Bölüm ¹⁷

1K 117 163
                                    

-YAZAR-

Sabah olmuştu. Hemen hemen herkes daha yeni yeni uyanırken Reginald her zamanki gibi odasında notlar alırken, Five o önemli denklemlerine çalışıyordu. Grace ise kahvaltıyı hazırlıyordu.

Bugün Linda ve Alicia'nin güçlerine çalışmaya başlayacaklardı. Daha sonra ise dil dersleri vardı. Reginald'a yakalanmamak için hepsi hızlıca aşağı inerken, Five ışınlanmıştı.

Reginald'in onlara söylemesi gereken önemli bir şey vardı fakat bunu akşam söylemeye karar vermişti. Eğer şimdi söylerse özellikle Alanis'in kafası bununla meşgul olacak ve derslerine odaklanamayacaktı.

Artık rutin haline gelen masanın başına geçmek ve Reginald'in gelip "Oturun!" Diye resmen bağırması sonrası artık yalnız kalmışlardı.

Dışarıda beraber duruyorlardı. Alicia önceden gücünü bildiğinden onu biriyle eşleştirip dövüştürmek lâzımdı ama kim olduğunu bulamıyorlardı.

Klaus: Bence Luther olsuuuğğn. O vücuda hiçbir şey olmağğğz.

Ben: Yine mı içtin sen?

Klaus: Ne alakağ- Tamam ya bir bardakçık olabilir.

Klaus'un bir görüşüne ilk defa katılmışlardı. Luther bir yana Alicia bir yana geçmiş, son hazırlıklarını yapıyorlardı.

Luther: Yenilmeye hazır ol ufaklık.

Alanis, Luther'ın artık kendisine ufaklık demediği için memnundu ama Alicia'nin neler yapabileceğini görmüş biri olarak Luther'ın işinin bittiğini düşünüyordu.

Alicia: Çok emin olma bence. Hem ne demişler: "Herkesin vuruluncaya kadar bir planı vardır."

Alicia hırlayarak kurda dönüştüğünde Luther da ileri doğru atılmaya başlamıştı. Pinpon topu gibi diğerlerinin kafası bir sağa bir sola kayıyor, bu müsabakanın sonucunu merak ediyorlardı.

En az on dakika geçtiğinde Alicia'nin vücudu mor ve kırmızı yaralarla, Luther'ın gövdesi ise kurt tırnaklarıyla kaplıydı. İkisi de perişandı.

Vanya: Bu kadar yeter. Birbirinize zarar veriyorsunuz.

Artık bitkinlikten çimlere uzanan Alicia kalkıp revire doğru ilerlemeye başladı. Luther da peşinden gidince onları beklemeye başladılar.

İkisi de geri gelince Linda'nin gücü üzerine çalışmaya başladılar. Hiçbiri Linda'nin gücü hakkında bir bilgiye sahip değildi. Five hariç tabii.

Five: Şimdi küçük şeylerle başla. Mesela *yeri göstererek* burayı sallandır.

Linda: Baya küçük bir şeymiş.

Five: *göz devirerek* Nasıl yapacağımı biliyor musun? Bak şimdi ellerini yere doğru uzat ve odaklan ilk sefer için.

Linda bir türlü beceremiyordu. Diego, Linda'ya yardıma gitti. Ellerini tuttu ve Five'in dediklerini yaptırmaya başladı. Linda garip hissediyordu. Biraz sonra Klaus ve Allison'ın ağzından küçük bir çığlık kaçtı. Başarmıştı.

Diego: Çocuklar benim bir yere gitmem gerekiyor. Lütfen beni dil dersinde idare eder misiniz?

Klaus: Yalvarmam hoşuma gitti. Tekrar yap!

Diego, Klaus'un omzuna vurdu. Alanis ne olduğunu bildiğinden gülümseyerek başını salladı ve içeri girdiler.

-DIEGO-

Onun iş yerine doğru ilerlerken mağazalara bakıyor ve ne almam gerektiğini düşünüyordum. Nişanlı olması umurumda değildi, bence nişanlısı onu sevmiyordu zaten.

Bir çiçekçinin önünde durduğumda içeri girmek için bir adım atmıştım ki onun bundan hoşlanmayacağını düşünerek ilerlemeye devam ettim.

Karakolun hemen çaprazında oyuncakçı gibi bir şey vardi ve reyonda gördüğüm dedektif büyüteci ilgimi çekti. İçeri girdim ve büyütecin üstüne onun ismini yazdırdım.

Oradan çıkıp karakola girdim ve artık ezberlediğim odasına doğru adımladım.

Dedektif Eudora Patch

Oda boştu. Masanın üstüne doğru yaklaştığında bir adres gördüm ve kâğıdı cebime sokup dışarı çıktım. Adrese vardığımda burasının bir depo olduğunu gördüm.

Kapıda kimsenin olmaması tuhaftı. İçeriye girdiğimde bir kaç kapı olduğunu gördüm. İlk iki kapıda hep kan gölü vardı ama üçüncü kapı...
Üçüncü kapı beni benden alan şeydi.

"HAYIIIIR!"

Ağlamaya başladım. Koca adam ağlar mıydı? Ağlardı. Şu an suçlu durumunda gözüküyordum. Polis sirenleri yaklaştıkça ben de dışarı doğru bir adım atıyordum. Nefesi yoktu, nabzı yoktu. Dışarı attım kendimi ve akademiye doğru koşmaya başladım.

Vardığımda kapıyı sertçe kapattım ve odama çıktım. Biraz yalnız kalmalıydım.

-LINDA-

Diego bir anda içeri girdi ve odasına kapandı. Ağlama sesleri geliyordu. Ona karşı bir şey hissettiğimin farkındaydım ama ne olduğunu bilmiyordum. İlk defa ağladığını görüyordum. Gerçi onu daha ne kadar görmüştüm ki?

Odasını kilitlememişti neyse ki. Yavaşça kapıyı açtım. Yere oturup duvara yaslanmıştı.

Diego: Neden öldün? Daha seni sevdiğimi söyleyecektim.

Linda: Diego? Anlatmak ister misin?

Diego: O öldü. Sevdiğim öldü. O evlenecekti ama yine de seviyordum. O öldü. O öldü. O öldü-

Bir anda gelen deli cesaretiyle ona yaklaştım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. O sevdiği birinin olduğunu söylerken ben onu öptüm. Ne yaptım ben?

Reginald'in söyleyeceği önemli şey ne sizce?

Linda ve Diego, kaynak yapmayın lütfen. Five ve Alanis vardı sırada kwjdkwkzjas.

Online Muah ♥️

Kemanlardan Çıkan Gerçek | TUAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin