Bölüm 24: Yanlış Anlamak/Anlaşılmak

13.9K 1.3K 2.7K
                                    

Keyifli okumalar!

*

Jungkook, arabasını park ettiği gibi malikanenin kapısına doğru ilerledi. Buradaki görevliler onun gidip gelmesine alışmış, adeta ikinci evi olmuştu.

Kapıyı geçen günkü hizmetçi açmıştı, bu sefer dudaklarında bir gülücük vardı. ''İçeri geçin Bay Jeon, ben kendilerine haber veririm.''

Jungkook hızla içeri girdi. Jimin'i görmeyeli iki gün olmuştu ve resmen burnunda tütüyordu.

''Bu kadar kısa sürede özlemem normal değil.'' dedi içinden Jungkook. Halbuki ilerleyen zamanlarda yanında olduğunda bile özleyecekti Jimin'i, haberi yoktu.

Dudaklarının kıvrılmasına engel olamıyordu, pamuk şekeri yanına geldiğinde ona sıkı sıkı sarılmak, yanaklarına öpücükler kondurmak istiyordu.

Jimin dizlerinde uyuyup kaldığında bir süre daha saçlarını okşamış, sonrasında ise onu kucağına alarak nazikçe yatağına yatırmıştı. Ertesi gün her ne kadar yemeğini yiyip yemediğini kontrol etmek istese de, işi ve toplantıları buna izin vermemiş; bugüne sarkmıştı.

Adımlarını okyanus manzaralı tek kişilik koltuğa attı ve takım elbiseli bedenini gevşekçe bıraktı. Jimin'in yemeğini yedikten emin olduktan sonra katılması gereken önemli bir toplantısı vardı.

Bakışlarını, önünde çarşaf gibi serilmiş okyanusa çevirirken derince soluklandı ve kulaklarını merdivenden gelen sese doğru kabarttı.

Adımların kendisine yaklaşmasıyla bakışlarını manzaradan çekti ve dudaklarına kondurduğu gülümsemeyle arkasına döndü.

Fakat gelen Namjoon'du.

Jungkook'un yüzündeki gülümseme solarken, ''Jungkook?'' dedi Namjoon. ''Hangi rüzgar attı seni buraya?''

Jungkook ensesini kaşıyarak ayağa kalktı ve Namjoon'a sarıldı. ''İş seyahatinden geldiğini duyunca bir geleyim dedim.''

''İyi yapmışsın.'' dedi gülerek Namjoon ve Jungkook'un sırtını pat patladı. ''Kahvaltıda bize katıl.''

''Çok kalamam.'' dedi Jungkook ve etrafına bakındı. ''Jimin nerede?''

Namjoon pisçe sırıttı ve Jungkook'a göz kırptı. ''Onu gece çok yordum, hazırlanması uzun sürüyor. Anlarsın ya.''

Ne dedi o az önce? Gece yormaktan mı bahsetmişti?

Jungkook tek bir cümleyle içinde kabaran öfkeye engel olamadı. Kaşları çatılırken, ''O zaman gitsem iyi olacak.'' dedi ve dudaklarına yansıyan hayal kırıklığıyla gülümsedi. ''Siz ikinizi rahat bırakayım.''

''Jungkook?''

Jungkook bakışlarını hafif pürüzlü gelen sese çevirdiğinde Jimin'i merdivenin son basamağında gördü. Üzerinde turkuaz rengi kısa bir tulum ve boynuna sardığı kırmızı, saten bir fular vardı. Oldukça yorgun görünüyordu.

''Harika'' diye düşündü Jungkook. Gece muhtemelen hareketli geçmişti ve sesi kısılmıştı. Belki Jungkook'tan utandığı için de morlukları saklamak için fular takmıştı.

Jimin, bilekte bitme kırmızı botlarıyla Jungkook'a yaklaşırken kendisine yargılayan bakışlarla bakan Jungkook'a bir anlam veremedi. Kollarını çekingence Jungkook'un boynuna sararak, ''Hoş geldin.'' dedi.

Jungkook sarılışına karşılık vermedi. ''Hoş buldum.''

Jimin geri çekilirken bozulmuştu. İkili birbirine bakarken Jungkook tiksinmiş bir ifadeyle Jimin'e bakıyor, Jimin ise bunun altında eziliyordu.

Bitches and Riches Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin