7 Numara (Matthew Anderson Fanfiction)
21. Bölüm
"Siz sevgili misiniz?"
Benim gözlerim kocaman açılırken Buğra kocaman bir kahkaha patlattı.
"Ne?" diye ufak bir çığlık döküldü dudaklarımdan. Luke şaşkın şaşkın bir ona bir bana bakarken Buğra'nın gülmesi durdu ve hafifçe öksürdü. Bu Luke ve benim ona dönmemize neden oldu.
"Onun bir sevgilisi var ama o ben değilim." Sonra bana bakıp gülümsedi.
"Sen... nasıl? Ah, doğru sen her şeyi bilirsin, değil mi?" Sesim bıkkın çıkmıştı. Her şeyi bilmesi hoşuma gitmiyordu.
Ayrıca şu anda sinirliydim.Niye herkes birileri ile sevgili olduğumu düşünüyordu ki? Irina, Anderson ile öyle olduğumu düşünmüştü, magazinciler Yiğit ileç Luke ise bu yakıştırma için Buğra'yı uygun görmüştü.
Oysa tanınan bir voleybolcu olduğumdan beri birilerini farklı anlamda hayatıma hiç almamıştım, hatta 18 yaşımdan bu yana.
Anderson ile sevgili miydik bilmiyorum ama eğer 'benimle çıkar mısın' ya da türevleri saçma bir şey söylerse kesinlikle 'hayır' derim. Bu çıkma teklifleri adını verdikleri saçma sapan sorular inanılmaz derecede iticiydi. Eğer Anderson'ın ağzından böyle bir şey duyarsam bir daha yüzüne bakmam.
Ya da bakarım, bilemiyorum.
"Ama öyle duruyorsunuz," deyince Luke düşüncelerimden kurtuldum. "Kıskanmıyor mu hiç?"
"Şey daha çok endişelenmekle meşguldü. Ben biraz rahatsızdam dün." Dün bunu söylerken kızardığıma eminim.
Anladım der gibi bi harekette bulundu.
"Mola bitti," diye bağırdığında teknik direktör Luke kalkıp hızla sahaya koştu.
"Endişelenmek mi?" diye sordu alaycı bir tavırla. Geriye Buğra ve ben kalmıştık. "Çılgına dönmüştü."
"Onu kandırdın," dedim öfkeyle. Bir an duraksadı, ne diyeceğine karar verdi, ya da ne nedem istediğimi anlamaya çalıştı. "Evet."
Dürüstlüğü karşısında şaşırmıştım, açıkçası bir bahane bulmasını bekliyordum.
"Canımı sıkıyorsun," diye homurdandım. "Her şeyi bilmen her şeye karışman ve her şeye gülmen, canımı sıkıyorsun. Her şeyi bilmek zorunda değilsin. Biz senin özel hayatını bilmiyoruz."
"Anlatabilirim canının sıkılması düzelecekse," dediğinde göğsümde kavuşturmuş olduğum kollarımı bozarak ona döndüm. Gözlerim şaşkınlıktan açılmıştı ki bu durum bu turnuvada sık sık meydana geliyordu.
"Nasıl yani?"
Derin bir nefes aldı. "Eğer benim senin hakkında her şeyi bilmeme rağmen senin benim hakkımda hiçbir şey bilmemen canını sıkıyorsa her şeyi anlatabilirim."
"Bunu yapmak istemiyorsan zorunda değilsin, kendini öyle hissetme." Sırf daha mutlu olmam için birilerinin fedekarlık yapmasını sevmiyordum, bu kendimi suçlu hissettiriyordu. Sanki birilerinin elinden mutluluğunu çalmıştım.
"Eğer bunu yapmak istemiyorsan zorunda değilsin."
"Anlamadım?"
"Eğer beni dinlemek istemiyorsan dinlemek zorunda değilsin. Kendime yeni bi' dinleyici bulmam gerekir içimde birikenleri anlatmak için zira buna çok ihtiyacım var."
"Saçmalama," dedim. "Bir derdin varsa bunu dinlemeye hazırım."
Bunu söyledikten sonra gülümsedim, o da gülümseyince gülümselerimiz brbirine karıştı ve bizim göremediğimiz, sadece hissedebildiğimiz bir bağ oluşturdu. Bu bağ kilometrelerce uzakta olsanız bile kopmazdı, birbirinizi yıllarca görmeseniz bile varlığını hissedebileceğiniz bir bağdı bu. Bu bağdan daha önce 7 kez oluşturmuştum, bu sekizinciydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Numara (Matthew Anderson Fanfiction)
FanfictionGörme engelliler yardım amaçlı düzenlenen bu turnuvada hayatımın en büyük korkusuyla 5. kez karşılaşacağımı kim tahmin edebilirdi ki? Bir karar vermem gerekiyordu ve ortada iki büyük seçenek vardı. Ve ben neyi seçeceğimi bilmiyordum. Seçimimin bana...