"Bul beni kaybolmuşum
Izim silinmiş, dilim suskun
SusmuşumBak bana mahvolmuşum
Senden kendimi almayı unutmuşum.Bul beni kaybolmuşum
Gecem günüme karışmış
Bir hoşum.Sanma ki sarhoşum
Ne var ne yoksa yıkıldı içimde
Bomboşum..."Dilime bir şarkı dolanmış, onu mırıldanıyordum.
"Ne bu neşe? " diye sordu Ceren.
"Hiç!" Dedim omuz silkerken. Sonra Ceren'in yanaklarına sulu öpücükler kondurdum. Bana anlamayan gözlerle baktı.
"Öyle şapşirik bakma!" Dedim. "Içimde bi mutluluk var. Nedenini bilmiyorum. Güzel bir şey ama."
"Allah Allah." Dedi. Ona gülümsedim ve bir kez daha sarıldım. Sonra banyoya doğru koşup ondan önce kaptım. Arkamdan bağırdığını duydum.
"Bu haksızlık! Beni oyaladın! "
*******
"Hadi göreyim sizi! Bu maçı kazanın! Şimdi çıkın o sahaya ve oyunumuzu gösterin! Kimse bizim iyi bir şeyler yapabileceğimize inanmıyor. O sahaya çıkın ve bizim kim olduğumuzu gösterin. Hadi en iyisini ortaya koyun!"
Şef son olarak her zaman ki voleybol anlayışını tekrarladı.
"At, karşıla, dağıt ve öldür! Hadi kızlar, kazanabilirsiniz. "
Bugün maçımız çok zorlu olacaktı bizim için. Brezilya ile oynayacaktık ki ne kadar iyi bir takım olduklarını herkes biliyordu. Bizi kesinlikle çok zorlayacak. Türk basını bile bizim kazanamayacağımızı yazıp durmuştu. Ama kazanabilirdik.
At, karşıla, dağıt ve öldür. At, karşıla, dağıt ve öldür. Bu kadar basit değildi tabii ki de. Ama imkansız diye bir şey yoktu. Çok zor olduğunun farkındayız. Ama elimizden gelenden daha fazlasını yapacağız.
Maç benim servisimle başlayacaktı. Topu 3 kere sektirerek derin bir nefes aldım. Brezilyalı taraftarlar ortalığı yakıp kavuruyordu. Türk taraftar ise nerdeyse yoktu. Ama olanlarda olabildiğince bağırıyordu. Tekrar derin bir nefes aldım.
Onlar için kazanmalıyız.
Servisi kullandığımda istediğim gibi olmamıştı. Top beklediğim etkiyi yaratmadı. Kolayca karşıladılar. Blok kurmak için yükseldim. Naz da tam yanıma geldi. Ama Brezilyalı oyuncu kurduğumuz ikili blok sayesinde blok out yaptırıp ilk sayıyı aldı.
Servise turnuvanın en iyi servis atan oyuncusu geçiyordu. Ben hala arka pozisyondaydım. Topu sektirmeden servisi kullandı. Top tam olarak çizgiye düştü. Maçın ilk ace i böyle gelmiş oldu. 2-0.
*******
8-4. Ilk teknik molaya onlar önde giriyor. Benim sabah ki neşem hala yerinde. Kazanacağız.
*******
Ceren oyuna girdi. Ona göz kırptım. Endişeli görünüyordu. Herkes neden sakin olamıyordu ki? Kazanacaktık. Bana atılan topa bloğun yüksek olması nedeniyle plase vurdum. Topu çıkarmak isterken 3 ten fazla kez topa dokundular. Sayı bizim.
10-9.
Beraberlik şansı elimizde. Servise geliyorum. Ve bir ace.
10-10.
Yeniden servis atacağım. 3 kere sektiriyorum. Ve içimden tekrarlıyorum. At, karşıla, dağıt ve öldür. At, karşıla, dağıt ve öldür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Numara (Matthew Anderson Fanfiction)
FanfictionGörme engelliler yardım amaçlı düzenlenen bu turnuvada hayatımın en büyük korkusuyla 5. kez karşılaşacağımı kim tahmin edebilirdi ki? Bir karar vermem gerekiyordu ve ortada iki büyük seçenek vardı. Ve ben neyi seçeceğimi bilmiyordum. Seçimimin bana...