Bölüm ²⁵

778 106 106
                                    

Her şey normal miydi? Cevabı neydi? Peki ya normallik neydi ki? Birine göre evde yatmak normaldir, diğerine göre her gün delirmek.

Güzellik de normallik gibi aslında. Herkese göre değişir. Biri esmer sever, biri sarışın. Biri kumral sever, biri kızıl. Ama sever.

Five da seviyordu Alanis'i. Diğerleri umurunda değildi. Kıyamet aklının ucundan bile geçmiyordu. Tek odaklandığı şey sevdiğinin ona bakan gözleriydi.

Ne kadar geçtiğini bilmiyorlardı saatin. Madem öleceklerdi, sevdiklerini yüzlerine haykırarak ölmelilerdi.

Alanis ise sevdiğinin gözlerine bakmayı sürdürürken diğer yandan kıyameti düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. Bir çözüm olmalıydı.

Annesi hep ona "Bir sorun varsa çözümü mutlaka vardır. Bu çözüm basit yoldan da olabilir, birilerine zarar da verebilir." derdi.

Alanis bir anda doğruldu ve Five'a döndü. Aklına bir fikir gelmişti ama bu fikir birilerine zarar verebilirdi.

Alanis: Five. Biz hep basit yoldan, kimseye zarar vermeden bir yol bulmaya çalıştık. Bunun başka bir yolu yok mu?

Five, Alanis'in neyden bahsettiğini anlamıştı.

Five: Maalesef güzelim. Hiçbir yolunu bulamadım.

Hiç yolu yoktu. O kıyamet gerçekleşecekti. Ama nedeni Vanya ise neden sinirlendiğini bulup onu durdurabilirlerdi belki de.

Alanis: Peki Vanya'nın neden sinirlendiğini bulup ortadan kaldırsak?

Five: Bu sayede Vanya sinirlenmez!

Alanis: Ve kıyamet olmaz!

Five: Hadi elimi tut.

Alanis, Five'in elini tuttu ve Five geçen gittiği gibi onları komisyona ışınladı. Sonsuzluk panelinin oraya girdiğinde görevli hala oradaydı. Ondan kurtulmalılardı.

Alanis: Bir söylenti duydum, bizi görmeyip işlerine devam ediyormuşsun.

Görevli işlerine devam ederken onlar panelin başına geçip kıyametin olduğu günün bir önceki gününü açmışlardı ve izlemeye başladılar.

Herkes akademide tedirgin tedirgin oturuken Ben ve Vanya gayet sakindi. Kıyametten haberleri yoktu. Sonra Luther ayağa kalkıp Vanyanın önünde durdu ve yanına oturdu.

Luther: Vanya sana bir şey söylemem lazım.

Vanya: Tabii. Şimdi söyleyebilir misin?

Luther: İçeri geçsek?

Vanya ve Luther beraber mutfağa geçerler ve Luther konuşmaya başlar.

Luther: Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama ben seni seviyorum Vanya.

Vanya: Eee, şey. Ben sana karşı aynı duyguları beslemiyorum Luther, üzgünüm.

Luther sinirle güldü.

Luther: Onu seviyorsun değil mi?

Vanya: Kimden bahsediyorsun, anlamıyorum-

Luther: Kimden olacak! Benden bahsediyorum! 

Luther, Vanya'nın konuşmasına izin vermeden salona geri döndü ve Ben'in yakasına yapıştı.

Luther, Ben'e bir yumruk savurunca Ben duvara yapıştı. Diğerleri korkuyla geri çekilirken Five'ın umurunda değildi. Vanya, Ben'e yardım etmek için koşarken diğer kızlar tarafından kenara çekildi.

Bu sefer Ben ahtapot kollarını Luther'a saplamıştı. İkisi de hararetli bir şekilde dövüşüyor. Diğerleri ise korkudan karışamıyorlardı. O an güçlerini kullanmak bile akıllarına gelmemişti.

Five, Alanis'in ısrarları sonucu araya girmişti. Fakat onları durdurayım derken bir Luther'ın tokatına bir de Ben'in ahtapot kollarına maruz kalmıştı ve bayılmıştı.

Alanis ise çığlık atarak Five'in yanına çöküp elleriyle yüzünü sarmalamıştı. "Seni seviyorum." Diye fısıldamıştı.

Vanya bir sağa bir sola bakıyordu, en sonuna dayanamamıştı.

Vanya: YETEEEER!

Sanki bir güç onları Vanya'ya bakmaya zorluyordu. Vanya havada süzülmeye başladı ve daha sonra bir çığlık sesi duyuldu. Sonrası ise kimsede yok.

Five ve Alanis izlediklerinin şokundaydı.

DIRIRIRIRIMMM

Sizce kıyameti nasıl durduracaklar? Yorumları alayım.

Online Muah ♥️

Kemanlardan Çıkan Gerçek | TUAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin