24-BAŞLANGIÇ II

502 27 0
                                    

10 GÜN SONRA

Elime aldığım siyah kravatla birlikte Cihangir'in yanına gittim. Aynanın önünde hazırlanıyordu. Önüne geçip kravatını bağlamaya başladım.

''Bugün en güzel günün galiba? Çifte mutluluk yaşıyorsun.''

Ben kravatıyla uğraşırken ellerimi tutup öptü. ''Hmm. En güzel günüm evlendiğimiz gündü. Yok yok barıştığımız gündü.''

Biraz durduktan sonra karar verememişçesine konuştu. ''Aslına bakarsan seninle geçirdiğim her gün en güzel günüm.''

Yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı. ''İşini çok iyi biliyorsun Cihangir.''

Omzunu silkti. ''Huyum kurusun karıcığım.''

O hazırlandıktan sonra bende giyinmeye başladım. Bugün ki mutluluğumuzun ilk sebebi Akif Bey hastaneden çıkıyordu. Yaklaşık 4 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra normal odaya geçmişti. Şimdi de eve gelecekti. Tamamen sağlıklı değildi ne yazık ki. Yaralanma sonucu omuriliğinden sol koluna giden sinirleri çok kötü hasar almıştı. Ve doktor kolunu kullanamayacağını söylemişti. Bu habere çok üzülsekte sonuçta ölmemişti,hayattaydı. Bu da bizim en büyük şükür kaynağımızdı.

İkinci olarakta Akif Bey bu olaylardan önce büyük bir firmayla anlaşma yapmış ama daha sonra karşı taraf vazgeçmiş. İki gün önce Sinan'a gelen telefonla tekrar işi yapmak istediklerini söylemişler. Bugün de imzaları atacaklardı.

''Hadi hayatım çıkıyorum ben.'''

Saçlarımı toplarken ''Kahvaltı yapmayacak mısın?'' diye sordum.

''Yok orada atıştırırım. Birkaç dosyaya bakmam lazım son kez.'' dedikten sonra yanağıma öpücük kondurup çıktı.

Hazırlandıktan sonra bende aşağı indim. Erda'da okula gittiği için masada çok az kişi vardı.

''Günaydın. Afiyet olsun.''

''Günaydın kızım. Geç otur hadi sende.'' Mihriban Babaanne'ye başımı sallayarak cevap verdim.

Masada sessizce kahvaltımızı yapıyorduk. Bade kendini biraz da olsa toplamıştı. Bize karşı ilk gün ki kadar sert değildi. Babasına kavuştuğunda her şeyin daha iyi olacağını düşünüyordum. Onun dışında kimseyle de bir problemimiz yoktu.

''Akif adamların işi tekrar kabul ettiğini duyunca çok sevinecek.''

''Aynen öyle kızım. Emekli olmadan önce çok büyük bir anlaşma yapmış oldular.''

Gelin kaynana kendi aralarında konuşuyorardı.

''Babam emekli olmaz ki.'' Bade'de dahil olmuştu.

''Ama babaanecim yetmez mi babanın bu kadar çalıştığı? Yoruldu artık.''

''Bence de yeter ama babam için yetmez.''

Hümeyra Hanım çayını içtikten sonra ''O zaman babanı ikna etmemize yardım edeceksin prensesim. Böylece emekli olduktan sonra çok daha fazla vakit geçirirsiniz.''

''Oley!'' diyerek bir sevinç nidası attı Bade.

''Hem gençlerin önünü açmak lazım değil mi?''Mihriban Babaannenin sorusuna yine Hümeyra Hanım cevap verdi.

''Tabi ki öyle. Benim kocam çok çalıştı sıra Afra'nınkinde.''

Konuşmaya birden dahil olunca şaşırmıştım. Hümeyra Hanım'a gülümseyerek '' Çok çalışıyorlar zaten. Bundan fazlası mümkün mü?'' dedim.

O da aynı şekilde gülümsedi. ''Tabi kızım bu daha ne ki? İlk evlendiğimizde Akif bazen ofisinde kalırdı.''

''Gerçekten mi?'' Cihangir'in de iş yerinde kalmasını istemezdim açıkçası.

HAYATIMIN GERÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin