Special.3

1.5K 133 63
                                    

Bu son özel bölüm :c Bu bölümde diğer shiplerin ayrı ayrı aşkları yazacak. [Chanlix ve Hyunmin] [Dark Paradise ve Summertime Sadness şarkılarının bu fice aşırı uyduğunu düşünüyorum <3]

Hyunmin

Minho'nun Jisung'un odasına girdiğinden beri bir kaç dakika geçmişti. Minho'ya karşı olan öfkem hala geçmemişti fakat Jisung uyandığında beri onu istediğini söyleyip duruyordu. Biz ise sadece koltuklara oturmuş ikilinin konuşmasına izin veriyorduk. Minho bir kez Jisung'u mahvetmişti ve bunun tekrardan olması isteyeceğim en son şey bile değildi. 

Jisung Minho gittiğinden beri kendisini toparlayamamıştı. Minho resmen onun bağımlılığı olmuştu. Kurtulması çok zor hatta imkansız olan bir bağımlılık gibi. Yıllarca onu ağlarken görmüş ve benim de kalbim kahrolmuştu. Onu Minho için ağlarken gördüğüm ilk günden beri kendime ona Minno'yu unutturacağıma dair bir söz vermiştim. 

Fakat bu uzun sürmemişti ki bir kaç yıla Minho gelmişti. 8 yıl. Koca 8 yıl sonra geri gelmişti. İlk geldiği günler onun tekrardan Jisung'u kıracağını düşünmüştüm. Aslında onu ilk gördüğümde şaşırmadım değildi. Bir ara aklımdan koşup sıkıca sarılmak bile geçmişti fakat sonrasında aniden silinmişti. Ona her baktığımdan Jisung'un ağlamaktan kahrolduğu günler geliyordu ve ona olan öfkem büyüyordu. 

Biraz sakinleşmek için dışarıya çıkacağımı söylediğimde herkes onaylamıştı. Adımlarımı hızlı hızlı atarken bir aynanın önünden geçtim. Kendi çatık kaşlarımı görünce bir an kendimden korktum. Gerçekten korkutucu duruyordum. Acaba Minho'da eski dostunu böyle görünce korkmuş muydu? Fakat ben her şeyi Jisung için yapıyordum. Sadece onun üzülmesine dayanamıyordum. Çatık kaşlarımı düzeltip yoluma devam ettim. 

Hastane çıkışına geldiğimde bekleme koltuklarında bakışlarını zemine odaklamış titreyen Seungmin'i görünce endişelenmiştim. Uzaktan bakınca bile titrediği anlaşılıyordu. Hemen yanına gittiğimde bakışları beni buldu. "Seungmin" dedikten sonra ellerimi kollarına koydum. Gözlerindeki yaşları görünce içim öyle bir acımıştı ki böyle bir acıyı daha önce hissetmiş miydim diye düşündüm. 

Ama doğru ya kim olsa sevdiği kişiyi böyle görünce bu kadar kırılırdı.

"Neden ağlıyorsun?"

Ben konuşmamı bitirir bitirmez Seungmin bir anda bana sarılınca afallamıştım. Sonrasında kendime gelince kollarımı ona sardım ve sımsıkı sarıldım. Kollarım arasında hala titrerken kulağına eğildim. "Seni evine bırakmamı ister misin?" İlk önce biraz beklemiş ardından benden ayrılmıştı. "On-onlar iyi mi?" Kimleri kastettiğini çok iyi anlamıştım bu yüzden kafamı sallayıp tekrardan kollarımı ona doladım. Biz sarılırken ayağa kalkmış ve burnunu boynuma koymuştu. İlk önce huylansam da sonradan kalp atışlarım hızlandı ve içim huzurla doldu.

"Beni evime götürür müsün?" 

Sorusuna tekrardan sessiz kalıp sadece kafamı salladım. Çünkü eğer şuan konuşacak olursam sanırım heyecanım sesime karışırdı. Sadece bir kaç dakikada bütün öfkemi böylesine sömürebilmesi beni şoka uğratıyordu. Ondan bu kadar etkilendiğim için kendime şaşırıyordum.

/

Eve vardığımızda kapıyı çarptım. Seungmin önümde ilerleyip kendisini koltuğuna atıp tavana bakmaya başladı. Onun neden bu halde olduğunu bilmiyordum fakat bir an önce iyileşmesini istiyordum. Onu böyle mutsuz görmek canımı acıtıyordu. Seungmin normal de de somurtkan ve çok konuşmayan bir insandı fakat bu farklıydı işte. Hissedebiliyordum, kırgındı. 

Mutfağa geçip ona bir bardak su çıkardığımda buraya son gelişimi düşünüyordum. Minho ile olan kavgamız. Onu burada görünce çok sinirlenmiştim. Özellikle de Seungmin onu bana karşı savunduğunda. Onun için ağladığında çok kırılmıştım. Seungmin asla benim için ağlamamıştı. 

SUMMER -MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin