Hümeyra Hanım ile yaptığımız konuşmadan sonra 2 gün geçmişti ve pek bir şey olmamıştı. Sabah kahvaltı yaptıktan sonra O, evin işleriyle ilgilenmek için yanımızdan kalktıktan sonra Cihangir de dinleneceğini söyleyip odasına çekilmişti. Bende kendimi yatak odasına atmıştım. Yani herkes bir yerdeydi.
Yatakta uzanırken düşünceler benliğimi yine ele almıştı. Acaba kazadan önce Cihangir'in yaptığı teklifi Erda'ya söylesem tepkisi ne olurdu? Ya da reddettiğimi öğrenince nasıl karşılardı? Sonuçta boşanmayı kabul etmişti. Ama ben korkuyordum. Ona olan duygularıma yenilmekten, yanlış kararlar vermekten çok korkuyordum.
Çünkü aldığım kararlar sadece beni değil Erda' yı da etkiliyordu. Burada mutlu değildi. Ve ben her şeye rağmen Cihangir'e 'evet' dersem Erda'da benim yanımda kalarak mutsuz olmaya devam edecekti.
Hızlıca yataktan doğruldum. Böyle boş boş yatmaya devam edersem bu düşünceler yüzünden kafayı yiyecektim.
Odaya şöyle bir göz gezdirdim. Biraz temizlik fena olmazdı sanki? Banyodan malzemeleri alıp tekrar odaya döndüm.
Temizlik solisyonunu eşyaların üzerine sıktıktan sonra elimdeki bezle var gücümle siliyordum. En azından şuan düşündüğüm tek şey tozları alıp,lekeleri çıkarmaktı.
Balkonun cam kapısını silerken evin gürültülü bir şekilde açılan dış kapısı dikkatimi çekti. Saat daha erkendi. Kimin geldiğine bakarken Didem hızla içeri girdi. Yüzünden düşen bin parçaydı. Ne olmuştu onu bu kadar üzen?
Merakıma yenik düşerek elimdeki bezi bırakıp aşağı indim. O Hümeyra Hanım'ın nerede olduğunu sorarken merdivenlerin başında karşılaşmıştık.
Donuk surat ifadesi beni daha da meraklandırmıştı. "Didem iyi misin?" Bir elimle kolunu tuttum.
Olumsuz anlamda kafasını salladı. "Bilmiyorum Afra. Annem nerede?" Fısıldar gibi konuşmuştu.
"Kızım hoşgeldin." Hümeyra Hanım yanımıza gelirken surat ifadesi ciddileşmişti. "Didem ne oldu? Ne bu halin?"
Hümeyra Hanım'a sıkı bir şekilde sarıldı kızı. O sırada bana Didem'i işaret edip 'ne oldu' der gibi kaş göz işareti yapıyordu. Ama ne olduğunu bende bilmiyordum.
Eliyle salona doğru ilerletti kızını. Gidip gitmemek konusunda kararsız kalmıştım. Özel bir şey de söyleyebilirdi sonuçta. ''Ben yukarı çıkıyorum.Siz rahat konuşun.''
Didem anında karşı çıkmıştı. ''Hayır hayır. Sende gel lütfen. Fikrini merak ediyorum.'' O böyle söyleyince hep beraber salona geçmiştik.
''Hadi kızım anlat artık ne oldu?''
Elleriyle oynayan Didem fısıldar gibi konuştu. ''Hamileyim.''
Onun aksine Hümeyra Hanım ve ben yüksek bir tonda bağırmıştık. ''Ne?''
İşaret parmağını hızla dudaklarına götürüp susmamızı istedi Didem.
''Anne ikinci çocukla ilgili düşüncelerimi bildiğin halde neden bu kadar seviniyorsun?''
Hümeyra Hanım kızının ellerini tuttu. ''Çünkü bu sevinilecek bir haber Didem. Şu kuruntularını bir kenara bırakır mısın artık?''
''Sen neden mutlu değilsin ki Didem?'' diye sorarken buldum kendimi bir anda.
''Çünkü ben bütün ilgimi,sevgimi Ebru'ya ayırmak istiyorum. Şimdi bir tane daha çocuğum olursa kızıma haksızlık yapacakmışım gibi hissediyorum. Yani bilmiyorum öyle işte. Gençliğimden beri düşüncem bu yöndeydi benim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN GERÇEĞİ
Teen Fiction"Açık konuşacağım Cihangir. Başıma gelenleri ve buraya nasıl getirildiğimizi biliyorsun. Senin de benimle evlenmek istemediğini düşünüyorum. Bu yüzden eğer babana hayır dersen ikimizde kurtuluruz." Arkasına yaslandı. "Seninle evlenmek istemediğimi n...