Bölüm 30: Şefkat(1)

14.4K 1.3K 1.5K
                                    


Çok çok özlediimm. Hepinizi çokkk özlediim, lütfen bolca yorum yapın olur mu?

Son kısımları kontrol edemedim, hatam varsa şimdiden özür dilerim.

Bölüm şarkısı: Cigarettes after sex: nothing's gonna hurt you baby

*

Bazı şeyler eksiktir.

Belki bu bir duygudur ya da bir eşya. İnsanoğlu hiçbir zaman, ''Evet, ben her şeye sahip ve mutluyum.'' demez. Her zaman daha fazlasını ister, ihtiyaç duyar. Eksik hisseder.

Nankör ve ön yargılı varlıklarız.

Zenginliğiyle ün yapmış insanlara baktığımızda, ''Nasıl bir derdi olabilir ki böyle bir insanın?'' diye düşünürüz, sanki para her derdin devasıymış gibi küstahça yargılarız.

Fakat Park Jimin oradaydı işte. Genç yaşında milyarder olmasına rağmen, biz insanoğlunun değerini göremediğimiz en önemli şeylerden yoksundu ve öylece Jeon Jungkook'un kapısında tir tir titriyordu.

Jungkook kapıyı açtı. Jimin'in ağlamaktan kızarmış gözlerine bakarken kaşları çatıldı, bir şeyler söylemek için aralanan dudakları sanki kilit vurulmuş gibi geri kapandı.

''Lütfen.'' diye fısıldadı Jimin, Jungkook'un donmuş haline bakarken. Sesi ondan beklenilmeyecek kadar güçsüzdü. ''L-lütfen.''

Jungkook'un içinde halatlar bir anda koptu, hissettiği duygu patlamasıyla vücudu hareketlendi ve Jimin'i kolundan tutarak ona sarıldı. ''Ne oldu sana böyle?''

Jimin, bedeninde hissettiği sıcak tenle dudaklarından hıçkırık koptu. Kollarını Jungkook'un boynuna doladı, kokusunu içine çekti. Gözyaşları Jungkook'un omzuna aktı.

Jungkook'un vücudu, Jimin'i güvende ve huzurlu hissettiriyordu.

Jungkook, Jimin'in ağlamasıyla panikledi, onu kollarından zar zor ayırdı ve bakışlarını yüzünde gezdirdi. Kızarık el izinin Jimin'in yanağında öylece durduğunu fark etmesiyle öfkelendi.

''Kim yaptı bunu sana?'' dedi Jungkook nazikçe. Öfkesini içinde tutmaya çalışıyor daha fazla Jimin'in ürkmesini istemiyordu. ''Söyle bebeğim kim yaptı bunu?''

Jimin'in dudakları titrekçe aralandı. Jungkook onu sabırla beklerken Jimin'in tekrar hıçkırmasıyla içinde bir şeyler parçalandı. Jimin, sanki gerçekleri söylemesi yasaklıymış gibi dudaklarından Namjoon'un adı çıkmıyor, boğuluyormuşçasına kafasını iki yana sallıyordu.

Jungkook hemen Jimin'e atıldı ve tekrar sımsıkı sarıldı. Jimin'in bu hali etinden bir parça kesiyorlarmış gibi hissettirmiş, utanmasa onunla birlikte ağlayacak duruma gelmişti. ''Tamam, tamam söyleme. Lütfen ağlama!''

''Lütfen, lütfen!'' diye zikretti Jimin. Sanki tek bildiği sözcük buymuş gibi tekrar tekrar söylüyor, içindeki acıyı bu kelimeyle ifade etmeye çalışıyordu. ''Lütfen!''

Jungkook, Jimin'in daha fazla ayakta kalamayacağını fark ettiğinde tıpkı bir bebek gibi onu kucakladı ve başını boynuna yerleştirdi. Jimin soluduğu güven kokusuyla Jungkook'un boynuna daha çok yaklaşarak burnunu sürttü.

Onlara yaklaşan kahyayı fark etmesiyle, ''Evde kim varsa gönderin ve güvenliği iki katına çıkarın!'' diye bağırdı Jungkook. Hissettiği çaresizliği ve öfkeyi az da olsa kahyadan çıkarmayı ummuştu. Jimin'in tüyden farksız bedeni kolları arasındayken sıcak bedenine daha çok bastırdı. Sanki Jimin'le ne kadar yakın olursa onun acısını bir nebze de olsa dindireceğine inanıyordu.

Kahya, Jungkook'u ikiletmeden yanından ayrıldı ve malikaneyi boşaltmaya başladı. Kimseler daha fazla Jimin'in ağlayışını görmesin diye seri adımlarını merdivenlere -odasına doğru- attı. Jimin'in güçsüz görükmeyi sevmediğini biliyordu, acıları dindiğinde bunu kafasına takmasını istemezdi.

Bitches and Riches Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin