Bitches and Riches

Bölüm 19: Kalp Kırıklıkları ve Randevu(1)

Bölüm Şarkısı: The Neighbourhood - Sadderdaze

Keyifli okumalar.

Yıl 2007, Min Yoongi 25 yaşındayken

Günümüzden 12 yıl öncesi.

Akşamüstüydü. Gül bahçesinin üstüne kızıl güneş vururken, o kadar güzel gülün arasında adeta bir yıldız gibi parlayan sevdiğine baktı.

Taehyung'a

Varis işlemleri sırasında bolca yorulmuştu Yoongi. Sevdiğini ise bir saniye olsun aklından çıkarmamıştı.

İşlerini bitirip kendini koşarcasına atmıştı gül bahçesine. Fakat karşılaştığı görüntüyle donakalmış, huzurla bir iç çekmişti.

Yirmi dakikadır uzaktan Taehyung'u izliyordu.

Taehyung'un kahverengi saçlarına kızıl güneş vuruyordu. Üzerindeki bol, ketenden yapılmış bir gömlek; altında ise bej rengi bir pantolon vardı. Gömleğin uç kısımlarını pantolonun içine sıkıştırmıştı. Yaptığı işe o kadar odaklanmıştı ki, onu izleyen Yoongi'nin farkında bile değildi.

Cennetten inmiş bir meleğe benziyordu.

Taehyung, yanındaki uşağa çiçeği işaret etti, ''Bunu koparır mısın?'' diye ricada bulundu.

Uşak elindeki makasla gülü keserken, Taehyung ve Yoongi'nin bakışları buluştu.

Tanrı şahidi olsun Yoongi çok aşıktı.

Onun parıldayan kahverengi gözlerine, kare gülüşüne, karakteristik burnuna....

Her şeyine aşıktı Yoongi.

Taehyung bakışlarının kesişmesiyle kocaman gülümsedi ve eliyle Yoongi'yi çağırdı. ''Yanıma gelsene, Yoongi!''

Yoongi sanki bir rüyaydı, sevdiği adam gül bahçesinin ortasındaydı ve melekleri kıskandıracak gülümsemesiyle onu çağırıyordu.

Yoongi, Taehyung'un yanına nasıl adımladı bilmiyordu, sadece her taraf bulanıktı ve tek net olan Taehyung'tu.

Taehyung, uşağın elindeki sepeti aldı ve Yoongi'ye uzattı. ''Senin için topladım.'' Sonrasında ise başını eğdi ve ensesini kaşıdı. ''Y-yani toplattırdım.''

Yoongi dudaklarını kıvırdı ve Taehyung'un ellerini canını yakmaktan korkarcasına tuttu. ''Biliyorum.'' dedi ve Taehyung'un avuçlarını öptü. ''Geçen sefer ki gibi pamuk ellerin kan içerisinde olsun istemedim.''

Taehyung bakışlarını yerden kaldırırken, yanakları utançla kızardı.

O günü hatırlıyordu.

Yoongi'ye karşı yeni yeni bir şeyler hissediyordu o zamanlar. Uşağın oğlu olduğu için bu hisleri içinde saklıyor, gün geçtikçe büyümesine engel olamıyordu.

Yoongi'ye açılamasa bile ona bir hediye verme -kendini fark ettirme- ihtiyacıyla kıvranıyordu.

İşte o vakit kraliyetin gül bahçesine gizlice girmiş, elleri kanaya kanaya o kırmızı gülleri toplamıştı Taehyung. Sonrasında ise kraliyette bulduğu bir vazoya yerleştirmiş ve soluğu Yoongi'nin odasında almıştı.

''O-odanız için çiçek getirdim, efendim'' demişti Taehyung bakışlarını yerden kaldırmazken. Bunu hangi cesaretle yapmıştı bilmiyordu.

Fakat iyi ki yapmıştı.

Yoongi odasına giren gence şaşkınlıkla bakarken, bakışları bir gencin yüzünde bir kanayan elinde mekik dokuyordu.