İyi okumalar!
*
Jungkook, malikanenin kapısında dururken oldukça heyecanlıydı. Jimin için son model, kırmızı Ferrari'sini çıkarmıştı ve özenle hazırlanmıştı.Saatine baktı, Jimin yine geç kalmıştı. Keyifle telefonunu kavradı ve aramalara girerek Jimin'in ismini tuşladı. Sesinin titrememesi için hafifçe öksürdü ve Jimin'in aramayı cevaplamasını bekledi.
Fakat açmadı.
Jungkook, Jimin'i tekrar ve tekrar aradı fakat Jimin her seferinde telefonunu açmadı.
Telefonu saniyesinde açan Jimin, şimdi milyonuncu aramalara dönmüyordu.
Kaşları endişeyle çatıldı ve düğmeye basarak araba kapısının açılmasını sağladı. Seri adımlarını malikanenin kapısına yöneltti ve zile basarak sabırsızca beklemeye başladı.
Kapıyı açan hizmetliyle, ''Jimin nerede?'' diye sordu Jungkook sabırsızca.
Hizmetli bakışlarını kaçırdı ve Jungkook'u cevaplayarak, ''Kendileri bugün gelemeyecek efendim.'' dedi.
''Ya, öyle mi?'' dedi Jungkook ve dilini yanağının içinde dolaştırdı. ''Neden gelemeyecekmiş?''
''Bilmiyorum efendim, size böyle iletmemi söyledi.''
Hem kendisine gelmesini söylüyordu hem de gelemeyeceğini çok sevgili hizmetlisinden öğreniyordu? Jimin onunla oyun mu oynuyordu?! Jungkook'u aramaya tenezzül bile etmemişti!
Jungkook öfkeyle kapıyı itekledi ve hizmetlinin tökezlemesine sebep oldu. ''Nerede?!''
Kadın şaşkın bakışlarını Jungkook'un üzerinde gezdirdi ve güvenliği çağırmak için düğmeye doğru ilerledi.
Fakat Jungkook buna engel oldu.
''Deneme bile.''
Kadın bir Jungkook'un eline bir de yüzüne bakarken, ''Yukarıda odasında.'' diye yanıtladı.
Jungkook kadını arkasında bıraktı ve koşar adımlarını merdivenlere doğru ilerletti. Öfkeyle kapıyı tekmeledi ve aceleci bakışlarını odada gezdirdi. ''Jimin!''
Odadaki her şeyin yerli yerinde olmasıyla kaşları iyice çatıldı ve kulaklarını gelen sese doğru dikti.
Ses banyodan geliyordu.
Jungkook adımlarını banyoya doğru ilerletti ve bir hışımla kapıyı açtı.
Fakat karşısında kusan bir Jimin beklemiyordu.
Pembe elbisesiyle klozete doğru eğilen küçük beden iyice büzüşmüştü. Jungkook transa girmiş bir şekilde Jimin'e bakarken, ''Lütfen git Jungkook, beni böyle görmeni istemiyorum.'' dedi Jimin zar zor ve genzinden gelen öğürme dürtüsüyle kusmaya devam etti.
Jungkook'un öfkesi bir anda yok olmuştu. Endişeli bakışlarını Jimin'in üzerinde gezdiriyor, adımlarını istemsizce ona doğru atıyordu. Jimin'in yapılı saçlarını elleriyle nazikçe geriye yatırdı ve eliyle sırtını ovmaya başladı. ''Rahatla güzelim, yanındayım.''
Jimin daha, ''Kook.'' bile diyemeden tekrar klozete eğildi ve ağzına gelen safran tadıyla yüzünü buruşturdu. Jungkook'un sırtını ovan eli biraz da olsa kasılan bedenini gevşetmişti.
Jungkook sakince Jimin'i bekledi, şefkatle saçlarını okşadı ve ona iyi olacağına dair sözler söyledi.
Sonunda Jimin içinde ne var ne yok boşalttığında, kafasını kaldırdı ve sırtını fayanslara dayadı.
Jungkook terlemiş ve kızarmış surata bakarken, ''Soğukta oturma.'' dedi ve Jimin'i kucağına almak için hareketlendi.
Jimin hızla başını iki yana salladı ve ağzındaki koku dışarı yayılmasın diye eliyle tuttu. ''Bana peçete ver.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitches and Riches
Fanfictionİnsanoğlu dediğimiz aciz varlık, her şeyden habersiz kadehlerini tokuştururken Sen ve ben, aşkımız için kanlar döküyoruz. Birbirimizi tutkuyla öpüp yangınlar içerisinde sevişirken Veylin karanlığında, yaşadığımız şehvetin günahları yankılanıyor. Bi...