20:Hoşça kal

2K 283 208
                                    


5 Haziran 1994

Jisung kollarını gerindirerek açtı. Bugün en mutlu olduğu gündü. Yaz tatilinin ilk günü. Mutluydu çünkü son zamanlarda derslerinden ve okulundan dolayı Minhoyla sadece yaz tatillerinde görüşebiliyorlardı. Minho ona sürekli ders çalışması gerektiğini söylüyordu. Bu Jisungu üzüyordu çünkü o sevgilisi  ile vakit geçirmek istiyordu. Aslında birbirlerine düzgün bir şekilde çıkma teklifi etmemişlerdi. Fakat bu birbirlerine olan sevgiyi değiştirmiyordu.

Yatakta doğrulup penceresinden dışarıya baktı. Yaz mevsimi olmasına rağmen neden böyle kötü bir hava vardı? Jisung çok umursamadan Minho ile görüşmek için ayağa kalktı. Son günlerde onu hiçbir yerde göremiyordu. Arkadaşlarına sorduğunda onlarda görmediklerini söylüyordu. Onun yüzünü görmeden kaç gün geçmişti bilmiyordu. Tek bildiği onu ne kadar özlediği ve gördüğü yerde boynuna atlayıp bir şaheser gibi olan dudaklarına yapışmak istemesiydi.

Günlük işlerini halledip giyindi ve merdivenlerden kayarak aşağıya indi. Bunu yapmayı seviyordu. Son 7 yılda yaptığı gibi. Jisung bir an düşündü. Gerçekten o kadar geçmiş miydi? Koskoca 7 yıl. Bu kadar çabuk geçmiş miydi? {Çok değil ya 20 bölüm}

Mutfağa girdiğinde Bayan Heiye her zamanki gibi öpücük verdi. Bayan Hei Jisungun saçlarını sanki hala o küçük Jisungmuş gibi karıştırdı. Jisung Bayan Heiye gülümseyip bahçeye çıktı. Ailesi her zamanki gibi dışarıda oturmuştu. Jisung da sırayla annesine, babasına ve ablasına öpücük verdikten sonra sandalyeye oturdu. Hea Young Jisunga döndü.

"Bakıyorum da mutlusun"

Jisung kafa salladı aynı zamanda da ağzına bir krep attı. "Randevum var" Annesi sigarasını söndürüp Jisunga baktı. Aynı anda babası da gazetesini indirip gözlüklerini de yarıya indirdi. "Randevu? Kimmiş o şanslı kişi" Jisung onların haline gülüp omuz silkti "Sır"

Bayan Han masaya dirseklerini koyup Jisunga biraz daha yaklaştı. "Demek sır ha?" Ardından Hea Younga işaret verdi. Hea Young kafasıyla onaylayıp bir anda Jisungu gıdıklamaya başladı. "Demek bizden sır saklar oldun ha?" 

Jisung hem gülüyor hem de ablasını durdurmaya çalışıyordu. "L-lütfen dur!" Hea Young durduğunda Jisung karnını tuttu. Sabah sabah bu kadar gülmek karnını ağrıtmıştı. Aslında hoşlandığı kişinin Minho olduğunu söylese ailesinin ona karşı çıkmayıp destekleyeceğini biliyordu. Hatta bu yüzden hep kendisini şanslı bir çocuk olarak görmüştür. Fakat yine de içinden bir şey ona söylemek için çok erken olduğunu söylüyordu. Arkadaşlarından bile sadece Felix ve Jeongine söylemişti. Zaten ikisi de çok sevinip ona destek olmuşlardı. Bugün de diğer ikiliye söyleme planları yapıyordu.

Hatta bugün başka planları da vardı. Minhoya çıkma teklifi etmek gibi. Madem Minhodan bir ses çıkmıyordu o zaman ilk ve büyük adımı o atardı. Evlilik teklifi de artık Minhodan olurdu.

Acaba nasıl bir düğün olurdu? Emindi ki Minhoya damatlık çok yakışırdı. Minho ile kendisini evlenirken gördü bir an. Aklına gelen düşünceler sırıtmasına neden oldu. İstemsizce salak gibi sırıtıyordu. Bu hep yaptığı bir şeydi sürekli Minho ile kendi hakkında hayaller kurar sonunda kendisini salak bir sırıtışla bulurdu. 

Yemeğini bitirdikten sonra hızla ayağa kalktı. Mutfak musluğunda hızlıca ellerini yıkayıp el sallayarak bisikletine bindi. Pedalı hızlı çevirerek gidiyordu. Bir an önce Minhoyu görmek istiyordu. Hem ruhsal hem de fiziksel olarak çok özlemişti onu. 

SUMMER -MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin