Bitches and Riches

Bölüm 36: İlk Adım ve Kirli Şantaj(2)

Hikayem size bir şey katabilmişse veya en azından iyi vakit geçirdiyseniz biraz beni dinleyebilir misiniz? Elimden geldiğince sorunları kısa bir şekilde dile getireceğim.

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba. Bitches and Riches'a geçen senenin Mart-Nisan ayı gibi bir tarihlerinde başladım ve bu senenin Mart- Nisan'ı gibi bitirmeyi planlıyordum. Eh, gördüğünüz gibi evdeki hesap çarşıya uymadı ve fic hala devam ediyor. Üstüne üstlük yayımladığım ilk fic olunca kendisinden ayrılamıyorum, gün geçtikçe bu ficle bağım güçlendi. Bu fice başladığımda, ''İki üç kişi okusa, güzel yorumlarda bulunsa bana yeter.'' diyordum ancak işler pek öyle olmuyormuş :) Evet, ben fice üç beş kişi bile kalsa devam ederim ancak okuyucu yazarın kamçısıymış meğer, onu öğrendim. Ben geliştikçe size daha iyisini sunma hevesim arttı hal böyle olunca bölümler 50 ile 80 sayfa arasında mekik dokur hale geldi.

Malesef hayatım sadece bu ficten oluşmuyor. Keşke öyle olsaydı ama önümde beni bekleyen bir üniversite sınavı var, ona hazırlanıyorum ve burası benim nefes aldığım alanım. Ama artık buraya eskisi kadar mutlu gelemiyorum çünkü emeğimin altında bir karşılık alınca bu benim hevesimi kırıyor. Özellikle son bölümde 2700'e yakın okuyan olmasına rağmen oylayan kişi sayısı 360'tı. Sizlere karşı kırgınım ve oy ile yorum sayısı bu şekilde düşük gelmeye devam ettikçe ya da aranızdaki insanlar hayalet okuyucu oldukça benim bölüm atma aralığım üç aydan altı aya gibi bir süreye çıkacak.

Bunun dışında fic İngilizceye çevriliyor!!! Aktif olamadığım için sizlere söyleyemedim, Bitches and Riches üç aydır benim onayımla farklı bir hesaptan çevriliyor :) ancak adını bu şekilde aratırsanız bulamazsınız, kendisinin İngilizce adı benim sonradan çok koymak istediğim ancak fic böyle tanınınca değiştiremediğim bir ad. Lütfen adını sormayın, iki kitle bilerek birbirinden uzak tutulacak sebebi uluslararası ne kadar okunduğunu görmek istemem ve şu an oldukça iyi gidiyor!!!

Bu tarafta okunma ve oylar düşmeye devam ederse kendimi oraya adapte etmeyi düşünüyorum açıkçası, çünkü her yazan insan gibi ben de emeğimin karşılığını aldığım tarafta durmak isterim.

Son olarak lütfen bana nerede kaldığınızı, son bölümde neler olduğunu sormayın arkadaşlar. Fic'in bölümleri paralı değil kolay bir şekilde birkaç sayfa geri çekerek eski bölümlere ulaşabilirsiniz. Bu muhabbeti hala döndüren kişiler olursa özellikle engel atacağım çünkü bu bana ve yazdığıma karşı saygısızlık. Ben burada dizi çekmiyorum size, her hafta yayımlanan tv programları gibi özet vermek zorunda değilim.

O zaman bir sonraki bölüm için +800 oy diyelim mi? :)

Ve lütfen bol bol yorum yapın, hayalet okuyucu olmayın!!!

Herkese iyi okumalar!

*

''J-Jungkook, sen... Ne?!''

Dudaklarından ilk çıkan cümle bu olmuştu Jimin'in. Soru sorar nitelikte değildi, daha çok beklemediği olay karşısında heyecanını dışa vurmaya çalışıyordu. Nida atmak gibi.

Jungkook, orada dizleri üstünde durmuş spot ışıklarının altında parıl parıl parlayan elmas yüzüğü öylece Jimin'in huzuruna sunarken dudaklarından sinsi bir gülüş vardı.

Jimin, rakıdan mı yoksa karşılaştığı olaydan mı bilinmez başı dönmeye başladı, midesindeki bütün mezeler sanki ağzına geliverir gibi oldu; utanmasa ne var ne yok kusacaktı.

''Ay, evet de!'' Jimin daha olayı sindiremeden orta yaşlarda bir kadın atlayıverdi. Jimin bakışlarını kadına çevirdiğinde sanki teklif kendisine yapılmış gibi ağzı kulaklarına kadar varmıştı. Üstüne yetmezmiş gibi alkış tutmaya başlamış ve etraftaki masaların da ona katılmasını sağlamıştı. ''Evet, evet, evet!!''