Bölüm 39: Avlar ve Avcılar(3)

15.2K 910 5.8K
                                    

Herkese Merhaba!

Bu yazarınız şu an ne diyeceğini bilemiyor ama bölüm çok entrikalı ve bir de cinsel içerik var! Ben şimdiden uyarımı yapayım. Bölüm içerisinde okumak istemeyenler olursa diye başlangıç ve bitişine ibreler koydum. Biten ibreden devam edebilirsiniz!

Bu arada bölüm 13.851 kelime (135 sayfa)

Cinsel içerik için önerilen şarkıdır: Lana Del Rey- Burning Desire (Medyada mevcuttur!)

Bölüm, 38. Bölümün devamı niteliğindedir. O yüzden olaylara olduğu yerden devam ediyor, hatırlamayanlar bir önceki bölüme dönüp son kısımları okuyabilir.

İyi okumalar diliyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum!

*

''Diyorum ki daha soğuk yerlere gidelim. Kayak falan yapalım işte, bütün bu olaylar beni gerdi.'' dedi Anna. Üzerindeki mini, beyaz elbiseyle sevgilisinin koluna daha bir şevkle sarıldı ve vücudunu adeta büyük olana yapıştırdı. Kadın, içgüdüsel olarak Jungkook'a daha bir yaklaşır olmuştu, bu kadar güzel kadının etraflarında geziniyor oluşu onu tedirgin etmişti.

Jimin kaçıncı şampanyasını bitirdiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Delici bakışları ikilinin kol kola girmiş görüntüsünde takılıyken kadının daha da yapışmasıyla büyümüş gözlerini Jungkook'un yüzüne çıkardı ve kaşlarını çattı.

Dudaklarını stresten dişlerken parmağında yüzük bulunan zarif elini çıplak göğsüne bastırdı. Sanki birileri göğsünün ortasına bomba bırakmış ve patlamasına birkaç dakika kala sinsice uzaklaşmıştı. Bomba patladığında ise her şey daha kötü olmuştu kızıl olan için. Göğsünün ortası sanki içine asit bırakılmış gibi cayır cayır yanıyordu. Kalbini görünmez bir el sertçe sıkıp bırakıyor ve orada olduğunu unutmaması için de kendini hatırlatmayı ihmal etmiyordu.

Kıskançlık.

Jimin belki biraz daha sarhoş olsaydı utanmadan Jungkook ve Anna'yı kollarından ayırırdı. Gün sonunda ise tıpkı herkes gibi suçu alkolün üstüne atar ve sahte bir mahçuplukla gözlerini kırpıştırarak Anna'dan yaptığı rezillik için özür dilerdi.

Bu düşünceyle elindeki şampanyasını tek dikişte bitirdi ve yanından geçen garsonu durdurarak boş bardağı bıraktı, dolusunu alması ise sadece birkaç saniyesini almıştı.

''Tatlım ne yapacağız karda falan? Hem yemekteyken Maldivlere gidelim dememiş miydik, nereden çıktı şimdi bu? Daha sıcak yerlere gidelim, hem sıcak iyidir. Soğuktan kasılmış kaslarımızı gevşetiriz, rahatlatırız.'' diye karşılık verdi kızıl olan. Altında yatan gizli göndermeleri neyse ki Anna anlamamıştı. Jungkook sinsi gülüşünü saklayabilmek için elindeki viskiden bir yudum aldı.

Anna, düşündüğünü belli edercesine dudaklarını büzdü ve yeşil gözlerini Jungkook'la birleştirerek elinin altındaki kaslı kolu süpürerek okşadı. ''Sen ne diyorsun sevgilim?''

Çıldıracaktı.

Anna'nın büyük olanı baştan çıkartmak istercesine kolunu okşayışı, alttan alttan bakmaları ve Jungkook'tan bir dönüt almayınca daha da ileriye gitmesi Jimin'i delirtecekti. Jungkook ise üzerinde dolanan tehlikeli bakışların oldukça farkındaydı, hafifçe güldü ve kolunu Anna'nın elleri arasından kurtararak kadından birkaç adım uzaklaştı. ''Beni bu işe bulaştırmayın.''

Anna, Jungkook'un ondan uzaklaşmak istediğini anlamadı. Tek bir adımla Jungkook'un dibinde bitti ve tekrardan ellerini kaslı kola sararak tatlı tatlı mızırdandı. ''Ya, aşkım! Ama sen de bir şeyler söyle...''

Bitches and Riches Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin