7 Numara (Matthew Anderson Fanfiction)
Final
25 Ağustos
Ceren'den
Cemre'nin "Kalk hadi, bugün maç var," demesiyle kendimi zorlayarak gözlerimi açtım. Cemre'nin duşa girmekte olduğunu görünce sesli bir şekilde inledim. Benim uykuyu bu kadar sevmemden faydalanıyordu. Resmen bunu yapıyordu!
Birkaç dakika yatakta döndüm durdum. Kendi evimdeki yatak gibi değildi tabii ki ama yine de rahattı. Dün gece fazla sıcak olduğu için pike ile örtünmüştüm. Ayağa kalkıp gerindiğimde pikeyi öyle bırakmaya karar verdim. Ben üzerimi değiştirene kadar Cemre banyodan çıktı. Duş alma işini maçtan sonraya bırakarak banyoda elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Odaya döndüğümde Cemre "Maçı oynayacağımız salonda seyirci sıkıntısı mı ne varmış, o yüzden diğer maçla aynı salonda oynayacağız maçı." dedi.
"Yani Max'lerle?"
"Ah bugün onların maçı vardı, değil mi? Evet onlarla aynı salonda oynayacağız."
Cemre ile kahvaltıya indik. Maç için salona erkenden gittik. Şef teknik konuşmaları yaptıktan sonra hepimizi bir heyecan kapladı. Eğer bu maçı kazanırsak finale çıkacaktık. Finale. Bu çok çılgın bir hayaldi Cemre ile ikimiz için. Yapabileceğimiz onlarca meslek varken biz voleybolcu olmak istemiş ve bu turnuvaya katılma hayalleri kurmuştuk. Tamam, Cemre genelde turnuvayı kazanmayı hayal etmişti ama şimdi burada olmak... Bunları yaşamak... Finale çıkma şansını yakalamak... Bunların hepsi sanki bir rüyaydı.
Cemre kızlara kazanmamız gerektiği hakkında bir şeyler söylerken sıkıntıyla iç geçirdim. Buğra haklıydı. Cemre bataklıktaydı, hem de büyük bir bataklıkta. Bu bataklığı birlikte oluşturmuştuk ama Cemre'nin bu kadar batacağı aklıma gelmemişti. Cemre'nin bataklığı voleybola olan inacıydı, hırsıydı. Cemre bu bataklığa batmıştı ve şimdi kızları da çekmeye çalışıyordu. Bu iyi bir şey değildi, Cemre'ye yeterince zarar veriyordu zaten.
Sahaya çıkarken içimden Cemre'nin bu bataklığa düşüp yanlış bir karar vermemesini diledim.
Isınıp tüm hazırlıkları tamamladıktan sonra maç başladı. İlk servisi karşı takım kullanacaktı. Derin bir nefes aldım. Kazanmamız gereken bir maçtı.
********
Durum 24-23 iken Cemre servisi kullanmaya gitti. Topu her zamanki gibi üç kere sektirdikten sonra smaç-servis olarak kullandı. Top tam köşeye düştüğünde herkes sevinç çığlıkları ile sahanın ortasına geldi. Hepimiz yuvarlak oluşturup dönerken Cemre'nin öylece yerde oturduğunu fark ettim. Öylece oturuyordu. Yanına gittim. "Cemre iyi misin?"
"Bu gerçek değil, değil mi?"
"Ne demek istiyorsun Cemre? Bu gerçek! Biz finale çıktık! Maçı 3-1 kazandık! Sen iyi misin?"
"Galiba değilim Ceren," dediğinde elimi uzattım ayağa kalkması için. Gülmeye başladı sonra ve bana sarıldı. "Biz gerçekten finale çıktık!"
Cemre kendine geldikten ve biz biraz daha sevindikten sonra soyunma odalarına döndük. Röportaj için odadan ayrıldığımda koridorda Max ile karşılaştık. "Tebrikler," dedi gülümseyerek.
"Teşekkür ederim," dedim ben de. Zaten ağzım kulaklarıma varıyordu. "Darısı sizin başınıza."
"Biz her türlü kazanacağız," dediğinde istemsizce gözlerimi devirdim. "Çok egoistsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Numara (Matthew Anderson Fanfiction)
Fiksi PenggemarGörme engelliler yardım amaçlı düzenlenen bu turnuvada hayatımın en büyük korkusuyla 5. kez karşılaşacağımı kim tahmin edebilirdi ki? Bir karar vermem gerekiyordu ve ortada iki büyük seçenek vardı. Ve ben neyi seçeceğimi bilmiyordum. Seçimimin bana...