Bölüm ⁸

1.3K 138 153
                                    

İthaf eylulxhargreeves <3.

Grace: Çocuklar bugün Alanis ile annesi akşam yemeğinde bizimle olacak.

Ben: Tamam anne, teşekkürler.

Alanis: İsterseniz size yardım edebilirim. Yorulmazsınız.

Grace: Yok tatlım, gerek yok. 

Alanis: Peki.

Klaus: Alanisaşkım annemiz Grace bir robot.

Alanis: Ha? Tamam.

-BİR KAÇ SAAT SONRA-

Kapı çalınca Grace kapıyı açtı. Nasıl robot olduğunu pek anlamamıştım. Duyguları falan vardı sonuçta. 

Rose: Merhaba Grace. Reginald evde mi?

Grace: Evet tatlım. Siz masaya geçin. O da gelir birazdan. 

Annem yanıma doğru yaklaştı ve bana sarıldı. Ben de karşılım verdim.

Alanis: Her şeyi biliyorum anne.

Rose: Kızım. Gerçekten sana anlatacaktım. Sadece doğru zamanı bekliyordum. 

Alanis: Anlıyorum anne. Sorun değil.

Rose: Tamam o zaman. Sofraya geçelim. 

Masaya geçip oturduk. Merdivenlerden tek gözlüklü biri indi. Ben ve annem hariç hepsi ayağa kalktı. Grace zaten ayaktaydı.

Reginald: Oturun!

Reginald oturunca Grace sandalyesinin bir kaç adım solunda beklemeye başladı. 

Reginald: Hoşgeldiniz Rose ve Alanis. Normalde yemekte konuşmayı sevmem ama bu mevzuyu konuşabiliriz.

Rose: Reginald... Biliyorum ki Alanis'i evlatlık almak istiyorsun ama ben varım. Bence Alanis benim kızım kalsın ama sizinle yaşasın olur mu?

Reginald: Peki. Fakat Alanis'e bir kaç sorum olacak. Rose sen zaten eşyalarını getirmiştin. Yemekten sonra hemen yanıma gelirsin.

Anneme "İtiraz edebilir miyim?" dedim dudaklarımı oynatarak. Küçüklükten kalma bir şeydi. Ağız okuyabiliyorduk.

Annem "Merak etme, hep görüşeceğiz. İtiraz etmene gerek yok." dedi. Birilerinin bakışlarını üstümde hissedince susmaya karar verdim. 

Bir anda Reginald kalktı ve gitti. Sonra yavaş yavaş herkes masadan kalktı. Biz de annemle kapının önüne geldik. 

Rose: Seni seviyorum birtanem. Kendine iyi bak.

Alanis: Ben de seni seviyorum annem.

Annem gittikten sonra Reginald'ın çalışma odasına gitmeye çalıştım. Grace'i gördüğümde ona sordum. Yolu tarif edince hemen oraya gittim. Kapıyı açtım.

Reginald: Kimse sana kapıyı tıklaman gerektiğini öğretmedi mi Alanis? Çık ve bir daha gir.

Alanis: Offf.

Kapıyı kapattım. Bir kaç saniye bekledikten sonra kapıyı tıkladım. "Gel." sesini duyduktan sonra kapıyı açıp içeri girdim. Eliyle masasının önündeki koltuğu gösterdi. Ben oturunca sorularını sormaya başladı. 

Reginald: Güçlerini ilk ne zaman kullandın?

Alanis: Aslında güçlerimi kullandım mı bilmiyorum ama ilk Five beni kızdırdığında gök gürüldedi. Işıklar söndü ve rüzgar çok sert bir şekilde esmeye başladı.

Ben konuşurken aynı psikolog edasıyla notlar alıyordu. Fakat başını hiç kaldırıp bana bakmıyordu. Oysaki iletişimde göz teması olumlu iletişimin başlıcalarındandı. 

Reginald: En büyük korkun nedir?

Alanis: En büyük korkumun sevdiklerimi kaybetmek olduğunu düşünüyorum.

Yine notlar aldı.

Reginald: Gücünün ne olduğunu biliyor musun?

Alanis: Hayır.

Reginald: Gücünü söylemeden önce kurallarıma uyman gerekir. Bir, bana efendim demen. İki, sana Number 8 diye hitap edince kendin olduğunu anlaman. Üç, yemekte asla konuşmaman. 4, derslerini aksatmaman. 5, soyadının artık Hargreeves diye anılması. 

Number 8: Alanis Hargreeves. Baya havalı.

Alanis: Peki, gücüm nedir? 

Reginald: Gücün, temas ettiğin kişilerin güçlerini taklit edebilmek. 

Alanis: WOW!

Reginald: Sessizlik! Şimdi hemen odana gidip yatıyorsun. Yarın saat 9 da kahvaltı var. Sakın geç kalma. Çıkabilirsin. 

Kapıya yöneldim ve kendimi dışarı attım. Hemen Vanya'yı bulmalıydım. Merdivenlerden çıkarken biriyle çarpıştım. Kafamı kaldırdığımda Klaus'u gördüm.

Klaus: Ne oldu Alanis? Neden bu kadar heyecanlısın? Piyango sana mı vurdu yoksa. O parayla neler neler yapılır. İlk başta köpek sahiplen-

Alanis: Klaus sakin ol. Gücümün ne olduğunu öğrendim de. Onun için heyecanlıyım. Vanya'yı arıyordum.

Klaus: Gel odasına gidelim. Ben de merak ettim şimdi ayol.

Kahkaha attım. Beraber yürümeye başladık. Odanın kapısının üstünde "NUMBER 7" yazıyordu. Karşı tarafa baktığımda "NUMBER 8" yazıyordu. Demek ki odalarımız karşı karşıyaydı. Klaus bir hışımla kapıyı açtı ve içeri girdi.

Klaus: Selam kızlaaaar.

Allison: Kapıyı tıklasaydın ölürdün değil mi Klaus?

Klaus: Ama ne yapayım! Size de yaranılmıyor. Alanis güçlerini öğrenmiş bize söyleyecekmiş. Hıh!

Vanya: Klaus trip atma. Eğer trip atmazsan o çok sevdiğin turkuaz simli ojemi sana veririm. 

Klaus: EN SEVDİĞİM KARDEŞİM. VANYAŞKIM.

Dedi ve hep beraber yatağa atladık.

Online Muah ♥️

Kemanlardan Çıkan Gerçek | TUAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin