Bölüm 2: Bana Artık Dokunma(1)

21.1K 1.7K 3K
                                    

Geçiş bölümüdür.

California'da sıradan bir gündü. Dışarıda her zaman ki gibi bunaltıcı bir hava hakim olup; hizmetçilerin koşuşturma sesleri her yandan duyuluyordu.

Elbette bu hava Jimin'nin saçlarını etkiliyordu. Etrafında dolaşan hizmetçilere baktı ve sinirle bağırdı." Daha bir saçı düzgün yapamıyorsunuz! Tanrım, Min Ji bunların hepsini elinle mi ayıkladın?!"

Min Ji bir yandan programı düzenlerken bir yandan da ecel terleri döküyordu. " Efendim sizin için en iyilerini topladım. Lakin havadan dolayı saçlarınız bozuluyor."

Min Ji, Jimin'nin asistanıydı. Kısa boylu, akıllı,dürüst ve pek ilgi çekmediği için Jimin onu işe almıştı.

Jimin oturduğu makyaj masasının kalktı ve hepsine dönerek bağırmaya devam etti. " Havayı değiştiremeyeceğimize göre, bu saç kabarmadan yapılacak! Hiçbir sıcaklık da buna engel olamaz!" Sinirlerine hakim olmaya çalışarak yerine oturdu ve parmaklarıyla başını ovdu. " Eğer bu saç olmazsa hepinizi kovacağım" dedi ve adını bilmediği hizmetçi kızdan yeşil çay istedi.
*

Jimin bir yandan lüks arabasını sürerken bir yandan da asistanı Min Ji'den yapılacakları dinliyordu.

'' Efendim bugün katılmanız gereken küçük bir kutlama ve bir toplantı var. Onun dışında arkadaşınız Katie'nin doğum günü.''

Jimin kırmızı ışıklarda dururken Min Ji'ye döndü. '' Hediyesini aldın, değil mi? Çünkü o kaltakla hiç uğraşamayacağım.'' Min Jİ kafasını sallayarak Jimin'i onayladı ve bagajı işaret ederek'' Bagajınıza koydum, efendim.'' dedi ve yapılacakları sıralamaya devam etti. '' Ayrıca bugün stüdyoya uğramanız lazım, öğrencileriniz sizi özlediğini söyledi.''

Öğrencilerini duyduğu an yüzünde bir gülümseme belirdi. Mutluluğu sesine yansıyarak, '' Onları ben de özledim. Hepsi birbirinden tatlı''dedi. Min Ji'de ortama bıraktığı mırıltılarla Jimin'e katıldı ve en önemli maddesini söyledi. ''Efendim, bugün Bay Jeon ile saat dokuzda yemek toplantınız var''

Jimin ortama hınzır bir gülüş bırakarak, '' Onu elbette unutmadım Min Ji fakat ilk gideceğimiz yer stüdyo'' dedi ve oraya doğru sürmeye başladı.

*

Jungkook kravatını bağlarken yatakta gerinen sevgilisine gülümseyerek baktı. Yanına adımladı ve yanağına ıslak bir öpücük bıraktı. Sevgilisi ise sinirle yanağını sildi ve '' Şunu yapma, sevmediğimi biliyorsun'' diye mırıldandı.

Jungkook gülücüğünü genişletti. '' Elbette biliyorum, aşkım'' dedi ve ellerini çıplak sevgilisinin beline ilerletti. ''Hatta bunu da biliyorum'' dedi ve sevgilisini gıdıklamaya başladı.

Odadan yükselen kahkahalar dışarıya yansırken sevgilisi nefes nefese kalarak konuştu. '' J-Jungkook, Tanrım daha yeni uyandım! Beni rahat bırak!''

Jungkook sonunda sevgilisini rahat bıraktı ve boynundaki hickey'e öpücük kondurdu. Sevgilisi mayışırken, kollarını Jungkook'un boynuna sardı ve yatağa çekmeye çalıştı. Jungkook ise buna engel oldu ve dudaklarına hızlı bir öpücük verdikten sonra ayağa kalktı. '' Şirkete uğramam lazım bebeğim, akşam Namjoonlarla birlikte olacağım.''

Sevgilisi yataktan doğruldu ve flörtöz bir şekilde sordu.''Hmm, ben de gelebilir miyim?'' Jungkook ise başını olumsuzca salladı. '' Sevgilisi şımarık herifin teki, hiç çekmek istemezsin.''

'' Öyle mi? Adı ne peki?'' Jungkook parfümünü sıkarken yanıtladı. '' Park Jimin.'' Sevgilisi gözlerini büyüttü ve çıplak oluşunu umursamadan yataktan çıktı. Jungkook ona şaşkın gözlerle bakarken sevgilisi çığrındı. '' Hani şu sarışın afet Park Jimin mi? Feminen giyiniyor değil mi?!'' Jungkook başıyla onaylarken, sevgilisi küçük bir çocuk gibi Jungkook'un kolunu tuttu ve hevesle konuşmaya başladı. '' Lütfen, lütfen beni onla görüştür aşkım! Kendisini takip ediyorum, ona bayılıyorum! Tanrım burnumuzun dibinde olduğuna inanamıyorum!''

Jungkook nefes nefes konuşan sevgilisini sakinleştirmek için kollarından tuttu. '' Bebeğim, sakinleşir misin? O da senin benim gibi normal birisi.'' Sevgilisi Jungkook'a 'Ciddi olamazsın' tarzı bir bakış attı ve koluna vurdu. ''Hayır o dünyaya inmiş bir melek! Kendisi hayvan koruma derneklerine her zaman bağış yapıyor! Ayrıca çok nazik birisi!''

Jungkook alaycı bir şekilde konuştu.'' Emin misin? Çünkü kendisinin kürk giydiğini gözlerimle gördüm.'' Sevgilisi ise gözlerini devirdi. '' Eminim ki giydiği sahtedir aşkım.''

Jungkook derin bir nefes aldı ve sevgilisinin elini kolundan çekip saatini taktı. '' Bilmiyorum, belki bir gün tanıştırırım ama bugün olmaz.''

Sevgilisinin suratı düştü ve kollarını birbirine bağladı. ''Öyle olsun bakalım''diye homurdandı. Jungkook sevgilisine şaşkınlıkla bakarken, '' Bunun için küsmüş olamazsın, değil mi?'' dedi. Sevgilisi ise sadece omuz silkti.

Jungkook, '' Oh, benim küçük bebeğim.'' dedikten sonra dudaklarına küçük, ıslak öpücükler bırakmaya başladı. ''Pekala, bir gün görüşmeni sağlayacağım.'' dedikten sonra sevgilisinin yüzü bir anda aydınlanıverdi.

Sevgilisi,'' Aşkım, sen bir tanesin!'' diye mırıldandı ve kollarını Jungkook'un beline sardı.

Jungkook bir süre sarılışına karşılık verdikten sonra sevgilisinden ayrıldı. ''Şirkete geç kalıyorum'' dedi ve sevgilisinin çıplak kalçasına hafifçe vurdu.

Karşılığında uyarı bulunduran bir nida aldığında çarpık gülümsemesiyle odadan çıktı.

*

Jimin dudaklarına kırmızı ruju gezdirirken bir anda durdu ve telefona bağırdı. '' Ne demek yemeye gelemiyorum, Jonnie? Bunu nasıl unutursun?''

Namjoon sevgilisini yatıştırmaya çalışırken bir yandan da ağrıyan başını ovalıyordu. '' Tatlım, bugün toplantılar çok yoğun geçti. Tokyo'dayım biliyorsun, jeti hazırlatmayı söylemeyi unutmuşum''dedi. Jimin sevgilisini dinlerken çantasına rujunu koydu ve gelen elbiselerin birkaçını eliyle eledi. '' Ne yani toplantıda sadece ben ve Jungkook mu olacağız?'' diye mırıldandı ve aradan kollarını ve boğazını kapatan, kısa, üzeri taşlarla işlenmiş bordo elbiseyi aldı. '' Merak etme aşkım, Jungkook kardeşim gibidir. Ben olsam da olmasam da seni memnun edecektir'' dedi Namjoon.

Jimin gözlerini devirerek '' Ona ne şüphe'' diye mırıldandı.

''Senin için helikopteri ayarlattım. Toplantıya onla git. Şimdi yollar kalabalık olur'' dedi arabadan inerken Namjoon.

Jimin boy aynasından jartiyerine bakarken Namjoon'u onayladı. '' Yazık oldu, oysa ki senin için hazırlık yapmıştım.'' Ellerini jartiyerinden sürterek korsesine çıkardı ve erotik bir sesle fısıldadı. ''Beni tadamayacak olman ne kadar üzücü Joonie''

Namjoon derin bir nefes aldı ve kendisine lanet etti. Jimin her böyle konuştuğunda onun için hassaslaşıyordu. '' Bebeğim, yapma''

Jimin sinsice sırıttı ve devam etti. '' Neyi yapmayayım Joonie? Burada bile değilsin ki'' vücudunu ters döndürdü ve aynadan kalçalarına baktı. Kalçaları arasında kalmış ipi parmağıyla kenara çekti ve deliğini hafifçe okşadı. '' Ah, Joonie sıkı deliğim senin için o kadar hazırdı ki...'' Parmağını deliğinden ittirip geri çıkardı ve ıslak bir ses çıkararak tadına baktı. '' Imh, belki deliğime en sevdiğin viskilerden döker; senin için sırılsıklam olana kadar emerdin.''

Namjoon sertleşmeye başlamıştı. Jimin'nin çıkardığı sesler, söylediği cümleler onu hep etkiliyordu. Namjoon genzinden gelen hırlamayla inledi. Jimin'nin adı bir ilahmışçasına dudaklarından döküldü.

Jimin ise Namjoon'nun düştüğü durumu umursamadı. Ortama sahte bir inilti bıraktı. "Jonnie sana fotoğraf atmamı ister misin?'' Karşılığında aldığı yalvarmaları dinlemedi ve Namjoon'u deli etmeye devam etti. "Ah, ama sen iyi bir çocuk değilsin ki. Bunu hak etmiyorsun Joonie. Eminim ki lanet penisin şimdiden benim için kalkmıştır değil mi? Ama o kadar uzaktasın ki seninle ilgilenemem sevgilim. Bir süreliğine eline merhaba de ya da siktiğimin Tokyo'sundan bir orospu kirala! Şimdi izninle Jungkook ile yemeğim var sonra görüşürüz'' dedi ve Namjoon'nun söyleyeceklerini dinlemeden telefonu yatağa fırlattı.

Böylelikle Namjoon döndükten sonra da bir şey yapmayacaklarını anlamış oldu.

*
BÖLÜMÜ PART 1 VE PART 2 DİYE AYIRMAYA KARAR VERDİİMM :ppp

KISA BİR GEÇİŞ BÖLÜMÜ AZICIK SIKILMIŞ OLABİLİRSİNİZ :/ SİZLERİ SEVİYORUM XOXO

Bitches and Riches Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin