Bitches and Riches

Bölüm 33: Yeniden Doğmak

İyi okumalarrr!!

Bölüm şarkısı: Lorde- Yellow Flicker Beat (Geçmiş partı için önerilir.)

*

Taehyung eve gürültülü bir şekilde girmek yerine sinsice girmiş, ayrıldıklarından haberi olmayan korumalar ise bunu sorun etmemişti.

Öfkeliydi, gözü o kadar dönmüştü ki kulağındaki telefonun kapatıldığının fark etmemiş, mutfaktaki donuk bedeni görmemişti. Işığı açık olan tek bir yere odaklıydı.

Salona.

Büyük odaya girdiği gibi Jungkook'un ayaklanmış bedeniyle karşılaştı. Bakışlarını kısaca etrafta gezdirip iki şarap kadehini görmesiyle sırıttı. Jungkook'un elindeki iki tabak da düşündüklerini doğrular nitelikteydi.

Jungkook, Taehyung'u görmesiyle o kadar şaşırmıştı ki elindeki tabakla öylece asılı kalır olmuştu. Dudakları bir şeyler söylemek için aralansa bile beyni uyuşmuş gibiydi.

Taehyug yüzündeki zafer gülümsemesiyle konuştu. ''O burada, değil mi Jungkook-ah?''

Jungkook yutkundu. İçindeki şaşkınlık yavaş yavaş yerini kızgınlığa bırakırken, ''Sen?!'' dedi sorgularcasına. ''Sen ne hakla malikaneme girersin?''

Taehyung dudaklarını büzüştürdü ve üzerindeki bej paltodan anahtarı çıkararak Jungkook'un önünde salladı. Sahte bir masumlukla, ''Anahtarlarını vermeye gelmiştim.'' diye yanıtladı ve anahtarı Jungkook'un göğsüne fırlattıktan sonra bakışları keskinleşti. ''Ancak anladığım kadarıyla içeride misafirin varmış. Nerede o?!''

Anahtar, Jungkook'un göğsünden kayıp yere düşerken Taehyung'un ilgisini kirli tabaklar çekti ve ufak bir tahminle nerede olduğunu anladı. ''Ya da boş ver ben onu bulurum.''

Sanki hiçbir şey olmamış gibi rahat bir tavırla arkasını döndü ve adımlarını mutfağa doğru yöneltecekken kolunda hissettiği baskıyla durmak zorunda kaldı. ''Taehyung bu evden çıkmak için beş saniyen var. Seninle ve ben bittik, beni anladın mı?! Aptal oyununa bir son ver!''

Duydukları kalbini kırsa da bunu yüzüne yansıtmadı Taehyung ve hırsla kolunu çekiştirerek işaret parmağını tehditkar bir tavırla Jungkook'a salladı. ''Benden o kadar kolay kurtulacağını mı sanıyorsun Jeon Jungkook?! Seni kuzu kuzu o orospunun eline bırakacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun!''

Jungkook'un cevap vermesini ya da ona engel olmasını beklemeden seri adımlarını mutfağa doğru attı. Jungkook'un adım sesleri hemen arkasında olsa da ona oranla daha hızlıydı. Mutfağa ulaştığında zafer kazanmışçasına gülümsedi ve hızla ışığı açtı.

Ancak beklediğinin aksine kimse yoktu.

Jungkook'un dudaklarından rahat bir nefes kaçsa da Taehyung hırsla mutfağın içerisini turlamaya başladı. İçeride kimsenin olmaması onu daha da delirtirken sanki onu bulmaya ant içmiş gibi adımlarını mutfaktan çıkmak için atsa da Jungkook bu sefer daha sert bir şekilde Taehyung'u tutmuştu. ''Taehyung işler daha da kötüleşmeden malikaneden çık! Seni son kez uyarıyorum ve ona bir daha orospu dersen yapacaklarımdan sorumlu değilim!''

Taehyung kahkaha attı, Jungkook onun tepkisine şaşırsa da bacak arasında hissettiği acıyla iki büklüm oldu ve Taehyung'un kolunu serbest bıraktı.

Taehyung, bacak arasına tekme atmıştı.

Taehyung adımlarını yatak odasına yönlendirerek Jungkook'u gerisinde bıraktı. Fıldır fıldır bakışlarını etrafta gezdirirken karşılaştığı pahalı poşetler ve kıyafetlerle orada donmuş bir şekilde kaldı.