18-KIZIM

648 43 0
                                    

1k olduk arkadaşlar! Herkese çok teşekkür ederim.❣️

Güneşli bir Antep sabahına uyanmıştık. Tıpkı diğer günlerde olduğu gibi. Dün akşama doğru Cihangir'i hastaneden taburcu etmişlerdi. O, aşağı kattaki misafir odasında kalıyor ben ise yatak odasındaydım. Erken kalkıp kimse uyanmadan yanına gitmeliydim. Bu kadar olayın üstüne bir de evdekilerin laflarıyla uğraşmamak için yapıyordum bunu.

Fazla ses çıkarmamaya çalışarak yavaş hareketlerle odaya girdim. Ardından kapıyı da aynı hassasiyetle kapattım. Önüme döndüğümde bütün çabamın boşa olduğunu görmüştüm. Paşamız çoktan uyanmıştı bile.

''Hiç bana öyle bakma. Çok güzel bir uğraş içindeydin bozmayayım dedim.''

''Bayağı da dinçsin bakıyorum. Ne zaman uyandın sen?''

''Eh oldu biraz.''

Sandalyelerden birini çekip oturdum. ''Bacağın nasıl ?''

Yüzünü ekşitti hafiften. ''Kırık.''

Cihangir eski haline çoktan dönmüştü.

Ellerimle bacağını işaret ettim. ''Cidden bu halde bile espri peşinde misin?''

Omuzlarını silkti. '' Sana özel diyelim.''

Bakışlarımı elime indirdim. Beni utandırmak zorunda mıydı gerçekten?

"Kırmızı yanaklı Afra! Seni ilk defa böyle görüyorum galiba?"

Yok yok biraz daha burada kalırsam işler benim açımdan pek iyi gitmeyecekti.

''Ee ben bir mutfağa gideyim. Sana göre de bir şeyler hazırlasınlar.''

Cevabını beklemeden çıktım odadan. Ellerim yanaklarıma giderken dudaklarımda hafif bir tebessüm vardı.

  Kendine gel Afra! Cihangir'in söylemediği bir şey değildi ki bu sonuçta. Genelde bana iltifat ederdi zaten. Ama şimdi neydi bu heyecan?

Daha fazla kapının önünde beklemeyip mutfağa gittim. ''Günaydın kızlar. Kolay gelsin.''

Sena ve Dilara beni gördüklerinde şaşırmışlardı. ''Günaydın Afra Hanım. Ne istemiştiniz?'' Dilara'dan gelmişti bu soru.

''Cihangir için omlet yapar mısınız?'' Sonra aniden fikrimi değiştirdim. ''Ya da durun ben yaparım. Sizin yeterince işiniz var.''

Sena hemen elindeki domatesi masanın üzerine bıraktı. ''Yok,biz yaparız. Siz zahmet etmeyin.''

Sena'ya ufak bir gülümseme gönderdim. ''Saol canım. Ben hallederim.'' derken buzdolabına doğru ilerledim.

Peynirli,maydanozlu bir omlet yapacaktım. Hızlı iyileşmesi için yediklerine dikkat etmesi lazımdı ve bu dönemde kalsiyum ile protein ağırlıklı beslenmeliydi.

Yaptığım omletin aynısından Mihriban Hanım'a da yaptıktan sonra işim bitmişti.  Ben ellerimi yıkarken Dilara çay demliyordu. ''Cihangir'e süt koyar mısınız?''

Yine yüz ifadelerine şaşkınlık hakim olsada dediğimi yapmışlardı. ''Bal da koyuyorum. Cihangir Bey sade içmez.'' Başımla onayladım Sena'yı. Yeni bir şey daha öğrenmiştim hakkında.

Kızlara kolay gelsin diyerek mutfaktan çıktım. Odaya doğru ilerlerken Erda ile karşılaşmıştım. ''Günaydın güzellik.''

Gereğinden fazla mutlu çıkan sesime anlam verememişti. ''Sana da günaydın sabah şekeri. Ne bu mutluluk?''

Aslında tam bir nedeni yoktu. Sadece Cihangir hastaneden sağ salim çıkıp eve geldiği için kendimi daha iyi hissediyordum.

''Öyle, içimden geliyor.'' diyerek omuz silktim.

HAYATIMIN GERÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin