MEDYADA SATIN ALDIKLARI MALİKANEYİ GÖREBİLİRSİNİZZ. BENİM BETİMLEMEYE GÜCÜM YETMEDİM AÇSMAÇDMAÇS
Jimin, taksinin içerisindeyken aynadan kendisine baktı. Giydiği ten rengi çorap yırtılmış, dudakları bolca öpülmekten şişip yer yer kanamış; saçları ise darmadağın olmuştu.
Fahişe gibi gözüküyordu.
Sinirle ofladı ve malikaneye yaklaştıkça kendini nasıl düzelteceğini düşünüyordu.
Üzerine Jungkook'un kokusu sinmişti.
Başını geriye yasladı ve gözlerini kapattı. Namjoon'u aldattığına inanamıyordu ve bu kafasını duvarlara vurma isteğini arttırıyordu.
Taksiciye dönerek, ''Durdurun, lütfen'' dedi. Taksici Jimin'nin isteğiyle arabayı durdurdu.
Jimin arabanın durmasıyla kapıyı hızlıca açıp dışarı çıktı. Ayakkabılarını takside bıraktığı için uçurumdaki taşlar ayağına batıyordu.
Daha fazla ilerleyemeden bir ağacın kenarında durdu ve eğilerek kusmaya başladı. Bir yandan sinirden ağlarken bir yandan da kusmaya devam ediyordu.
Ağzına gelen safran tadını tükürdü ve beti benzi atarak doğruldu. Elinde su şişesiyle gelen taksiciyle, suya uzanmış ve bir yudum alıp ağzını çalkaladıktan sonra yere tükürmüştü.
''Zor bir gün, ha?'' diyen taksiciye başını sallamış ve sudan bir yudum daha almıştı.
Ruhu çekilmiş gibi hissediyordu ve ağlamasını durduramıyordu.
Emindi ki, eğer biraz daha oyalanırsa Namjoon onu arayacak ve şüphelenmeye başlayacaktı.
Bu yüzden zor da olsa yerinden doğruldu ve göz yaşlarını sildi. ''İyiyim ben'' dedi ve ayağına batan dikenleri umursamadan dik bir şekilde taksiye doğru yürümeye başladı.
Arabanın arka koltuğuna oturdu ve taksicinin gelmesini beklerken yırtılan çorabını çıkarıp ayağına ayakkabılarını giydi.
Çalıştırılan arabayı umursamadı ve parçalanan dudaklarını kapatmak için kırmızı rujunu kusursuzlukla sürdü ve Jungkook'un kokusunu gidermek için üzerine bol bol pahalı parfümünden sıktı. Dağılan saçlarını elleriyle taradı ve düzgün bir şekle sokmaya çalıştı.
Malikanenin kapısına geldiğini fark edince dudaklarına sahte bir gülücük kondurdu ve arka camı açtı.
Güvenliğin Jimin'i görmesiyle, ''Hoş geldiniz, Bay Park'' dedi ve büyük kapıları kumandayla açtı.
Jimin, ''Teşekkürler'' dedi ve camı kapattı. Açılan kapılarla taksi Malikaneye doğru sürmeye başladı.
Jimin'nin elleri gerginlikten dolayı buz gibi kesilse de bunu belli etmedi ve duran taksiye gereken parayı ödedikten sonra çıkmak için kapının kolunu kavradı.
Tam çıkacakken geri durdu ve taksiciye döndü. ''Sakızınız var mı?'' diye mırıldandı.
Taksici şaşırsa da sonradan torpidoda bulunan naneli sakızdan bir tane Jimin'e uzattı. Jimin teşekkür ederek sakızı ağzına attı ve kocaman bir gülümsemeyle arabadan çıktı.
Taksici ise gözünün önünde dakikalar içerisinde değişen adama hayretle baktı.
*
Jungkook, kapıyı açan hizmetliyi kenara iteledi ve aceleyle sordu. ''Uyudu mu?'' Hizmetli, ''Evet, efendim'' diye cevapladı.
Jungkook rahat bir nefes verirken merdivenlere doğru çıkmaya başlamıştı. Yatak odasının önüne gelmesiyle kapıyı yavaşça aralamış, sevgilisi uyanmasın diye sessizce içeri sızmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitches and Riches
Fanfictionİnsanoğlu dediğimiz aciz varlık, her şeyden habersiz kadehlerini tokuştururken Sen ve ben, aşkımız için kanlar döküyoruz. Birbirimizi tutkuyla öpüp yangınlar içerisinde sevişirken Veylin karanlığında, yaşadığımız şehvetin günahları yankılanıyor. Bi...