Bölüm ³⁸

555 50 73
                                    

Sasha: Tamam! Tamam, benden duyması daha iyi.

Sasha hala yarasından dolayı kan kusuyordu, kesik kesik nefes alıyordu.

Alanis: İstediğini verme şuna Sasha! Hiçbir şey söyleme, biz sana inanırız.

Sasha: Hayır Als, söylemem lazım. Eninde sonunda ortaya çıkacaktı bu.

Sasha derin bir nefes aldı ve cesaretini topladı. Özellikle Alanis yanındayken bunu nasıl söyleyecekti bilmiyordu.

Sasha: Alanis, annenin öldüğü gün... Ben o gün birilerinin bizi takip ettiğini fark etmiştim ama emin olamamıştım. Belki de ilk defa güvenli hissettiğim bir yerde durmak için umursamamıştım. Bunu sana söylemem lazımdı, evet ama... yapamadım işte.

Alanis'in elleri Sasha'nın yarasının üstünde hareketini kesince bir yaş aktı gözlerinden. Sasha acısını bile unutmuştu o yaştan sonra.

Alanis: Şu an bunları konuşacak değiliz. Burdan çıkmalı ve seni iyileştirmeliyiz. Söz veriyorum iyi olacaksın.

Sasha: Biriniz ceketini verebilir mi? Çok soğuk oldu da.

Alicia: *Sasha'yı sarsarak* Sasha? Sasha hey uyan!

Sasha gözlerini kapattığında odaya sessizlik hakim olmuştu. Bir kaç saniye geçmemişti ki odaya bir gaz salındı ve hiç kimse önünü görememeye başladı.

Alanis, Sasha'nın ellerinin arasından gittiğini hissetti ve onu tüm gücüyle kendine doğru çekti. Sasha'yı çekenlerden biri, Alanis'in kafasına silahı doğrultup namlusuyla vurduğunda kafasını tutarak geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Sonunda gaz gittiğinde herkes bir yere odaklanmıştı. 2 hafta önce çekildileri fotoğrafa. Sasha'nın üstü kanlı bir çarpıyla çizilmişti.

Alanis: Hepimiz öleceğiz, bunu biliyorsunuz değil mi? Burdan çıkmanın bir yolu yok.

Hepsi sessiz kalırken Alanis'in haklı olduğunu biliyorlardı. Tek çare görevleri yapmaktı.

Five: Görevleri yapmayı kabul ediyoruz.

Ses: Sonunda doğru karar Hargreevesler. Günahkarların arasında en az günahı olan Sasha'ydı. Ah, sıradaki kim acaba?

Her biri sessizlikle sesin kimi seçeceğini düşünürken o kişi, seçileceğini hissetmişti.

Ses: Alicia, Alicia, Alicia... Hargreevesler arasında en zeki sensin ve seni kendime benzetiyorum. Keşke en başında Reginald yerine seni ben alsaymışım.

Alicia: Görevim ne?

Ses: Sadece solundaki kapıdan içeri gir, karşına kütüphane çıkacak. Kapağında yonca resmi olan kitabı al ve 42. sayfayı aç. Yanına iki kişiyi de alabilirsin, bol şans.

Alicia, kim en hızlı hareket edebilir diye düşünürken gözü Allison ve Alanis'e takıldı. İkisinin de bu işlerde iyi olduğunu düşünerek onları yanına aldı ve kütüphaneye doğru ilerledi.

Five: Kendine dikkat et.

Alanis: Siz de öyle.

Üçü beraber kapıdan içeri girdiklerinde hayatlarında görmedikleri kadar büyük bir kütüphaneyle karşılaştılar. Bu kadar kitabın arasında aradıklarını bulabileceklerinden emin değillerdi.

Alicia: Tamam, Allison sen sağa, Alanis sen sola, ben de ortaya gideceğim. Kitabı bulan kişi sakın dokunmasın. Sadece beni çağırın yeter.

Alicia her şeyi çözmüştü, kitap onun ölümüydü. Ölüme doğru koşuyordu ama umurunda değildi. Burdan çıkış yoktu, biliyordu. Bu yüzden de hemen ölmeyi diliyordu.

Allison her yere bakıyordu. Bütün çiçek türlerini bulmuştu resmen ama yonca hiçbir yerde yoktu.

Alanis ise sonunda bulmuştu. "Kitaba dokunmayın!" dediğini duyar gibi oldu Alicia'nın. Fakat kapağında olan yonca, ona dokunma isteğini arttırıyordu adeta.

Elini bir değdirip çekecekti. Amacı buydu. Yoncaya dokundu ve dokunduğu gibi hemen geri çekildi. Şimdi ise işaret parmağında bir yonca deseni oluşmuştu. "Bir zarar gelmez." diye düşünüp Alicia ve Allison'ı çağırdı.

Alicia, kitabın 42. sayfasını açarken, zehrin damarlarında dolaştığını biliyordu ama yine de vazgeçmedi ve o sayfayı açtı. Ailesiyle beraber çektirdiği ilk fotoğraf vardı karşında. Gülümsüyordu şu anın aksine.

Alicia: Büyük ihtimalle birazdan dizlerimin üstüne düşeceğim. Telaş yapmayın, sizi seviyorum. Daniel'a da söyleyin.

Alanis & Allison: ALICIA!

Alicia çoktan yere düşmüştü.

Ses: Başından beri biliyordun değil mi Alicia'm? Benim akıllı kızım. Ölmen kötü oldu, bana lazımdın.

Ses: Günahını söyleyemeden gitti, tüh yazık. Neyse ki ben varım.

Ses: Bir dolunay akşamı, Alanis'in burda olmadığı zamanlar, Alicia ailesiyle beraber geçirdiği anıları düşünüyordu ve bum! Kurda dönüştü ve bilin bakalım nereye gitti?

Ses: Ailesinin yanına tabii ki. Ah, o sahnelere bayılmıştım. Musluktan bile kan akıyordu. Ne kadar da vahşet değil mi? Tam da benim tarzım. Tek zayıflığı duygularıydı. Onu çok güzel bir mezara gömeceğim.

Yine o rahatsız edici gaz gelmişti. Alanis ve Allison gözlerini yakan bu gazdan kurtulmak için gözlerini kapattılar ve açtıklarında Alicia yoktu.

Yorgun ve ağlamaklı gözlerle kütüphaneden çıktıklarında herkes aynı noktaya bakıyorlardı. Fotoğrafa. Sasha'nın üstünün kanla çizilmesi gibi Alicia'ya da aynısı olmuştu. İkisinin de üstünde kanlı bir çarpı vardı.

Şimdiki en önemli soru ise sıradaki kimdi?

Selamm nasıl gidiyor? Bölüm nasıldı?

Biraz geç geldiği için üzgünüm, işlerim vardı ve okullar da başladı zaten :')

Sizce sıradaki kim? Ve bu ses ne istiyor?

Online Muah ♥️

Kemanlardan Çıkan Gerçek | TUAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin