Noel günü Midtown 17 numaraya dönmek yerine Black evine gelmiştim. Burası hala karargah olarak kullanılıyordu. Mutfak masasında Chloe ve Sirius ile kahvaltı yapıyordum. İkisi de yorgun düşmüş görünüyordu.
İkisi de Norfolk'ta başlarına ne geldiğini söylemeyi reddetmişlerdi. Ama ölüm yiyenler ikisinin peşindeydi ve şimdilik saklandıkları yer burasıydı. Sirius tekrar buraya kapatılmış gibi hissetmekten nefret ediyordu. Chloe ise şimdilik Bakanlıktan izin almıştı.
Kucağıma oturan Georgy'i severken Chloe:
"Noel'de kovuğa gidecek misin?"
"Aslında birini ziyaret ettikten sonra akşam geçeceğim."
"Harry nasıl?"
Sirius bunu sorduğunda yüzümü buruşturarak:
"Neden onunla konuşmuyorsun? Ya da mektup yazmıyorsun amca? Senden sürekli haber almak için bana yazıyor."
Sirius iç çekerken mutfak kapısı açıldı ve içeri Barty girdi. Galiba hala deliliği biraz vardı. Ama neredeyse bir yıldır burada kapalıydı ve kaçmak için her yolu deniyordu. Onu Kreacher'dan uzak tutmaya çalışıyorlardı.
Chloe Barty'nin önüne tabak koydu. Barty:
"Okul nasıldı Diana? Lordum ne yapıyor?"
"Okul gayet iyi. Hemde fazlasıyla."
"Vaftiz baban olarak soruyorum. Hala lorduma katılmadıysan sana yardım edebilirim."
Barty buna yılışık yılışık sırıtırken Sirius onun yakasına yapıştı. Galiba burada kalmasının sinirini ondan çıkaracaktı. Dişlerini sıkarak:
"Eğer sesini kesmezsen Crouch seni babanın yanına yollarım."
"Neden denemiyorsun Black? Sadece bir affedilmez lanete bakar."
"Seni..."
"İkinizde kesin."
Chloe asasını salladıktan sonra ikisi ayrıldı. Chloe:
"Barty odana. Oradan çıkmıyorsun!"
Barty sırıtarak mutfaktan çıktı. Chloe:
"Sana ona saldırmamanı söyledim Sirius."
"O LANET OLASI BİR ÖLÜM YİYEN!"
"Biliyorum. Hemde çok iyi. Ama Dumbledore'un dediğini unutma."
"Biliyor musun Chloe bence bazı şeyleri hala atlatamadın?!"
"NE MESELA BLACK!"
Sirius tam konuşacağı sırada bana baktı. Boğazını temizledikten sonra:
"Bu konuyu şimdilik kapatalım."
"Neden? Benim önümde konuşamaz mısınız?"
İkisi bana baktıktan sonra Chloe:
"Sonra tartışırız. Neyse sen öğlen yemeğine Londra'ya gidiyorsun değil mi?"
"Evet. Sonra beni alırsın ve Kovuk'a geçeriz."
"Tamam. Sirius ve benim işim var. Önce seni bırakalım."
"Odama çıksam iyi olur."
Kaldığım odaya çıktığımda üstümü değiştirdim. Pileli siyah bir etek, beyaz bir gömlek ve onun üstüne siyah bir kazak giydim. Saçlarıma düz siyak bir bandana taktım. Üstüme kalın siyah mantomu aldım. Botlarımın bağcıklarını bağladıktan sonra kapının önüne geldim.
Büyük annem Walburga Black:
"Diana. Sirius nerede?"
"Mutfakta."
![](https://img.wattpad.com/cover/258541393-288-k196773.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Meleği...
ФанфикDiana Hamilton ebeveynlerini ölü bulduğu zaman hayatının değişeceğini düşünmemişti. Fransa'daki hayatı geri kalırken okul kaydı bir anda Büyücülük Dünyasının en popüler okulu Hogwarts Cadıcılık ve Büyücülük okuluna alınmıştı. Diana şimdi sakin bir d...