6
Ve gece yeni başlıyordu.
Sahneye Cristiano Ronaldo çıkınca Ceren ile birbirmize bakıp sırıttık.
"Ceren bu bir rüya mı?"
"Kesin öyle." dedi hala Ronaldo'ya bakarken.
"Londra'da olan Cristiano Ronaldo, otelimize gelip bizi ziyaret etmek istedi." Ceren tekradan birbirimize bakıp sırıttık. Ergen kızlar gibi sırıtıyorduk sürekli. Belki erkeklerle pek alakam olmayabilirdi ama şu baklavalara baksanıza! Irina Shayk'ı kesinlikle kıskanıyordum. Ronaldo'nun bütün masaları tek tek gezeceğini öğrenince tekrar Ceren ile bakışmak için kafamı çevirdim. O sırada arka taraftaki Anderson ile göz göze gelince gülümseyip elimi 'selam' anlamında kaldırdım.O da aynı şekilde karşılık verdi. Ne giyindiğine baktım.Altına ne giydiğini göremiyordum ama üstüne açık mavi bir gömlek giymişti. Yakıştığını söylemeliyim. Ceren de aynısını yaptı. Ve tekrar kendi masamızdaki sohbete kulak verdik. Şef bu gece yoktu. Zaten genel olarak teknik direktörler yoktu bu gece. Bir kaç tanesi burdaydı sadece. Hakkı Çapkınoğlu bir şeyler anlatıyordu. Bizimde dinlemeye başladığımızı fark edince bize sordu.
"Siz Mersinliydiniz?"
"Evet." dedik Ceren ile aynı anda.
"Akdeniz Olimpiyatları için Mersin'e gelmiştik. Yarı final maçını kaybetmiştik. Bizi otele götürecek olan otobüs gecikince biz de bizden sonraki maçı izlemeye girdik. Fransa'nın bir maçıydı ama kim ile olduğunu hatırlamıyorum. Her neyse. Oturuyorduk, böyle iki kız geldi. Biri diğerinden daha büyük belli. Sonra, fotoğraf çekilebilir miyiz, dediler. Çekildik ama yüzümden düşen in parça. Kaybetmişiz falan. Kızlardan büyük olanı üzülmeyin bu kadar, iyi oynadınz, dedi. Belli belirsiz teşekkür etmiştim ben de. Sonra küçük olan da dedi bronz madalyaya artık. Ben de altın olsaydı daha iyi olmaz mıydı? O da dedi ki daha 19 yaşındasın. çok kupa kazanırsın. O zamanlar 24 yaşındaydım oysa."
Masada gülüşler yükseldi. Bir kaç böyle komik anı daha anlatıldı. En sonunda Ronaldo masaya geldi.
"Hi everyone!" (Herkese merhaba) deyip tek tek elimizi sıktı. Sıra bana geldiğinde içimi bir heyecan kaplamıştı.
Kes şunu Cemre! Alt tarafı adam mükemmel ötesi!
"Merhaba!" dedi İngilizce.Ses tonu bile mükemmel! Bir de kulağındaki küpesi...
"Merhaba!" dedim bende adamın büyüsünden kurtulmaya çalışarak. Sonra koyu bir sohbet başladı masada.
*******
"Senin en iyin gol sevinçlerin." dedim. Ronaldo ne zamandır burdaydı bilmiyorum ama içindeki Türk sevgisinin ortaya çıktığı kesindi. Tüm masa Ronaldo'yu dinliyor, Ronaldo bizim masadakileri dinliyor. Ve kesinlikle çok güzel bir sohbet vardı ortamda.
"En çok hangisi?" diye sordu.
"Ben Barcelano'yı 2-1 yendiğiniz maç vardı, 2-3 yıl önce. (Eliye yavaşlamasını susmasını gösterir gibi olan işareti yaptı.) İşte bunu çok seviyorum." dedi Ceren.
"Harbiden o maç çok iyiydi." dedi Burutay.
"İddiaya girmiştik senle." dedi Emre de Hüseyin'i gösterirken. "Ve ben kazanmıştım." dedi pis bir sırıtışla. Hüseyin suratını asarak onayladı onu.
"Ben Şampiyonlar Liginde iki yıl önce yarı finalde Bayern Münih'e attığın golden sonrakini çok seviyorum." dedim bende görüş bildirerek. Eliyle o hareketi yaptı.Böyle bir avuçiçini bir dışını gösteriyor falan. "Bunu mu?" diye sordu hareketi yaparken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Numara (Matthew Anderson Fanfiction)
FanfictionGörme engelliler yardım amaçlı düzenlenen bu turnuvada hayatımın en büyük korkusuyla 5. kez karşılaşacağımı kim tahmin edebilirdi ki? Bir karar vermem gerekiyordu ve ortada iki büyük seçenek vardı. Ve ben neyi seçeceğimi bilmiyordum. Seçimimin bana...