Öncelikle herkese merhaba! Dün itibariyle 3 aylara girmiş bulunuyoruz. Bağışlanma ve sevabın çok olduğu bu ayları en güzel bir şekilde geçiririz inşaAllah. ♥️
İyi okumalar. 🌼
Erdalar yola çıkalı neredeyse iki saat olmuştu. Koca konakta tek başıma kalınca zaman da iyice geçmez olmuştu. Aslında şuan Erda'nın yerinde olmayı o kadar çok isterdim ki.
Kapımın çalınmasıyla aklımda ki düşünceler anında dağılırken içeri Gül girdi. Onu görmeyi beklemediğim için şaşırmıştım.
"Girebilir miyim?" Hafif aralık kapıdan başını uzatmıltı.
"Tabi tabi. Gel lütfen." Kısa bir selamlaşmanın ardından camın önünde duran tekli koltuklara oturduk.
"Sinanlar'ın gittiğini duyunca hemen arabaya atladım geldim. Sende tek kalmamış olursun. Laflarız beraber."
Ah Gül. Ne kadar düşünceli ve kibar birisiydi. O kadar asaletli bir kadındı ki bunu hemen anlayabilirdiniz.
"Teşekkür ederim. Çok iyi yaptın. Zaman geçmiyor sanki."
Gülümseyerek elini koluma koydu. "Merak etme. 2 gün değil mi zaten? Sayılı gün çabuk geçer." diyerek gülümsediğin de bende tebessümle karşılık verdim.
"Ee Afra, nasıl gidiyor? Gerçi bu soruyu sormaktan çekinmiyor değilim ama. Sende biliyorsun olanları."
Kafamı salladım. Akif Bey'in yaptığı tehditlerden bahsediyordu. "Senlik bir durum yok. O yüzden kendini suçlu görme lütfen."
Gül'e hak veriyordum. Şikayette bulunsa kendi ailesini riske atmış, eşi ile arası bozulmuş olacaktı.
"Aslında Selim'de hala babama karşı tavırlı. Eskisi gibi değiller. Babam da gayet farkında bu durumun."
"Akif Bey gözünü o kadar karartmış ki bu söz uğruna hapise girmeyi bile göze alır. Siz ne derseniz deyin onun fikri değişmezdi. Buraya geldiğim ilk gün anladım onu."
Derince bir nefes verip arkasına yaslandı. "Evet o konu da haklısın. Belki bir tek Cihangir değiştirebilirdi fikrini. Ama o da kabul etti sonradan. Normalde ben evlenmeyi düşünmüyor diye biliyordum."
Kaşlarım çatıldı. En başından beri evliliğimizi onaylayan ve oldukça da ısrarlı olan Cihangir mi istemiyordu evliliği?
" Nasıl yani? Biz tanıştığımızdan beri ille de evleneceğiz diye tutturdu da. "
Cevap vereceği sırada kapı çaldı. Sena kucağında Irmak ile içeri girdi.
"Gül Hanım, Irmak huysuzlandı. Durmadı hiçbirimiz de."
Gül anında kalkıp kızını kucakladı. "Tamam Senacım. Uykusu gelmiştir onun. Sen bize iki kahve yapar mısın?" Dedikten sonra bana baktı.
"İçeriz değil mi?"
"Olur. İçelim."Bu işi iyice öğrenmem gerekiyordu. Evlenmeyi istemezken ne oldu da fikrini değiştirmişti çok merak ediyordum.
"Gül sen bana en başından anlatır mısın? Cihangir'in aklında ne vardı?"
Kucağında Irmak ile beraber tekrar karşımda ki koltuğa oturdu. Bir yandan başını göğsüne koymuş kızının sırtını severken bir yandan benimle konuşuyordu.
"Valla Afracım Murat Bey meselelerine girmiyorum. O konuları zaten biliyorsundur."
Başımı salladım hızlıca.
"Bir gün bizim evde yemek yerken Cihangir evliliği düşünmediğini açık bir dille söylemişti. Tabi o zaman Akif Beyler falan yoktu. Kardeşler arasında ufak bir yemek yemiştik. Hatta 'ikimize de yazık olur.' demişti. Sonradan fikrini ne değiştirdi bilmiyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN GERÇEĞİ
Novela Juvenil"Açık konuşacağım Cihangir. Başıma gelenleri ve buraya nasıl getirildiğimizi biliyorsun. Senin de benimle evlenmek istemediğini düşünüyorum. Bu yüzden eğer babana hayır dersen ikimizde kurtuluruz." Arkasına yaslandı. "Seninle evlenmek istemediğimi n...