''Cihangir...''
''Beni kandırdın mı? Sırf kendi intikamını almak için beni mi kullandın? Bana bencil derdin ,şimdi kimmiş bencil Afra?'' Sonlara doğru yükselen sesi gözlerimi doldurmaya yetmişti.
''Hayır ben sana yalan söylemedim.''
Hiç inanmamıştı bu sözüme. Sinirli bir şekilde güldü. ''Tabi söylememişsindir. Her şeyi geçtim neye üzülüyorum biliyor musun? Ben seni nasıl tanımadım? Nasıl göremedim bu yüzünü?''
Sözleri ok misali kalbime saplanıp etrafı kana buluyordu. ''Cihangir...''diye fısıldadım. Ama sözümü bitirmeme izin vermedi.
''Benim için büyük bir hayal kırıklığıymışsın.''
Sağ gözümden düşen yaşı elimle hızlı bir şekilde silip ''Yeter artık!'' diye bağırdım.
''Neden dinlemiyorsun beni? Neden sadece gördüklerini kafanda kurgulayıp beni yalancı çıkartıyorsun? Daha bir kaç dakika önce sana olan hislerimi itiraf ettim. Bu söylediklerimin hiç mi değeri yok?''
Cevap vermemişti. Sessizliğini fırsat bilip tekrar konuştum. ''Cihangir bunu yapmadan seninle birlikte olmamın imkanı yoktu. Beni anlaman lazım. İçimdeki öfke diğer türlü sönmeyecekti. Ne yapmamı bekliyordun Allah aşkına? Bunca olan şeyi bir kenara bırakamam. Herkes yaptığı hatanın bedelini ödeyecek.''
''Ne oluyor burada?'' Kapının ardından Hümeyra Hanım'ın sesi duyuldu. Ve arkasında diğer aile fertleri. Bana merakla bakan Erda'ya çok ufak bir tebessüm gönderdim. Buna karşılık kocaman açılan gözlerine yaşlar hücum etmişti. Birimiz sevinçten birimiz az önce sevdiği adam tarafından edilen ağır sözler sebebiyle ağlıyordu.
Ruhsuz bakışlarımı Cihangir'den çekip Akif'e çevirdim. ''Hazırlanın Akif Bey. Birazdan sizi almak için kapıya gelirler.''
''Kim?'' diye sordu Hümeyra Hanım fevri bir şekilde.
''Polisler.''
Sinan ile beraber aynı anda ''Ne?'' diye bağırmışlardı. Bir adım öne çıktı Sinan.
''Ne demek istiyorsun sen Afra? Birisi anlatsın artık şurada dönen olayı!''
Herkes bize bakarken biz Cihangir ile birbirimize bakıyorduk. O güzel lafların içi hep boşmuş meğer. Sadece hayal kırıklığıymışım onun için.
Beni anlaması gerekmez miydi?
Erda'nın sesini duyduğumda gözlerimi Cihangir'den çektim. ''Ben anlatayım size ne olduğunu. En başından beri yapmaya çalıştığımız şeyi Afra sonunda yaptı. Akif Bey'i polise şikayet etti. Hemde kendi oğlunun telefonundan.''
''Vay.'' dedi Cihangir ve devam etti. ''Beraber planladınız demek. Bana neler söyleyeceğini de beraber mi kararlaştırdınız Afra?''
''Cihangir!'' dedim sert bir tonda. ''Sana söylediğim hiçbir şey yalan değildi.'' Hümeyra Hanım bağırmaya başlayınca devam edememiştim.
''Siz ne konuşuyorsunuz orada ya? Bunun sırası mı şimdi?''
Akif Bey'e döndü hemen. ''Bir şeyler yapsana sende Akif! Duymuyor musun?''
Elleri cebinde, olan biteni sakince izliyordu Akif Bey. ''Duyuyorum Hümeyra. Ama yapacak bir şeyim yok. Ben dostuma bir söz verdim ve tuttum. Tamam yaptığım yol yanlıştı bunu kabul ediyorum. Ama o an gözüm başka bir şey görmemişti. Arkadaşımın mezarına toprak atarken verdiğim sözü tekrar edip duruyordum. Eğer çekilecek bir cezam varsa çekerim. Kaçmam.''
Hümeyra Hanım kapının yanına çöktü yavaşça. kafasını ellerinin arasına almış dövünürken Sinan'da yanına çökmüştü. ''Nasıl olacak böyle,nasıl?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN GERÇEĞİ
Teen Fiction"Açık konuşacağım Cihangir. Başıma gelenleri ve buraya nasıl getirildiğimizi biliyorsun. Senin de benimle evlenmek istemediğini düşünüyorum. Bu yüzden eğer babana hayır dersen ikimizde kurtuluruz." Arkasına yaslandı. "Seninle evlenmek istemediğimi n...