaşlığın birçok leydiden daha iyi."
"Teşekkür ederim majesteleri ama..."
Genç kadının sözleri yarım kaldı. İçeri giren uşak:
"Majesteleri başbakan sizi bekliyor."
"Geliyorum. Brigitte rica etsem sen Bay Black'i oyalar mısın? Onun varlığı kesinlikle rahatsız ediyor."
"Elbette majesteleri."
Genç kadın kusursuz bir reverans verdikten sonra Kraliçeyi takip ediyor. Kraliçe başbakan ile odaya girdiğinde Brigitte:
"Bay Black. Çay içmeye ne dersiniz?"
"Başbakana eşlik etmek zorundayım."
"Üzgünüm ama Kraliçe sizi istemiyor. Bu özel bir konuşma olacak."
"Anlıyorum. Ama muggle dünyasında olma tek sebebim işim. O yüzden bende işimi yapmalıyım bayan Lestrange."
"Elbette bay Black. Ama benim görevimde Kraliçe'yi memnun etmek. O yüzden eğer o kapı koluna dokunursanız bende asamı çıkartmaktan çekinmem."
"Büyücülüğün gizliliği kanununu hatırlatmak isterim."
"Gayet iyi hatırlıyorum. Ama ilk siz başlattınız. Değil mi? Şimdi lütfen beni takip edin."
Genç adam şapkasını çıkarttı. Şimdi ikisi küçük bir çay salonundaydılar. Brigitte Lestrange:
"Teklifiniz hala geçerli mi bay Black?"
"Beni ikinci defa reddedeceğinizi düşünüyorum. Değil mi?"
"Çok doğru. İkimiz aramızdaki evlilik asla gerçekleşemez."
"Yanılıyorsunuz. Kehanet..."
"Bunu tekrar konuşmayalım. Benim kararım kesin Arcturus. Kehanet bizden söz ediyor."
"Kehanetlerin doğruluğu hiçbir zaman yoktur."
"Vardır. Onların her zaman gerçekleşme ihtimalleri vardır."
"Brigitte..."
"Ben kararımı verdim Arcturus."
"Eğer elimi tutarsan..."
"DOĞACAK ÇOCUĞUMUZ BİR ÖLÜM MELEĞİ OLACAK!"
Genç adam şaşkınlıkla karşısındaki kadına baktı. Kadın dizinin üstünde duran mendili hırsla yere atarken Arcturus Black:
"Kehanetin sonunu dinledin demek?"
"Evet. Dinlemek zorundaydım. Eğer Black ve Lestrange soyları birleşirse o şekilde doğacak. Ve ben buna izin veremem Arcturus. İzninle sandıklarımı hazırlasam iyi olur. Kraliçe'nin üzerinde küçük bir şaşırtma büyüsü işe yarayacaktır."
***
"Diana uyan! Diana... Diana...."
Kafamı kaldırdığımda karşımda Hermione vardı. Beni omuzlarımdan sallıyordu. Hermione:
"iyi misin sen? Ne oldu..."
"Ben...Ben bilmiyorum."
"Sayıklıyordun. Brigitte, Arcturus..."
Elimle Hermione'nin ağzını kapattım. Fısıldayarak:
"Kimse bu olayı bilmeyecek Hermione. Kimse. Bu sadece bir rüya idi. Eminim. Yatsan iyi olur."
"Diana..."
"Hermione. Lütfen. Hem yarın sınav var."
Hermione çaresiz bir şekilde yatağına dönerken gördüklerimi son kez düşündüm. Brigitte Lestrange kehanetin hepsini duymuştu. Ama ölüm meleği neydi? Bir insan nasıl ölüm meleği olabilirdi? Ve daha önemlisi benim gördüğüm şey neydi? Eski bir anı mı yoksa bana gösterilen sahte bir şey mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Meleği...
FanfictionDiana Hamilton ebeveynlerini ölü bulduğu zaman hayatının değişeceğini düşünmemişti. Fransa'daki hayatı geri kalırken okul kaydı bir anda Büyücülük Dünyasının en popüler okulu Hogwarts Cadıcılık ve Büyücülük okuluna alınmıştı. Diana şimdi sakin bir d...