5:"Minho!"

2.5K 344 206
                                    


7 Haziran 1987 

"Ona evlilik teklifi mi ettin?"

"Hayır! Ona çiçeği diz çökerek vermemi istedi"

"Dışarıdan çift gibi gözüküyordunuz"

"Erkekler aralarında çift olabilir mi ki?"

"Annem insanların yöneliminin kendi cinsine olabileceğini söylemişti"

"Peki sizce insanlar aşık olduklarını nasıl anlarlar?"

"Ben aşka inanmam"

Herkes Seungmine baktığında Seungmin çimenlere oturmuş yıldızları izliyordu. Kızıl saçlı çocuk gittikten sonra bir süre futbol oynamış yorulduktan sonrada dinlenmek için çimlere uzanmışlardı. İlk önce Hyunjin söze başlamış ardından Jisungun sorusuyla konu değişmişti. Felix annesinden hatırladıklarını söylemiş konu bu seferde başka bir yere gitmişti. En sonunda da Seungmin konuşup kafasını yıldızlara çıkarmıştı. Derin bir sessizlikten sonra Jisung ayağa kalktı.

"Nereye?" Dedi Hyunjin

"Bugün bize misafirler gelecekti. Daha fazla bekletmeden gidiyim. Yoksa annem bu sefer bana kızar. Hoşça kalın!"

Jisung cümlesini bitirdikten sonra bisikletine doğru yürüdü. Arkasından arkadaşları ona el sallıyorlardı. Jisung bisiklete binip sürmeye başladı. Yolda arkadaşlarıyla konuştuklarını düşünüyordu.

Bir erkek nasıl bir erkekle olabilir ki? İnsanlar aşık olduklarını nasıl anlıyorlar? Aşık olunca ne oluyor?

Jisung düşünceleriyle sonunda evine varmıştı. Bahçede gördüğü lüks siyah Cadillac Fleetwood ile misafirlerin çoktan geldiklerini anladı. Bisikletini duvara dayadıktan sonra arabaya doğru ilerledi. Sağ eliyle arabaya dokundu yeni yıkanmış ve cilalanmıştı tek kelimeyle harika gözüküyordu. Bahçeye çıkan mutfak kapısından içeri girdi. Salona girmeden misafirlere göz attı. Yeni taşınan kişilerdi. Kızıl saçlı ortalıkta görünmüyordu. Yoksa gelmemiş miydi? 

Jisung omzuna dokunan el ile irkilip arkasına baktı. Tam bağıracakken bir el ağzını kapattı. "Şşş sessiz ol!". Kızıl saçlı çocuk sol eli Jisungun ağzını kapatırken sağ eliyle "sus " işareti yaptı. Jisung kızıl saçlıyı görünce sakinleşti ve ağzını geri kapadı. Kızıl saçlının elini tutup ağzından çekti. "Beni korkuttun. Ne yapıyorsun burada neden içeride değilsin?"

Kızıl saçlı tezgahtaki bardağı gösterdi. "Su içiyordum". Jisung kaşlarını çattı "Nasıl seni görmedim?". Kızıl saçlı omuzlarını silkti "Karanlıktı ve doğru düzgün sağına soluna bile bakmadın". Jisung tezgahın yanına gidip kızıl saçlının su içtiği bardağı alıp su doldurdu. Bisiklet onu yormuş ve susatmıştı. Suyu tek dikişte bitirdi. Kızıl saçlı çoktan salona geri girmişti bile. Jisung da suyu bitirdikten sonra elinin tersiyle ağzını silip salona geçti.

Jisung salona girdiği gibi gözler ona çevrilmişti. Jisungun annesi yan koltuğu pat patlayıp oturmasını söyledi. Jisung koltuğa geçerken hafifçe eğilmeyi de unutmadı. Jisung koltuğa annesi ve ablasının ortasına oturunca babası konuşmaya başladı. "Bu da benim oğlum. Kendisi biraz yaramazdır fakat söz dinler. İsmi Jisung."

Cümlesini bitirdikten sonra Jisunga dönüp misafirleri tanıttı. "Oğlum bunlar kasabamıza yeni taşınan misafirlerimiz. Senden 2 yaş büyük oğulları da var". Jisung ilk önce büyüklere ardından kızıl saçlıyla göz teması kurduktan sonra ona da selam vermişti. İki aile iyi anlaşıp konuşmaya başladılar. Jisung sıkılıyor bazen kızıl saçlıya bakıyordu. Kızıl saçlı denilenleri pür dikkat dinliyor ayrıca dimdik oturuyordu. Jisung ise koltuğa yayılmış olduğunu fark edince doğrulup sırtını dimdik yaptı. Kızıl saçlıya baktığında sırıttığını gördü. Komik bir şey mi söylenmişti? 

SUMMER -MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin